Sermaye dağa çıktı, domuzlar İstanbul'a indi

Dün sevgiliye kavuşmak için delinen dağlarımız bugün para için delik deşik ediliyor…

Sermaye dağa çıktı, domuzlar İstanbul'a indi

Uygarlığın, insanın dağları taklit etme çabasıyla başladığı söylenir. Mısır’da piramitler, Babil’de zigguratlar, Güney Amerika’da İnka tapınakları; bu söylemin örnekleri sayılabilir. Sahip olduğu coğrafi konumuyla dünyanın en şanslı ülkelerinin başında gelen Türkiye, tam bir dağlar ülkesi. Sırtını dağlara yaslayan verimli ovalar, su havzaları ve vadiler binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan insanlara bağımsız bir hayat yaşayabilme olanağı sundu…

Dağlar…

Efe’lerin sığınağı, kartalın yurdu, çobanın ekmek kapısı…

Dağlar…

Aydın’da incir, Tokat’ta asma, Antalya’da narın rüyası. Karakeçinin sütü, sarı arının balı, akça gelinin şalı. Anadolu insanının masalı, dünü, geleceği…

Ancak Anadolu’yu bir masal ülkesi yapan dağlar, dağlarımız birer birer elimizden kayıp gidiyor. Bir başka deyişle yaşamın temel kaynağı olan dağlarımız, insan eliyle milyonlarca yıllık yolculuklarının sonuna doğru hızla ilerliyor.

Tüm zamanların en yıkıcı türü olan insan, varlığını borçlu olduğu dağları peynir kalıbı gibi kesiyor, un ufak ediyor. İnsanoğlu bu gerçeğin farkına çoktan varmış olsa da çözüm için atılan adımlar ne yazık ki yıkım için atılanların çok gerisinde kalıyor.

11 Aralık Uluslararası Dağ Günü. Türkiye’nin akılları zorlayan gündeminin arasında kaynayıp giden günlerden biri. Ancak bu boğucu gündemin arasından gerçeklere bakıldığında, hepimizin geleceğinin teminatı olan dağların çığlığının bir güne sığmayacağı ortada. Bu yüzden ülkenin dört bir yanında dağlarını korumaya çalışan insanlar var. Sayıları az da olsa Edirne’den Kars’a yaşamlarıyla bu toprakların öykülerini yazmaya devam eden yürekler yaşamı korumak için atmaya devam ediyor…

Bu koca yürekli adamlardan biri de her geçen gün biraz daha yağmalanan Trakya’nın akciğerleri, yaşam kaynağı Istrancaların sesi soluğu olmaya çabalayan Göksal Çidem.

Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (DAYKO) Kırklareli Temsilcisi olan Çidem, dünya dağ günü dolayısıyla Istrancalardaki yıkımı bir kez daha duyuruyor.

DÜNYA NÜFUSUNUN YÜZDE 12’Sİ DAĞLARDA YAŞIYOR

“Birçoğumuzun haberi bile olmasa da bugün Uluslararası Dağ Günü” sözleriyle dikkatimizi dağlara çeken Çidem, Anadolu dağlarının yok oluşuna dikkat çekerek hepimizi şu sözlerle uyarıyor:

“Dünya nüfusunun yüzde 12’si dağlarda yaşıyor. Yaban hayatının ise tamamına yakını dağlarda ve eteklerinde yaşam buluyor. Dünyadaki içilebilir su kaynaklarının yarısından fazlası ve temiz hava dağlardadır. Dağlar, sürdürülebilir bir çevrenin temelidir. Burada varlığını sürdürmeye çalışan yabanıl hayat ve burada yaşayan insanların yaşamlarını sürdürmesi gelecek için çok önemli. BM tarafından 2002 yılından beri her yıl 11 Aralık’ta kutlanan dağ gününde, dağlarda yaşayan ve geçimini dağlardan sağlayan insan topluluklarının sorunlarına dikkat çekiliyor.

‘DÜN SEVGİLİYE KAVUŞMAK İÇİNDİ, BUGÜN PARA İÇİN DELİNİYOR’

Ergenenin Istrancalardan doğduğu gibi dünyadaki bütün nehirler de dağlardan doğar.

Günümüzde dağlarımızın hali içler acısıdır. Toroslardan Kazdağlarına, Kaçkarlardan Istrancalara kadar madencilik, RES ve HES ile dağlarımız delik deşik edilmiştir.

Dağları delik deşik etmek için türküler bile yakmışız: ‘Dağlar seni delik delik delerim kalbur alıp toprağını elerim… Şu dağları delmeli kül edip elemeli.’

Demişiz, çalıp söylemişiz. Tüm bunlar sevgiliye kavuşmak için yazılmış, yakılmış. Günümüzde dağları delik delik delenler, toprağını eleyenler daha çok kazanmak adına; dağlarımızı, hem de orada yaşayan canlarımızı, toprağımızı, suyumuzu, havamızı, geleceğimizi yok ediyorlar.

SERMAYE DAĞA ÇIKTI, DOMUZLAR İSTANBUL’A İNDİ’

Sermaye dağa çıktığı için, domuzlar İstanbul’da Boğaza, Kırklareli’nde pazara iniyor. Yaban hayatı yer değiştirmek zorunda kaldı. Dünya Dağlar Günü’nde, dağlarda yaşayanların temiz bir geleceklerinin olmasını diliyorum.”

Yusuf Yavuz

ulusalkanal.com.tr