CDU-Hıristiyan Demokratlar'ın, 2015 yılına özgü en büyük kaygısı
Almanya'da 2014'ün günleri sayılı artık. İçinde bulunduğumuz yorgun sir senenin son 6-7 haftası “PEGİDA” kavramı ile geçti diyebiliriz.
Noel günleri öncesi, Dresden’de PEGİDA adlı toplumsal hareketin eylemine yaklaşık 18 bin kişi katılınca, tartışmalar adeta, siyasi bir korkuya da bürünmeye başladı.
Şimdi herkesin kafasında bir soru var? Nedir bu PEGİDA rüzgarı ve hareketin arkasındaki isimler kim?
Kimi, “Neonazi gruplar” diyor. Kimi, Alman İstihbarat Teşkilatı’nın olduğunu iddia ediyor.
Amaç, bu ülkenin giderek kendine yabancılaşması ve özellikle İslami radikal grupların artık kentlerin meydanlarında boy göstermesinden duyulan ve giderek büyüyen rahatsızlık. Eyleme doğrudan destek verenler, kararlı. “Avrupa’nın İslamlaşmasına Kesinlikle Müsade Etmemeliyiz” diyor.
Hareketi dışardan izleyen ancak memnuniyeti görüşlerinin satır arasında gizli olanlar ise, “Bir noktada anlayışla karşılamak lazım ama..” diyor ve gerisini aşağı yukarı tahmin edebiliyorsunuz.
Kimine göre, Almanya 2015 yılında yeni bir siyasi harekete gebe ve içinde radikal aşırı sağcı, ırkçı gruplar da bu potansiyelin içinde olacak. Muhafazakar, liberal, milliyetçi, Alman kültürünü, dilini, değerlerini, çıkarlarını ön planda tutan bir hareket olacak. Yani, kimine göre, “sessiz çoğunluğun sesi olacak”.
Olabilir mi? Şimdiden kesin birşey söylemek elbette mümkün değil. Ancak, Avrupa’nın değişik coğrafyalarında, yerden mantar gibi çıkıveren ve yer yer siyasi erke ortak olan yerel hareketleri hatırladığınızda, “neden olmasın?” diyor insan. Evet neden olmasın. Leipzig, Dresden derken, Almanya’nın büyük kentlerinde de benzeri çıkışları gördüğünüzde, sanki gizli bir el, düğmeye basmış hissi veriyor.
Sosyal Demokratlar ve Yeşiller, hareketi küçümsüyor. “Bir avuç...” gibi sözler ediyor. CDU, yani Hıristiyan Demokratlar ise, “Bu protesto hareketleri, ciddiye alınmalı” diyor. Biraz daha temkinli. Haklılar da. Zira, CDU’nun bu muhafazakar potansiyelden de kısmen beslendiğini düşünürseniz, kaygıların yerinde olduğunu söyleyebiliriz.
CDU’nun tek korkusu var, o da, Alman muhafazakar hareketin, başka din ve kültürden insanlarla artık her türlü diyalogu reddeden bu çıkış yüzünden, aksine bir gelişme. Yani, bu ülkede oldukça rahat hareket eden ve örgütlenen radikal İslamist grupların, IŞID yandaşlarının, Selefiler’in, “fırsat bu fırsat” deyip, siyasi örgütlenmeye yönelmesi gibi bir komplo teorisine de işaret ediyorlar.
Yani, her tepkiye karşı bir tepkinin doğabileceğinden kaygı duyuluyor. “Ya Müslüman bir parti, bu ülkede kendini gösterirse...” sorusuna yanıt aranıyor.
Bu soruyu soranlardan biri de, CDU’nun Federal Meclis Grup Başkanı Volker Kauder. (alttaki fotoğraf) Deneyimli politikacı, böyle bir ihtimali uzak görmüyor. İlginç bir iddiayı da öne sürüyor:
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzantıları göze batarken, hele ülkemizde bir “İslam Partisi” kurulmasına sıcak bakmamız mümkün değildir.
Kitle partisi olarak CDU, Müslüman kökenli göçmenlere daha fazla siyasi barınma, kaynaşma imkanı sunarsa, o zaman böylesi riskli bir İslamist partileşmeyi etkisizleştirir”.
Evet 2015 yılında büyük olasılıkla, Almanya’daki İslami gruplardan “siyasi hareket girişimleri” olacak gibi.
Hele, korkulan ürkütücü senaryo, “Neonaziler ile, radikal İslami gruplar arasında sokak çatışması olacak” gibi senaryo gerçek olursa, yeni yıl, bu ülkede bir hayli sıkıntılı geçececeğe de benziyor.
Korkulanın olmamasını dilemek kolay. Ama önemli olan, böylesi bir çatışmaya yol açmamak, kışkırtmalara kapılmamak ve özellikle de aşırı radikal grupların İslami inanç ekseninde siyasal cepheye dönüşmesinin değirmenine su taşımamaktır.
Bu ülkede çoğunluk toplumuyla barış içinde yaşamayı ilke edinmiş Türkler’in, önü alınamayacak ve yaşamı zorlaştıracak “sakıncalı senaryolar” karşısında kararlı bir duyarlılık sergilemesi gerekir. Dileğimiz en azından bu yöndedir.
Mehmet Canbolat, Hessen Toplum Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni-Almanya ulusalkanal.com.tr
