Vatan Partisi Genel Sekreteri Osman Yılmaz: Musul, ABD'nin Türkiye'ye kurduğu bir tuzaktır
Vatan Partisi Genel Sekreteri Osman Yılmaz, Musul operasyonunun Türkiye'nin PKK'ya karşı verdiği vatan savaşını baltalamak için bir tuzak olduğunu söyledi. Washington'un Musul operasyonuyla PKK koridorunu bölen Fırat Kalkanı Harekatını engellemek istediğini söyleyen Yılmaz’a göre Türkiye’nin bölge ülkeleriyle karşı karşıya getirilmesi hedefleniyor.
Yılmaz, şunları söyledi:
TÜRKİYE'NİN ÖNCELİĞİ, VATAN SAVAŞINI ZAFERE ULAŞTIRMAKTIR
Son günlerde Irak’ın Musul şehri ile ilgili yaşanan gelişmeler ABD’nin Türkiye’ye kurduğu bir tuzaktır. ABD’nin kara gücünü şehirlerde hendeklere gömen, kırsalda ağır kayıplar verdiren, Fırat Kalkanı Operasyonu ile ABD –İsrail koridoruna müdahale eden Türkiye’nin önüne bir tuzak kurulmaktadır.
Tuzağın sahibi ABD’dir. ABD’nin siyasetinin merkezinde İkinci İsrail’in kurulması vardır. Kara gücü PKK/PYD’nin güvenliğidir. Bu planın karşısındaki en büyük “tehlike” ise Türkiye, İran, Irak, Rusya ve Suriye arasında oluşturulmaya çalışılan bölge ittifakıdır.
Koridorda Türkiye ile ABD karşı karşıya gelmiştir. ABD’nin bölgemizdeki baş düşmanı Türkiye’dir. ABD, herkesi Türkiye’ye karşı kışkırtmaya çalışıyor, Irak ve Suriye gibi ABD’nin karşısında konumlanan ülkeleri bile Türkiye ile karşı karşıya getirmeye yönelik siyasetler izliyor. Çünkü Türkiye’nin Atlantik denetiminden kurtulması ve Asya’da konumlanması, bütün dünya dengelerini alt üst edecektir.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Koridora girdikten bir süre sonra, ABD, Rakka yönünü gösterdi. Ancak Türkiye kendi stratejik yönünde ilerlemeye devam etti.
Şimdi Türkiye Musul’a sürülmek isteniyor. Musul lafının dolaşması bile, Türkiye ile Irak arasındaki ilişkileri geriyor. Yalnız Irak’ın değil elbette, Suriye, İran, Lübnan ve Rusya’nın Tayyip Erdoğan yönetimine güvensizlikleri Musul söylemleri yüzünden depreşiyor. Yürütülen Başika tartışmaları da bu kapsamdadır.
AMERİKA'NIN DOĞRUDAN VE DOLAYLI ADAMLARI
Musul tartışmalarıyla birlikte ABD’nin Türkiye’deki adamları harekete geçtiler.
Birinci grup, açık Amerikancılar, onları herkes biliyor. 15 Temmuz darbesiyle çok ağır kayıplara uğradılar, ancak ABD süper devlet gücüyle onların arkasındadır.
İkinci grup, Tayyip Erdoğan düşmanlığıyla gözleri bağlananlardır. PKK’nın “Saray Savaşı” korosuna katılanlardır. Bunlar her ABD sapağında, Türkiye’nin o sapağa girmesi için propaganda yürütüyorlar. Birden ortalığa dökülüyor, “Bakın görüyor musunuz Türkiye Rakka’ya gidiyor”, şimdi de “Musul’a gidiyor” diye Türk Silahlı Kuvvetlerinin arkasındaki millet desteğini sarsmaya çabalıyorlar. Açıkçası bozgunculuk yapıyorlar.
TÜRKİYE'NİN ÖNCELİKLERİ
Türkiye’nin Musul yönüne saparsa, ABD stratejisine teslim olur. Musul’u almak diye özetlenebilecek siyaset, Türkiye’yi yeniden ABD denetimine sokar. Çünkü Musul hedefine ancak ABD ile birlikte yürünür ve bölge ülkelerine karşı savaşı göze almak gerekir. O süreçte PKK/PYD, Türkiye’nin “dostu” olur. Türkiye, kendisini bölecek bir planın taşeronu durumuna düşer. O nedenle bugün Musul yönünde, Türkiye’nin vatan bütünlüğü yok, vatanın bölünmesi var. “Musul’u almak” diye özetlenebilecek siyaset, Türkiye’yi bütün gerçek müttefikleriyle karşı karşıya getirir ve yalnızlaştırır.
Türkiye, kesinlikle ABD’nin Musul tuzağına düşmeyecektir. Bir kez Türk Silahlı Kuvvetleri yaş tahtaya basmaz. Hükümet yetkililerinin açıklamaları da bu tuzağın farkında olduklarını gösteriyor. Tayyip Erdoğan’ın da farklı bir yönelişi olabileceğine olasılık tanımıyoruz. Çünkü Cumhurbaşkanı’nın önünde, bazılarının çok arzu ettiği gibi, ABD’ye teslim olma seçeneği yoktur.
Sonuç: Türkiye’nin mecburiyetleri yönümüzü gösteriyor. Türkiye’nin mecburi yönü, vatan bütünlüğünü sağlamaktır. Bu amaçla Rusya, Suriye, Irak, İran ve Lübnan’la el ele vermektir.
Irak’ı bölmek, Diyarbakır’ı kaybetmenin ilk adımıdır.
Batı Asya Birliği, bizi Körfeze kadar Irak’ın tamamıyla ve bu arada Musul’la da birleştirir.
HABER: GÜRKAN DEMİR - KAMERA: TANSEV KARA
ulusalkanal.com.tr