Yalıya çarpan geminin '50 milyon dolarlık' haczine itiraz
Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı'na çarpan Malta bayraklı gemiye konulan 50 milyon dolarlık ihtiyati haciz kararına itirazla ilgili yapılan duruşmada, zararın tespit edilmesinin ardından karar verileceği bildirildi.
Deniz ihtisas mahkemesi olan İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi, Beykoz'daki Hekimpaşa Salih Efendi Yalısı'na çarpıp zarar a yol açtığı için 50 milyon dolar ihtiyati haciz kararı aldığı Malta bayraklı "Vitaspirit" isimli gemi sahiplerinin "miktarın düşürülmesi" itirazını, açtığı duruşmayla değerlendirdi.
Duruşmaya gemi işletmecisi Vita Management SA'yı temsilen avukatlar Fehmi Ülgener ve Tuğba Duygu Yazıcı ile yalının sahiplerini temsil eden avukatlar Erdal Gökçe ve Nazlı Selek katıldı.
Beyanı sorulan avukatlardan Fehmi Ülgener, mahkemeye yeni bir dilekçe daha sunarak, gemi sahibinin sorumluluğunun dünyanın her yerinde sınırlı sorumluluk olarak kabul edildiğini ve bu sorumluluk nedeniyle alacaklı tarafın, denizcilik yasaları gereği 21 milyon 550 bin dolar oranında alacakla sınırlı olduklarını öne sürdü.
Bu sınırın mümkün olmayan bir sınır olmadığını ve bertaraf edilebileceğini kaydeden Ülgener, 1976 tarihli Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlandırılması (konvansiyon) adlı milletler arası sözleşmenin 4. maddesine göre, sorumluluk için olayda kasıt aranması gerektiğini ancak bu kazada kasıt veya cüretkar bir hareket bulunmadığını anlattı.
Avukat Ülgener, "Geminin kaptanı olayı önlemek için elinden geleni yapmıştır. Olay makina arızasından kaynaklanmıştır. Arıza yanlış zamanda, yanlış yerde meydana gelmiştir. Kasıt veya pervasızca bir hareket söz konusu edilemez. Zararın 50 milyon dolar olduğunu gösteren, dosyaya sunulmuş herhangi bir delil de bulunmamaktadır. Tutarın indirilmesi gerekmektedir. Yalının tarihi bir bina olduğunu kabul ediyoruz. Ama mülkten bahsetmiyoruz. Toprak göçmedi, arazi kaybolmadı. Yalının eski haline gelmesi için 50 milyon dolar çok fahiş bir rakamdır." dedi.
Alacaklı yalı sahiplerinin avukatlarından Nazlı Selek ise, karşı tarafın belirttiği hususların itiraz nedeni olarak sayılmaması gerektiğini ve yasada nedenlerin açık bir şekilde belirtildiğini anlatarak, olayda gemi kaptanının kasıt veya cüretkarlığının henüz belli olmadığını, yargılamanın devam ettiğini ve bu aşamada sorumluluk donesinin de olmadığını dile getirdi.