"Otoriten işte böyle sarsılır"
Beşiktaş-Fenerbahçe derbisini değerlendiren spor yazarları iki takımı da beğenmediklerini ifade ederken, eleştirilerden en çok nasibini alan isim Vitor Pereira oldu. Erman Toroğlu, maç öncesinde Pereira ile Van Persie arasında yaşanan olaya dikkat çekerek, Portekizli teknik adam için, "Otoriten işte böyle sarsılır" yorumunu yaptı.
Goller değil puanlar eşitlendi (Mustafa Denizli - Hürriyet)
Sadece ikinci yarı için değil ama maçın içinde daha net pozisyonları bulan Fenerbahçe’ydi. Ama Fenerbahçe bunları değerlendiremedi. Eğer böyle olursa da sonuçlarına katlanırsın. Bakıldığında Fenerbahçe iyi oynadığı diyebilir miyiz? Hayır. Ama attığı gollerde de girdiği pozisyonlarda da bireysel yeteneklerini ön plana çıkardılar. Esasında 2-0’dan gelip yakalayan takımın daha avantajlı olması lazım ama Fenerbahçe bunu kullanamadı. Beşiktaş da ona müsaade etmedi.
Tezat (Rüştü Reçber - Hürriyet)
Fenerbahçe adına kırılma anı diyebileceğimiz nokta Van Persie’nin 80. dakikada direkten dönen topuydu. İkinci yarı beklentilerin uzağında bir maç olsa da kazanmaya daha çok ihtiyacı olan takımın galip geldiği bir maç izledik. Ligin başı olmasına rağmen heyecanın üst seviyede kalması futbol severler için önemliydi. Eğer Beşiktaş kaybetseydi ligin henüz başında 6 puanlık bir fark oluşacaktı. Bu da ligin gidişatını olumsuz etkileyebilirdi.
Çok isteyen kazandı (İlker Yasin - Hürriyet)
Uzun adamların maçında, Fenerbahçe’nin uzunları Fernandao kaçırdı, Alves ve Kjaer Beşiktaş’ın uzunu Mario Gomez’e teslim oldu. Fenerbahçe’nin daha pozitif, atak, oyunu tutan anlayışına Beşiktaş; kontralarla ve daha kontrollü bir futbolla cevap verdi. Beşiktaş’ta 8 maçtır derbi kazanamayan bir takımın baskısı da vardı şüphesiz. Duran topların kıymeti anlaşıldı ve Atiba’nın müthiş performansı da alkışlandı.
Güneş'li pazartesiler (Kenan Başaran - Hürriyet)
DEMBA BA, yıllar sonra Kartal’ın en golcü ismi oldu ama derbilerde sıfır çekti. Gomez ise ilk derbisinde 2 tane atıp, 2 yıllık hasrete son verdi. Golcünün böylesi kıymetlidir. Panzerin golleri Beşiktaş’a can oldu. Takım son çeyrekte zafere inanarak çok kalpten oynayıp müthiş bir savunma direnci gösterdi. Çok kusurlar da vardı ancak bunu sonra tartışırız. Şimdi, siyah beyazlıların ‘Güneş’li Pazartesiler’i keyfince yaşama zamanı...
Tabelanın alt yazısı (Gürcan Bilgiç - Sabah)
"Beşiktaşlıyım" diyenler 90 dakikayı yürekleri ağızlarında izlediler. Daha formda olanın değil, daha kaliteli olanın hükümdarlığı vardı Atatürk Olimpiyat Stadı'nda. Tabelanın galibi işaret etmesi, sonuca saklananların avunma battaniyesidir. Altına saklanırlar, yetersizlikleri gizlerler. Çünkü 10 kişi oynasalar, tabela başka şeyler konuşabilirdi. Tıpkı, geçtiğimiz haftalarda "lideriz ya" diyerek, her şey yolundaymış gibi davranan Fenerbahçe'nin teknik patronu Vitor Pereira gibi!.
Lider benim (Metin Tekin - Sabah)
Öne çıkan oyuncu var mıydı?' diye bakarsak Beşiktaş'ta Mario Gomez golcü kimliği, gökhan töre de son iki haftadır yükselen formu ile dikkat çekti. Ama genelde bireysel performanslar aşağıda kalırken, tempo ve mücadele maçın seyir zevkini büyüten unsurdu. Ben açıkçası 90 dakikayı çok keyif alarak izledim. Fenerbahçe'deki Van Persie olayına bakarsak; Pereira'nın bir kez daha 'sensiz oynayacağım' demesi bana göre onlara pahalıya mal oldu. Artık Pereira ne yaparsa yapsın, ne derse desin o forma Van Persie'nin.
Pereira psikolojiden anlamıyor (Erman Toroğlu - Sabah)
Maç başlamadan önce Fenerbahçe Teknik Direktörü Pereira, önce yedek kulübesine gidip "Çak" yaptı. Bunu yapmaması lazımdı. Van Persie ile Diego'nun zoraki "Çak" yaptığını herkes gördü. Otoriten işte böyle hareketlerle sarsılır. Fenerbahçe'de sinirler gergin. Futbolcular sakin değil. Yoksa ilk yarıda o 2 golü birden yemezdi Fenerbahçe. Fernandao iyi, kurbanlık koçlar gibi koşuyor! Kafayı çakıyor ama o kadar! Oraya, o bölgeye bence gençlerin geçmesi lazım. O golleri nasıl kaçırırsın? Aynı pozisyonlarda Gomez nasıl attı golleri?
Yıldızını oynatarak kazanırsın (Rıdvan Dilmen - Sabah)
Taraftarlar Fernandao her gol kaçırdığında Pereira'nın kulaklarını çınlattı, bu net. İki kulübeye bakıyorum. Bir tarafta Şenol Güneş var, diğer yanda Vitor Pereira... Bir tarafta Mario Gomez'i oynattı Şenol hoca, kazandı. Pereira, oynatmayarak kazanmaya çalıştı, kaybetti. İki hoca arasındaki tecrübe farkını gösterir bu. Gomez'in hazır olmadığını görüyorduk ama hoca onun alışmasını bekliyordu biraz da. Bazı oyuncular istisnadır.
Özkahya kaybettirdi (Ahmet Çakar - Sabah)
Türkiye milyonlarca dolar paranın döndüğü ciddi bir futbol ülkesi ama hakemlerimiz futbolun içine etmek için ellerinden gelen çabayı büyük bir hızla sarf ediyorlar. Halis Özkahya bir FIFA hakemi ama dün gece Fenerbahçe maçı onun yüzünden kaybetti. Çok net söylüyorum, maçı onun yüzünden kaybetti demek çok iddialı ve romantik bir söylem olsa da Halis Özkahya Fenerbahçe'yi katletmiştir. Fenerbahçe'nin yediği ilk gol ofsayt. Top ortalanıyor, topa vurulduğu sırada Ersan Gülüm bence ofsayt pozisyonunda.
Pereira çok geç kaldı (Mehmet Demirkol - Fanatik)
Pereira açısından orta sahada yeniden topa sahip olmak için Diego'yu oyun almak çok doğru olsa da, oldukça geç kaldığını söylemek lazım. Nani'nin yüksek top kaybıyla oynadığı oyunda ona çok önceden ihtiyaç vardı. İsmail'le Volkan'ın önüne ikinci bir baraj dikmek de Şenol Güneş'in almaası gereken bir riskti. Fakat Oğuzhan'ı çıkarmak oyunu Fenerbahçe'ye verdi yine. Oyunu aldılar ama şans bulamadılar. Teknik adamlar, Şenol Güneş'in kesin olarak kazandığı bir satranç maçı gibiydi.
Güneş'in bayramı (Attila Gökçe - Milliyet)
Tam anlamıyla “bayramlık” bir maçtı. Beşiktaş da Fenerbahçe de sadece “sonuç odaklı” oynadılar. Futbolun temel ilkelerinden çoğunu ıskaladılar, kafayı fena halde “gole” taktılar. O nedenle karşılıklı hücum sahnelerinin yürekleri ağızlara getirdiği, savunmacıların feleğinin şaştığı ve karşılıklı olarak kendi kalelerini yaktıkları bol skorlu bir oyun izledik. Gündem sıkıntılı, günümüz bayram... Eh, işte olabildiğince eğlendik!
'Kenara geç'in İngilizcesi (Uğur Meleke - Milliyet)
Dün Olimpiyat’ta Türkiye’nin en pahalı 3 takımından 2’si sahne alıyor. avrupa ligi’nin de en pahalı 10 takımından ikisi. Hücumda çok renkliler, ama savunmaların halleri içler acısı! İki takımın toplam 8 savunmacısının 5’i üç ay önce gelmiş. Duran toplarda sadece toplar duruyor, savunmalar duramıyor bile! Çünkü birbirlerini henüz neredeyse ismen tanıyorlar, daha net bir duruş bile geliştirememişler.