“Madde Kullanımı ve Bağımlılıkla Mücadele“ konferansı

"Yasaklayarak, kısıtlayarak, baskı kurarak çocuklarımızı zararlı maddelerden uzak tutamayız. Çocuklarımızı madde kullanımından korumak, onları sorumluluklarının bilincinde olan, sorunlarına çözüm getirebilen, özgüven ve bağımsızlık duyguları gelişmiş, bireyler olarak yetiştirmemize bağlıdır"

“Madde Kullanımı ve Bağımlılıkla Mücadele“ konferansı

Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÜSBAUMER) Müdürü Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, yasaklayarak, kısıtlayarak, baskı kurarak çocukların zararlı maddelerden uzak tutulamayacağını söyledi.

Hitit Üniversitesince Erol Olçok Konferans Salonu'nda düzenlenen "Madde Kullanımı ve Bağımlılıkla Mücadele" konulu konferansta konuşan Dilbaz, ailelerin çocuklarını "Ben çok çektim, çocuklarım çekmesin." mantığıyla yetiştirdiklerini, bu tür ailelerin çocuklarında zararlı madde kullanımının daha yaygın olduğunu gözlemlediklerini söyledi.

Bazı annelerin, "Çocuğumun bir yeri ağrımasın, canı acımasın." mantığıyla çocuklarına, ağrı yokken bile ağrı kesici içirebildiğini ifade eden Gülbaz, "Biz böyle yaparak çocuklarımızı 'Sen çok kıymetlisin. Sen her an mutlu olmalısın. Hiç üzülmemelisin, hiç canın acımamalı.' düşüncesine yöneltmiş oluyoruz. Bu durumda çocuklar, büyüdüklerinde kolay tatmin olmuyor ve anlık zevklere yönelebiliyor. Bu çocuklar büyüdüklerinde 'Dünya benim için var.' düşüncesine kapılıyor. Bu tarz yetiştirilen çocuklarda madde kullanımını maalesef daha fazla görüyoruz." diye konuştu.

Gülbaz, ebeveynlere, çocuklarına arkadaş gibi değil, anne baba gibi yaklaşmaları tavsiyesinde bulunarak, "Lütfen çocuklarınızla arkadaş gibi olmayın. Onun arkadaşı çok ama bir tane anne babası var. Sevin, sayın, o da sizi saysın. Ebeveynin tanımını doğru yapmak gerekiyor. Otoritenin sınırlarının belirgin olması gerekiyor. Yani çocuk ne zaman ne yapacağını bilmeli. Baştan itibaren çocukları eğitirken buna dikkat edilmesi gerekiyor." ifadesini kullandı.

İnsanların en büyük zafiyetinin, haz alma dürtüsü olduğunu dile getiren Dilbaz, şunları kaydetti:

"Bu nedenle insanlar, bağımlılık yapan çeşitli maddeler kullanmaya yönelebiliyorlar. Bu tür maddeler, kısa süreli haz sağlasa da uzun vadedeki huzuru yok edebiliyor. Aslında bağımlılık, bir beyin hastalığıdır. Zararlı madde bağımlılığı da beyne hem yapısal hem de işlevsel olarak zarar vermektedir. İnsanın ön beyni, kendisi için neyin yararlı, neyin zararlı olduğuna karar verir. Ön beynin oluşumunu tamamlaması, bireyin ergenliğinin bittiği anlamına gelir. Dolayısıyla ergenlik dönemindeki bir birey, kötü niyetli kişilerin hedefindedir. Yaptığımız araştırmalarda da zararlı madde kullanan kişilerin, 16-17 yaşlarında kullanmaya başladıklarını görüyoruz. Çocuklarımızın eğitimini çok daha erken yaşlarda sağlam temeller üzerine kurarsak, zararlı madde kullanımından koruma olasılığımız çok daha yüksek olacaktır."

Gülbaz, yasaklayarak, kısıtlayarak, baskı kurarak çocukların zararlı maddelerden uzak tutulamayacağını vurgulayarak, "Çocuklarımızı madde kullanımından korumak, onları sorumluluklarının bilincinde olan, sorunlarına çözüm getirebilen, özgüven ve bağımsızlık duyguları gelişmiş, bireyler olarak yetiştirmemize bağlıdır. Onlar bizden daha akıllı. Dolayısıyla yasaklarla, kısıtlamalarla hiç bir şey yapma şansımız yok." dedi.

Konferansın ardından Çorum Valisi Necmeddin Kılıç ve Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan, Dilbaz'a hediye takdim etti.

çorum Hitit Üniversitesi madde bağımlılığı