Ziyaretçilerini çocukluk yıllarına götüren müze
Yaklaşık bin 200 çeşit oyuncağın sergilendiği Antalya Oyuncak Müzesi, küçükler kadar büyüklerin de ilgisini çekiyor.
Bulundukları toplumun ekonomik, kültürel ve siyasi özelliklerini yansıtarak tarihe tanıklık eden oyuncaklar, sergilendikleri müzelerde her kesimin ilgisini çekiyor.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığı Müzeler Şube Müdürlüğüne bağlı Antalya Oyuncak Müzesinde de Türkiye'nin yanı sıra çeşitli ülkelerden her dönemin özelliklerini yansıtan oyuncaklar bulunuyor.
Müzede yurt dışındaki antikacılar ve açık artırmalardan toplanan yaklaşık bin 200 çeşit oyuncak beğeniye sunuluyor.
Müze sadece çocukları değil, bir günlüğüne de olsa çocukluk yıllarında çok sevdikleri oyuncaklarıyla "hasret gidermek isteyen" yetişkinleri de ağırlıyor.
Burada çocukluk anıları canlanan yetişkinler, yıllar sonra yeniden oyuncakların arasında olmanın mutluluğunu yaşıyor.
Antalya Oyuncak Müzesi Birim Sorumlusu Saliha Özdemir İpek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yurt içi ve yurt dışından grupların da ilgi gösterdiği müzeyi faaliyette bulunduğu 6 yıllık sürede, 27 bin 146 öğrencinin yanı sıra 5 bin 833 öğretmen, 5 bin 709 emekli ve 17 bin 887 kişinin tam biletle gezdiğini ayrıca 47 bin 413 de "aile bileti" satışı yaptıklarını söyledi.
Müzeye sadece çocukların değil, yetişkinlerin de ilgi gösterdiğini belirten İpek, müzede, "Fatoş Bebek, Nekur, Gürel" gibi bugün üretimi olmayan markaların da çağdaş müzecilik konseptiyle sergilendiğini kaydetti.
Ayda 3 binin üzerinde kişinin gezdiği müzeyi çocuklar kadar yetişkinlerin de ziyaret ettiğini belirten İpek, "Aslında burası bir anı müzesi. Geçmişte oynadığı oyuncakları, sahip oldukları veya olamadıkları oyuncakları burada gören yetişkin ziyaretçilerimiz, büyük bir heyecanla geçmişlerine, çocukluklarına dönerek müzeden ayrılıyorlar." dedi.
Oyuncakların, dönemin ekonomik koşularını gösteren çok önemli belgeler olduğuna dikkati çeken İpek, aynı zamanda ülkelerin çocuklara bakış açılarını da gösterdiğini vurguladı.
Çocuk dünyasının evrensel dili olan oyuncakların, çocukluğu ifade etmenin en güzel yolu olduğunu ifade eden İpek, "19. yüzyıla kadar tezgahlarda, demir atölyelerinde üretilen el yapımı oyuncaklar, sanayi devrimi sonrasında fabrika üretimine geçmiş ve oyuncak endüstrisi oluşmuştur. Oyuncaklar aynı zamanda bulundukları dönemlerin tarihsel tanıklarıdır. Üretildikleri toplumların özelliklerini, ekonomik, siyasi ve kültürel durumlarını da yansıtırlar." dedi.
"İkinci Dünya Savaşı sırasındaki en büyük propaganda aracı"
İpek, İkinci Dünya Savaşı sırasında oyuncakların en büyük propaganda aracı olarak kullanıldığına dikkati çekerek şöyle devam etti:
"Hitler 1932'de Nazi askerlerinden oluşan asker setlerini üreterek çocukların zihnine girmeyi amaçlamış, 1933'te üretimi tamamlanan 'Nazi askeri oyun setleri' Almanya'nın en çok satan oyuncakları olmuştur. Japonya'da 1945'te atılan atom bombası sonrasında üretilen oyuncaklarla Japonlar oyuncak üretiminde çok önemli yer tutmuşlardır. Görüldüğü gibi savaşa hazırlık ve savaşın yaralarını sarmada oyuncak en güçlü araçlardan biri olarak kullanılmıştır. Gerek Hitler'in ürettiği Nazi asker setleri, gerekse 1945 sonrası Japon oyuncak örnekleri de müzemizde bulunmaktadır."
Antalya Oyuncak Müzesinde, Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde "100 dükkan, 100 nefer" olarak söz ettiği Eyüp oyuncakçılığı örneklerinin de bulunduğunu dile getiren İpek, yönetmen Steven Spielberg'in Pascal Kaman adlı oyuncak üreticisinin 1982 yılında yaptığı uzaylı oyuncağından esinlenerek E.T filmini yaptığını, bu oyuncağın örneğinin de müzelerinde sergilendiğini belirtti.
İpek, Avrupa, ABD başta olmak üzere çok sayıda örnekleri olan oyuncak müzelerinin Türkiye'de de her geçen yıl arttığını sözlerine ekledi.
Ziyaretçiler memnun
Malatya'dan gelerek müzeyi ziyaret eden Gül Eda Öztürk, çocukluğunda oynadığı oyuncakları görmenin mutluluğunu yaşadığını belirterek, "Kardeşim burada öğrenci, onu ziyarete geldim. Gelmişken de böyle güzel bir yeri görmek gayet iyi oldu. Çocukluğuma döndüm. Her şey çok güzel. Böyle bir yerin olması beni mutlu etti." dedi.
Almanya'dan gelen gurbetçi Güneş ailesi de çeşitli ülkelerden oyuncukları görmekle farklı bir heyecan yaşadıklarını anlattı.