Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nusret Senem savunmasını yaptı
Ergenekon Davası’nın Yargıtay'daki temyiz duruşmasında bugün savunmasını yapan isim Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nusret Senem oldu. Senem savunmasında AKP iktidarı ve Fethullahçı çeteye karşı yürüttükleri mücadeleden dolayı hedef haline geldiklerini belirterek, "Dönemin Başbakanı Erdoğan ve hükümet yetkilileri kurulan kumpası daha sonra itiraf etmek zorunda kaldılar. Bu aynı zamanda bir iş ortaklığının da kanıtıdır" dedi.
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nusret Senem’in savunması şu şekilde:
“Yargıtay’daki temyiz duruşmalarında savunma yapan Doğu Perinçek ve İlker Başbuğ’a katılıyorum. Ancak İlker Başbuğ’un savunmasındaki bir noktada farklı düşünüyorum. Başbuğ, Obama yönetiminin bu davaya farklı baktığını söylemişti. Buna katılmıyorum. 2013 yılından bu yana Fethullah Gülen’e yönelik soruşturmalara Amerika karşı çıkıyor. Ayrıca Gülen halen Amerika’da kollanıyor. Amerika’nın Fethullahçı bu örgütten vazgeçmesi söz konusu olamaz.
AKP-F TİPİ ÇETE ORTAKLIĞI
Biz, AKP iktidarı ve Fethullahçı çeteye yönelik bir mücadele yürütüp hedef haline geldik. Dönemin Başbakanı Erdoğan ve hükümet yetkilileri kurulan kumpası daha sonra itiraf etmek zorunda kaldılar. Bu aynı zamanda bir iş ortaklığının da kanıtıdır.
Bu dava bir psikolojik savaş kampanyasıdır. O dönemdeki adıyla İşçi Partisi’nde yapılan aramalarda bulunan CD’ler, telefon tapeleri, İşçi Partisi-Karargah Evleri gibi belgeler karşımıza suç unsuru olarak çıkartıldı. Eşref Bitlis’in ölümünden sonra davanın avukatıydım. Bitlis Paşa yaşasaydı birlikte bu davanın sanığı olacaktık. Bu dava bu kadar temelsiz bir davaydı.
İŞÇİ PARTİSİ DİK DURDU, BOYUN EĞMEDİ
Doğu Perinçek’e yönelik bu dava kapsamındaki ilk tertipler 2006 yılında başladı. Biz kumpas kurulacağını gördük sesimizi çıkartmayacak mıydık? Biz o dönemdeki adıyla İşçi Partisi olarak dik durduk, boyun eğmedik. Bu tertipler bize vız gelmiştir. Bu dik duruş sayesinde o duvarlar yıkıldı. Kumpası en başından itibaren toplum görsün diye haykırdık. Bedelini ödedik, bundan pişman değiliz.
İşçi Partisi’nde 21 Mart 2008’de, benim evim ve büromda da 25 Mart’ta aramalar yapıldı. Gece 4 civarında arandım ve partiye gittim. 100 kadar polis arama yapıyordu. Daha sonra bu aramayla ilgili şikayette bulundum ve dava açıldı. Davayı açan savcı da Abbas Özden’di. Daha sonra Özden hakkında bu davayı açtığı için karalama kampanyaları başlatıldı. O aramaların hukuka aykırı olduğu tespit edildi. Ancak polislere ceza verilmedi. Davanın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay, ‘aramalar hukuka uygun’ kararını verdi. Bu karar yargıda F tipi örgütün hüküm sürdüğü dönemin kararıdır. Ancak bu davada daireniz yetkilidir ve bu konuda sizin bir karar vermeniz gerekir.”
Yargıtay Konferans salonunda yapılan duruşmada ilk olarak CHP Milletvekili Mustafa Balbay da savunma yaptı.
Balbay, Ergenekon davasının ayaklarını oluşturan tüm davaların çöktüğünün belirtti. Mustafa Balbay, “Bu dava Türkiye’nin toptan gücünün, refleksinin yok edilmesine yöneliktir” dedi. Davanın bir de medya ayağının olduğuna dikkat çeken CHP Milletvekili, Medya mahkemeleri yerel mahkemeden daha acımasızdı. Bize bu yargılamayı yapanlar şimdi hukuk arıyor” ifadelerini kullandı.
Balbay davanın usul ve esas yönünden bozulması gerektiğini belirterek “Silivri’deki yargılamayı yargılayın” dedi.
ulusalkanal.com.tr