Obama, çok sayıda başarısızlığı ardında bırakıyor

“Yes, we can” yani “Yapabiliriz” dedi, yapamadı; “Değişim” sloganıyla geldi, hiçbir şey değiştiremeden gidiyor. ABD’nin 44’üncü Başkanı Barack Obama, ABD tarihinin en büyük yenilgilerinden olan Suriye bozgunu başta olmak üzere, arkasında çok sayıda hayal kırıklığı bırakarak Başkanlığa veda ediyor. Pasifik’e odaklamak isterken Ortadoğu’da batağa saplanan Obama’nın dönemi, liberalizmin ve küreselciliğin hezimeti olarak hatırlanacak.

Obama, çok sayıda başarısızlığı ardında bırakıyor

8 sene önce “Yapabiliriz” diyerek halkının karşısına ve “Değişim” sloganıyla Beyaz Saray’a çıkan Barack Obama başkanlığa veda ediyor. Kimilerine göre teninin rengi kimilerine göre vaatleri bir pop yıldızına dönüştürmüştü onu.

O, ABD’nin ilk Afrika kökenli Başkanı oldu. Bush yönetiminin savaş politikalarından bunalan Amerikan halkı, onun tüm dünyaya barış vaat eden sözlerine inanmıştı...

Birleşik Devletler’in 44’üncü Başkanı Barrack Hussein Obama, artık Beyaz Saray’da son dakikalarını yaşıyor. Geride ise kocaman bir hayal kırıklığı bırakıyor.

Obama, Suriye’de 6 yıldır devam eden büyük trajedinin mimarlarından birisi oldu. Suriye’nin kararlı direnişi, Rusya ve İran’ın müdahalesi ile bozguna uğrayan Amerika, Batı Asya’da tarihinin en ağır bozgunlarından birini yaşadı.

Siyaset Bilimcilerin “İkinci Vietnam Vakası” olarak adlandırdığı Suriye Savaşı, Obama yönetiminin arkasında bıraktığı en büyük başarısızlık olarak tarihteki yerini aldı.

Süper Güç olarak aldığı ülkesini çok kutuplu sistemde bir kutba dönüştürdü, Pasifik’e gözünü dikse de oraya erişemeden Ortadoğu bataklığında boğuldu. İran ve Küba ile masaya oturmak zorunda kaldı. 100 yıllık Amerikan siyasetleri çöktü.

Bunun yanı sıra, emperyalist politikalardan vazgeçmeyen Obama yönetimi, başta Latin Amerika, Doğu Avrupa ve Batı Asya ülkeleri olmak üzere, başka toplumların iç işlerine müdahale etmekten de geri durmadı.

Ülkesinde yaşanan ekonomik krize de direnmekte zorlandı.

Obama’nın Ermeni meselesine ilişkin tavrı da hep tartışma konusuydu. ABD’deki Ermeni diasporasının oyunu alabilmek için 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımladı, daha sonra ağız değiştirdi. “Büyük felaket” ifadesini kullandı.

Türkiye’ye uyguladığı politikalarla da müttefikliğin sözde olduğunu net bir şekilde ortaya çıkardı.

Kısacası dünya imparatorluğuna oynayan ancak güçlenen doğu karşısında boyun eğen ABD’nin gerileme döneminin başkanı oldu Obama. Yani “yapabiliriz” dedi yapamadı, “değişim” dedi değiştiremedi.

Bugün yemin ederek göreve başlayacak olan yeni Başkan Donald Trump’ın zaferi, Obama ve Demokrat Parti’nin temsil ettiği küreselciliğin çöküşü olarak değerlendiriliyor.

ulusalkanal.com.tr

abd Obama