Çevre Bakanı’nı dış güçler mi yönlendiriyor?
Türkiye’nin yıkıma uğratılan vadileri Bakan Eroğlu’ndan bu sorunun yanıtını bekliyor…
Yusuf Yavuz
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın HES’lerle ilgili yaptığı itiraf gibi açıklamalar gündeme oturdu. Hürriyet ’ten Erdinç Çelikkan’ın haberine göre Bakan Bayraktar Türkiye’nin yılda 60 milyar dolarlık enerji ithal ettiğine işaret ederek, “Nükleer santral olmadan bu işin altından kalkamayız. HES’lerle de olmaz. HES’lerle ufak dereleri mahvediyoruz. 10 megavattan az enerji üretecek HES’lere kesinlikle vermeyeceğiz. Bundan sonra bunun hesabını sorarsınız” ifadelerini kullandı.
Bakan Bayraktar’ın HES’lerin yarattığı tahribatı itiraf eden açıklamaları, o tahribatın yaşandığı vadilerde pek de samimi karşılanmadı. Bu konudaki ayrıntılara geçmeden önce son dönemde pek çok konuda çatlak seslerin yükseldiği AKP hükümetinin bakanlarının birbiriyle çelişen açıklamalarına göz atmakta yarar var. Zira her bakanlıktan ayrı bir ses çıkması, toplumun tümü için çok önemli olan su, enerji ve çevre gibi konularda sağlıklı ve tutarlı bir politika ortaya konulmadığını gösteriyor.
‘BEKLEMEYE TAHAMMÜLÜMÜZ YOKTU, BARAJIN ADINI GÖLET YAPTIK’
Bakan Bayraktar’ın açıklamalarına konu olan HES’lerle ilgili prosedür, temelde üç ayrı bakanlığa bağlı kurumlar tarafından yürütülüyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı olan DSİ ile yapılan ‘Su Kullanım Anlaşması’nın ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı EPDK’dan üretim lisansını alan HES şirketlerinin uygulamaya koyacağı projelerin çevresel tahribatını ise ÇED süreciyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetliyor. Ancak bu süreçte ortaya konulan uygulamalara bakıldığında herhangi bir üçüncü dünya ülkesinde bile rastlanmayacak manzaralarla karşı karşıya kalınıyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri de Bakan Eroğlu’nun geçtiğimiz Temmuz ayında Antalya/ Kaş’ta yaptığı konuşmada dile getirdiği “Göletlerin işlemleri kolay. Benim bir imzamla oluyor. Ama baraj olunca 10 yıl işe başlamak için zaman geçiyor. Bunu beklemeye tahammülümüz yoktu. Bunun için İkizce’nin ismini gölet yaptık. Bitince ismini tekrar değiştirip baraj diyeceğiz…” ifadeleri sayılabilir.
BAKAN EROĞLU: ‘HESLER KONUSUNDA DESTAN YAZDIK’
HES’ler konusunda en ateşli savunuyu yapan kabine üyelerinin başında gelen Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, bakanlığının 2014 yılı bütçesine ilişkin yapılan değerlendirme toplantısında yaptığı açıklamada, hidroelektrik enerji üretiminde destan yazdıklarını öne sürmüştü.
ÇEVRE BAKANI’NI DIŞ GÜÇLER Mİ YÖNLENDİRİYOR?
Bakan Eroğlu’nun geçtiğimiz yıl ülkenin dört bir yanında yaşam alanlarını korumaya çalışan HES karşıtlarını “seyyar gruplar” olarak niteleyip, dış güçler tarafından yönlendirildikleri suçlamaları da hafızalardaki tazeliğini koruyor. Aynı günlerde Bakan Eroğlu’nun hışmından HES’lerle ilgili yürütmeyi durdurma kararı veren mahkemeler ve bu konuda bilimsel görüşlerini ortaya koyan biliminsanları da nasibini almıştı. Şimdi Bakan Eroğlu’na sormak gerekiyor; HES’lerin dereleri mahvettiğini söyleyen Bakan Bayraktar’ı da dış düçler mi yönlendiriyor acaba?
ÇİFT EĞRİLİKLİ BETON KEMER BARAJLAR’DA DÜNYA ALTINCISIYIZ!
Bakan Eroğlu’nun HES’ler konusundaki subjektif bakışı öylesine derin ki, bazı uzmanların “Türkiye’ye diz çöktürecek proje” iddiasında bulunduğu Artvin’de inşa edilen Deriner Barajı’nı, “249 metre ile ‘Çift Eğrilikli Beton Kemer Barajlar’ arasında dünyanın 6’ncı yüksek barajı” olarak sunuyor.
‘TÜRKİYE ENERJİ MERKEZİ OLACAK’ İDDİASI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın HES’ler konusundaki tavrı da “enerjide yerli kaynaklara yönelme” şeklinde özetlenebilir. Enerji Bakanlığı verilerine göre 2002 yılında, 12.241 MW olan hidrolik santral kurulu gücü bugün itibariyle 20 bin MW’a ulaşmış durumda. Yine bakanlık verilerine göre, Türkiye’de 10 yılda 100 milyar liralık enerji yatırımı yapılırken, 2023’e kadar yapılacak 200 milyar liralık enerji yatırımıyla Türkiye’nin ‘enerji merkezi’ olması hedefleniyor. Bu çerçevede, Adana’dan Konya’ya, Afyon’dan Kahramanmaraş’a, Kütahya’dan Bingöl’e pek çok ilde yeni termik santraller kurulması, ayrıca 2023 yılına kadar 2 nükleer santralin üretimine, birinin de inşasına başlanması planlanıyor.
YERLİLEŞELİM DERKEN DAHA ÇOK DIŞA MI BAĞLANILIYOR
Hükümetin enerji politikası daha çok “yatırım” merkezli. Tıpkı yıllar önce tekstil sektöründe olduğu gibi, “Türkiye tekstil merkezi olacak” söyleminin ardından yaşanan sürecin enerjide de yaşanacağı beklentisi bir yana, “yerlileşmek” adına yapıldığı öne sürülen bu yatırımların pek çoğunun yabancı ortaklı/ kaynaklı olması enerjideki dışa bağımlılığı arttıracağı kaygılarını arttırıyor. Bütün bu uygulamaların yarattığı yıkımın faturasının çok ağır olacağını söylemek için uzman olmak gerekmiyor.
HER 7 KİŞİDEN BİRİNİN ‘ENERJİ HIRSIZI’ OLDUĞU ÜLKE
Enerji konusunda çarpıcı açıklamalarda bulunan Nükleer Fizikçi Prof. Dr. D. Ali Ercan, bir süre önce haberleştirdiğimiz değerlendirmesinde, Türkiye'nin mevcut elektrik kapasitesinin yüzde 40'ını kulanamadığını, yüzde 15'inin ise kaçak kullanıldığını belirterek "her yedi kişisen biri hırsız" görüşünü savunmuştu. Türkiye'nin 20 Giga Watt atıl kapasitesi varken nükleer santral ihalelerine girişmenin akıl kârı bir iş olmadığının da altını çizen Ercan, uranyum ihtiyacının dışarıdan sağlanmasıyla enerjide dışa bağımlılığın fazlasıyla artacağı değerlendirmesinde bulunmuştu: (http://gazeteciyazaryusufyavuz.wordpress.com/2013/05/08/nukleere-imza-atan-turkiyede-her-7-kisiden-biri-elektrik-hirsizi-cikti-08-05-2013/)
HES TEPKİLERİ AKP’Lİ BAŞKANLARA YAYILMIŞ DURUMDA
Bakan Bayraktar’ın HES’lerle dereleri mahvettikleri itirafını, nükleere vurgu yaparak dile getirmesi bu anlamda da değerlendirilmeli. Zira HES’ler konusunda Su Kullanım Hakkı Anlaşmaları’nın hız kazandığı 2006 yılından bu yana ortaya konulan yanlışlar ve buna bağlı olarak vadilerde oluşan yoğun tepkiler o hale geldi ki bu tepkiler ülke genelindeki pek çok ilçe ve beldede AKP’li belediye başkanları, ilçe başkanları ve parti tabanına kadar yayılmış durumda…
BAKAN BAYRAKTAR’IN AÇIKLAMALARINA VADİLER NASIL BAKIYOR?
Peki Bakan Bayraktar’ın açıklamaları konusunda HES’lerin mağdur ettiği halk ne düşünüyor? Açıklamaların, özellikle Bakan Bayraktar’ın seçim bölgesi olan Trabzon, Rize ve Artvin gibi illerde oluşan tepkilerin yumuşatılmasına yönelik bir girişim olarak algılanması bir yana bu konuda görüşüne başvurduğumuz pek çok HES mağduru durum tespiti yapılmasını değil, uygulamaya yönelik adımların atılmasını bekliyor. Bakan Bayraktar’a “günaydın, 7 yıldır neredeydiniz?” diyenler de var, “bunca yıkımın hesabının nasıl verileceğini” soranlar da var. Ancak birçok görüşün birleştiği nokta Bakan Bayraktar’ın açıklamalarının halen süren uygulamalar karşısında pek de samimi olmadığı yönünde…
KUZULARIN KURTLARA TESLİM EDİLDİĞİ BAKANLIKLAR
Özetlemek gerekirse, geçtiğimiz yıl çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle; çevrenin şehre, orman ve suların inşaat sektörüne, bir başka deyişle kuzuların kurtlara teslim edildiği bakanlıklar haline getirilen iki bakanlık, ülkenin dört bir yanındaki yaşam alanlarında telafisi olanaksız tahribatların müsebbibi durumundadır. Onlarca bilimsel rapor ve mahkeme kayıtlarıyla da sabit olan bu tespitin ardından Bakan Bayraktar’ın timsah gözyaşını andıran açıklamalarına bir kez daha bakacak olursak, AKP hükümetinin pek çok alanda uyguladığı “kurtlarla saldırıp kuzularla yas tutmak” politikasının devamı olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz…
ulusalkanal.com.tr