Metin Şentürk'ten çağrı
Görme engelli sanatçı Şentürk, "İstiyoruz ki göreniyle görmeyeniyle, duyanıyla duymayanıyla, yürüyeniyle yürüyemeyeniyle bir arada yaşayacak şehirler inşa edelim. İstiyoruz ki, herkes dünyanın her tip insana göre olduğunu anlamalı ve yaşamalı." dedi.
Sanatçı Metin Şentürk, şehirlerin engelliler için erişilebilir olması gerektiğini belirterek, "İstiyoruz ki göreniyle görmeyeniyle, duyanıyla duymayanıyla, yürüyeniyle yürümeyeniyle bir arada yaşayacak şehirler inşa edelim. İstiyoruz ki, herkes dünyanın tek tip insana göre değil, her tip insana göre olduğunu anlamalı ve ona göre yaşamalı." dedi.
Dünya Engelliler Biriliği Başkanı olan görme engelli sanatçı Şentürk, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ilan edilen "31 Ekim Dünya Şehirler Günü" etkinliğine katılmak için bulunduğu New York'ta AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Farkındalık yaratabilmek için uzun yıllar, sanatçı kimliğinin dışında Dünya Engelliler Birliği ve Dünya Engelliler Vakfı başkanı olarak faaliyetler sürdürdüğünü anlatan ve engellilerin hakları ve ihtiyaçları için sürdürülebilir erişilebilirliğin önemine dikkati çeken Şentürk, şunları söyledi:
"Bir insan eğer şehrinde her yere dokunamıyorsa, sinemasına, alışveriş merkezine, tiyatrosuna, müzikaline gidemiyorsa o insanın o şehirde yaşaması çok da fazla bir şey ifade etmez. Gönül ister ki herkes, görmese de duymasa da veya dezavantajlarıyla şehrinde evi gibi yaşasın, şehrine evi gibi hitap etsin ya da şehir ona evi gibi hitap etsin.''
"Şehirler evlerimiz gibi olmalı"
Engellilerin hayata katılma noktasında, şehirlerinde, mahallelerinde, caddelerinde rahat yaşamaları gerektiğini vurgulayan Şentürk, şöyle konuştu:
''İstiyoruz ki göreniyle görmeyeniyle, duyanıyla duymayanıyla, yürüyeniyle yürüyemeyeniyle bir arada yaşayacak şehirler inşa edelim. İstiyoruz ki, herkes dünyanın tek tip insana göre değil, her tip insana göre olduğunu anlamalı ve ona göre yaşamalı. Şehirlerimizi evimiz gibi düşünmeliyiz. Bir insan evinde mutsuzsa o insana fazla bir şey veremezsiniz. Şehrinde mutsuzsa o insana da fazla bir şey veremezsiniz. O yüzden sinemasına, tiyatrosuna, alışveriş merkezine, eğlence merkezlerine gidebilen, kısacası hayata katılan, tutunan bireyler üretmek, onları hayatla barıştırmak istiyorsak öyle bir şehir hayal etmeliyiz. Herkesin bu hayattan payını alma hakkı var. Bu hayatta güzel şeyleri hayal etme ve gerçekleştirme hakkı var. Engellilerin hayata tutunmasını, hayatla barışmasını istiyorsak, insanların içine çıkmasını istiyorsak güzel sokaklar güzel caddeler, erişilebilir şehirler inşa etmeliyiz.''
BM verilerine göre dünya nüfusun yüzde 15'inin engelli olduğu dikkate alındığında bu rakamların tüyler ürperttiğini ifade eden Şentürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün şehri ya da bütün ülkeyi 6 katlı binalardan inşa ettiğinizi düşünün, bazı apartmanların her katında, bazılarının ise her iki katında engelli olan insanlar olurdu. Dolayısıyla bu dünyada bir arada yaşamayı öğrenemediğimiz müddetçe hem engelli hem mutsuz insanlar olacak. Bir arada yaşamayı öğrendiğimiz zaman ise engelli ama mutlu insanlar oluşturmuş olacağız. ''
"Hikayemizin kahramanı olmalıyız"
Her insanın hikayesiyle doğduğunu söyleyen Şentürk, ''Hikayemizle büyür ve hikayemizle yaşarken önümüzdeki iki yoldan birisi hikayemizin figüranı olmak, ki bunu asla tavsiye etmem, ikincisi ise hikayemizin kahramanı olmaktır. Hikayemizin kahramanı olmak için yaşamalıyız ve desteklenmeliyiz. Hikayesinin kahramanı olacak nesiller yetiştirmek istiyorsak, o insanlara mutluluğu, huzuru ve o insanlara insanca yaşama hakkını vermek zorundayız." dedi.