Ankaralı neden Oygür'e oy versin? İşte yanıtı

Vatan PartisiAnkaraBüyükşehir BelediyeBaşkanAdayıTülin Oygür, bugün Ulusal Kanal’da Halil Nebiler’in sunduğu Televizyon Gazetesi programına konuk oldu. Oygür, sistemin iki adayı üzerinden sürdürülen tartışmaları bir kenara bırakarak neden Vatan Partisi’ne oy verilmesi gerektiğini anlattı.

Ankara İstikler’de 3 katlı metruk binada meydana gelen yangın sonrası 5 Afgan göçmenin hayatını kaybetmesine değinen Oygür, yaşanan felaketin çarpık belediyeciliğin insana bakışının yansıması olduğunu söyledi.Oygür, can veren Afganların hayatlarını kazanmaya çalışan insanlar olduğunu söyleyerek “Neden metruk binalarda kalıyorlar. Yok mu bunlara sahip çıkan? Bir kazanç olmadığı için yoksul insanların elinden tutmuyorlar” dedi.

Oygür, Nebiler’in “Ankara’da devrim yapacağız derken ne demek istiyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:

‘ANKARA’YA BAKARKEN GURUR DUYACAĞIZ’

“Ankara'da Anıtkabir’i istisna tutuyorum ama Ankara’da dolaşırken buranın devrimci bir Cumhuriyetin başkenti olduğunu hissetmiyorsunuz. Burası çok onurlu bir mücadele sonrası kurulmuş devrimci bir cumhuriyetin başkenti. Bir keşmekeş içinde son derece çirkin bir yapılaşma var. Bütün güzelliklerin üzeri örtülmüş. Trafik felaket boyutta. Bu gürültü ve hava kirliliğine yansıyor.

Bu tablo onurlu bir kente yakışmıyor. Tekrar layık olduğu çehreye Ankara’yı kavuşturmak için illaki bir yerel yönetim devrimi yapmak lazım. Yapılacak işler çok fazla ve devrimsel nitelikte. 25 yıldır yapılan yanlışları hem çözeceksiniz, hem yenilerini üzerine ekleyeceksiniz. Türk bayrağına, Atatürk’e bakarken duyduğumuz gururu burada da yaşayacağız.

Ankara, kimliksiz, karışık ve estetikten uzak, sanatın hiç görülmediği bir şehir. Sanata dair hersey ortadan kaldırılıyor. Başka başkentleri de gördük çok büyük fark var. Burası betona boğulmuş bir şehir, bunu geri çevireceğiz.”

‘YOKSUL HALK SANATLA BULUŞACAK’

Bu bir sistem meselesi. Sistemin bir yanı doğru yürüyecek öteki tarafları aksayacak diye bişey yok. Bu maddiyatla ilgili. Rantiyeci belediyecilik var. Bütün Türkiye’de olduğu gibi Ankara’da da tahribat inşaat şirketleri üzerinden oldu. Çok güzel bir Ankara gar binası var. Onun arkasına YHT gar binası yapılınca hem rantı alıyorsunuz, hem estetiği bozuyorsunuz. Sanatın rantla alakası yok. Sanat dürüstlük ve estetikle yapılır. Sanatla ilişkileri yok bu yüzden. Hem Ankara’nın onurlu tarihini ve cumhuriyet öncesi tarihini kapatıyorlar. Bir yandanda rant peşinde koşuyorlar. Sistemin çarkı böyle dönüyor. Biz ‘başkent kimliğini geri kazandıracağız’ dediğimizde bunu belediye kaynaklarıyla yapacağız. Kamucu bir yaklaşımla bakınca karlılık, şirketçilik olmaz. Halk ve kendi öz kaynaklarınız olur.”

Halil Nebiler’in “Ankara’da epeydir dolaşıyorsunuz. Vatandaşlar sizi nasıl karşılıyor?” sorusuna karşı Oygür şu yanıtı verdi:

“Büyük bir saygı ve içten kucaklama var Ankara halkından. Türk toplumunun kadına yaklaşımı bizim geleneğimizde bellidir. Mesela Çubuk’ta kahvehaneleri geziyoruz. Tamamen köylerden gelen erkeklerin oturduğu kahvehanelerde kadınlar pazarda satış yapıyor. Bütün erkekler ayağa kalkarak karşıladı beni. Bir göreve talip olmuş kadını takdir ediyorlar ancak aynı saygıyı kendi eşine ve çocuğuna da göstermeli halkımız.”

‘DOĞRULARI SÖYLEDİĞİMİZ İÇİN MEDYADA YER ALMIYORUZ’

“Seçim propogandamızı Ulusal Kanal ve sosyal medya üzerinden sürdürdük. Biz esnafın, köylünün, çiftçinin, işsizin gözünde çaresizliği gördük. Halkın umudu bitmiş gibi. Biz halka Türkiye’nin önünde çok güzel günler olduğunu belirttik. Her iki ittifaktaki partilerin bu sistemin adayı olduğunu, hangi ittifakı seçerlerse seçsinler, sisteme hayır deme yönünde mesafe alamayacaklarını söylediğimizde o kadar insan bize onay verdi ki. ‘Bu düzenin bir sahibi var o da sizsiniz’ dedik. Bunu söylediğimiz için bize ana akım medyada yer verilmiyor. ‘Doğruları söylememiz, sizlerin öğrenmesi istenmiyor’ dedik. Bu sisteme sarı kart göstermek için sandığa gidin ve Vatan Partisi adayına oy verin diyoruz.”

Nebiler’in “Siz bu seçime yıllardır hazırlanmışsınız gibisiniz” sözleri karşısında Vatan Partisi’nin programın işaret eden Oygür, şunları söyledi:

“Bu bütün adaylarımız için geçerli bir durum. Bunun altında şu var; Vatan Partisi’nin parti programına dayalı olarak programımızı hazırladık. Bizim kendimizi bu şekilde ifade edebilmemizin ardında Vatan Partisi Programı var. ‘Milli kentler' diyoruz; mesela Ankara için “Devrimin başkenti kimliğini yeniden kazandırmak” var.

Üretim var bizim programımızda. Buna göre bir seçim programı hazırladık. Yıllardır bu seçime hazırlanıyor olma görüntüsünün ardında tutarlı programımız var.

‘NEDEN ANKARALI TÜLİN OYGÜR’E OY VERSİN?’

Türkiye’nin beka sorunu olduğunu kabul eden ancak bu beka sorununu mevcut hükümetin çözemeyeceğini gören; üretim devrimi, komşularla ilişkiler gibi sorunları çözemeyecek iktidarın olduğunu gören bir vatandaş iseniz Tülin Oygür’e oy vermek zorundasınız. Türkiye çok büyük iki sorunla boğazlaşıyor. Ekonomide ve dış politikada yalpalıyoruz. Diğer partilerde de Atlantik sistemine eklemlenme hevesi var. Ankaralılar iki ittifak meselesini bıraksınlar. Beka sorununun ne olduğunu anlamak, bu sorun içinde kimlerin nerede olduğunu izlemek ve vicdanıyla sandığa gitmelerini istiyoruz.

Ankara’da trafikte otomobil terörünün bitmesini istiyorlarsa,

Ankara’da kentin temel ihtiyaçlarını giderecek şekilde üretimin teşvik edilmesini,

Ankara’nın köylerinin canlanmasını istiyorlarsa,

Köyden kopmuş şehrin varoşlarına savrulan gençlerimizin üretime katılmasını ve mutlu olmasını istiyorlarsa,

Kadınımızın ve genç işsizlerimizin istihdam edilmesini istiyorlarsa,

Göğe yükselen tuhaf kimin yaşadığı belli olmayan yapıların son bulmasını istiyorlarsa,

Üniversiteli gençlerin başlarını sokacakları pansiyon sistemini istiyorlarsa,

Sadece zengin seçkinlerin değil yoksul halkın da sanata ve kültüre kavuşması için,

Ankara’nın havası temizlensin artık kömür dağıtılmasın, doğalgazın heryere ulaşması için,

Çeşmeden içme suyu aksın istiyorlasa Tülin Oygür’e ve Vatan Partisi ilçe adaylarına oy verecekler başka bir çare yok.

Halkımızın gözündeki çaresizliğin sonrasını bizi dinledikten sonra yanan ışığı gördük.