Ekmeksiz diyet olur mu? Dr. Dyt. Yonca Sevim yanıtladı

‘Tam tahıllı tüketimiyle kardiyovasküler hastalıklara yakalanmariski yüzde 25, tip 2 diyabet riski yüzde 21, sindirim sistemi kanserleri yüzde 21 ve obezite riski ise yüzde 47 oranında azalıyor. Ekmeğe savaş açanlar aslında sağlığımıza baltayı indiriyor’

Ekmeksiz diyet olur mu? Dr. Dyt. Yonca Sevim yanıtladı

Özlem Konur Usta/

Medyada sık yer alan bir takım uzmanlar ekmeğe savaş açtı. Uzunca bir süredir pek çok kişi önerilere uyuyor ve ekmeksiz yaşıyor. Peki doğru mu yapıyor? Bitki çayları, zayıflamak için kullanılan takviyeler, farklı yöntemler... Dr. Dyt. Yonca Sevim, geçen hafta yoğun iş yaşamında da sağlıklı beslenebileceğimizi örneklerle anlattı. Sohbetimiz bu hafta diyette en sık yaptığımız hatalarla devam ediyor. Sevim, “diyete” karşı olduğunu en başından peşin peşin söyledi. Önerisi sağlıklı beslenmek. Gelecek hafta kapitalizm ve obezite üzerine devam edeceğiz.

- Diyet nedir?

Diyet kişinin yaşı boyu, cinsiyeti, sahip olduğu hastalıklar bulunduğu fizyolojik durum ve fiziksel aktivitesine göre bütün bir gün boyunca tüketmesi gereken tüm besin öğelerini ifade eder. Diyet zayıflamak demek değil, dengeli ve yeterli beslenmektir. Hem denge olacak hem yeterli olacak. Yani ne eksik besleneceğiz ne de fazla besleneceğiz. Kişi eğer alması gereken miktarları öğrenir ve bunu uygularsa fazla kilolardaysa normal kilosuna inecek zayıfsa normal kilosuna çıkacak. Diyet demek aç kalmak demek değildir. Artık diyet kelimesinin anlamı değişti. Kişinin amacı zayıflamaksa yalnızca belli bir süre diyet yapacaktır. Ağır programların ardından kötü beslenme alışkanlıklarına döndüğünde tekrar kilo alacaktır. Oysa bizim amacımız kişiye ihtiyaç duyduğu sağlıklı beslenmeyi öğretmektir. O yüzden ben diyet yapmaya karşıyım. İnsanlar yalnızca sağlıklı ve dengeli beslenmeli. Ve bedenimizin hastalıklara karşı savaşçı kapasitesini yeniden ortaya çıkarmalıyız.

ASLA AÇ KALMA

- Uzmandan destek almak gerekli mi?

Çoğu zaman sebeplerin farkında değiliz. Diyor ki ben tatlıyı çok severim. Benim tatlı krizlerim var. Soruyoruz, 6 saattir bir şey yememiş. O yüzden tatlı istiyor. Niye 6 saattir bir şey yemedin? İşe daldım. Kişi kendini unutmayacak. Veya diyor ki “Bana bu yemekler dokunuyor, midem ağrıyor”. Bir bakıyoruz dişlerinde çürük var. Çiğneyemiyor. Midesi bu nedenle rahatsız. Fizyolojik olarak durumu ne? Hormonları ne düzeyde? Bu bir ekip işidir. Ekipte doktor da spor hocası da yeri geldiğinde diş hekimi, kadın doğum uzmanı, dermatolog, psikolog da olabilir. Bir yıl önce sana verilen diyeti yapamazsın. Yaşla birlikte vücut da değişiyor. Eğer bir hastalık varsa ve bu atlanıp bunun üzerine bir program yapılırsa başarısız oluruz. Kişi mutlaka bir sağlık kontrolünden geçmeli.

Çok uzun vadeli hedefler konulmamalı. Örneğin bu hafta kahvaltıyı oturtacağız. Kişi kilo alırken bir yılda 6 kilo alıyor. Ama verirken hızlı vermek istiyor. Oysa vücut bunu yapamaz. Sonra beslenmeye de küsüyor. Hiç olmayacak yollara başvuruyor.

- Aç kalırım zayıflarım demek doğru mu?

En sık yapılan hata bu. Bedeni aç bırakarak metabolizmamıza bir tehlike olduğu sinyalini veriyoruz. Bu tehditten ya kaçak ya savaşacak. Ama siz ona savaşacak yakıt veremediğiniz için korunmaya geçiyor. Az kalori aldığı zaman metabolizma yavaşlıyor, arka odaların ışığını söndürüyor. Anneanne modelini uyguluyor, az kazanıyor az harcıyor. Aldığının çoğunu da yağa çevirerek depoluyor. Çok düşük kalorili diyetler yapan kişiler yağdan değil su ve kastan kaybediyor.

Öğün atlamak da aynı. “Ben bir sabah bir akşam yiyeceğim, aç kalabilirim hiç sorun değil” derseniz yanlış yaparsınız. Metabolizmada direnç yaratıyorsunuz. Hormonlarınızın, vücudunuzun su ve elektrolit dengesini de bozuyorsunuz. Kısa vadede sonuç bekleyenler çok ağır diyetler yapıyor. Vücudun bütün elektrolit dengesi değiştiği için merkezi sinir sistemi büyük hasar görüyor. Kalp krizi gibi ciddi risklerle karşı karşıya kalıyorsunuz. Çok düşük kalori diyet yapıp yoğun fiziksel aktivite uygulamak da kalbi zorluyor.

Bir diğer hata da kilo vereceğim diye hayatınızda hiç olmadığı kadar yoğun fiziksel aktivite yapmak. Terlediğiniz zaman minerallerinizi çok hızlı kaybediyorsunuz. Vücut dengeniz bozuluyor ve yine zayıflayamıyorsunuz. Fiziksel aktivitenin de doğru zamanda ve doğru şekilde planlanması gerek. Bu konuda da beslenme uzmanıyla birlikte çalışacak bir spor uzmanına sahip olmak çok önemli. Nasıl ki beslenme planı kişiye özel olarak oluşturuluyorsa, egzersiz reçetesi de kişiye özgü planlanmalıdır.

TAM TAHILLI TÜKET

İnsanlar diyet yapıyorum derken ekmeği tamamen hayatlarından çıkartıyorlar. Beslenmemizde tam tahıllar olmalı. Kilo verirken de sağlıklı beslenirken de gerekli. B grubu vitaminler içerdikleri mineraller ve koruyucu öğeler nedeniyle yararlı. Kişiyi ekmeğe küstürdüğünüzde kilo vereceğim diye tahıl grubunu hayatından çıkartıyor. Bunun yerine ne bulgur ne erişte ne pilav ne makarna da tüketmiyor. Dolayısıyla enerjisini kısıtlıyor. Tahıl grubunun içerdiği posadan yararlanamıyor. Oysa kanserden kabızlığa şekerden kolesterolümüzün dengelenmesine kadar posaya ihtiyacımız var. Beyaz ekmek tüketin demiyoruz ama tam buğday ekmeğini hayatınızdan çıkardığınız zaman en büyük destekçinize sırtınızı dönmüş oluyorsunuz. Tam tahıllıların tüketimini destekleyen ciddi çalışmalar var. 2014 yılında yapılan bir araştırmada tam tahıllıları tüketen orta yaşlı kadınlarda meme kanserine yakalanma riski çok daha düşük bulunmuştur.

Tam tahıl tüketimiyle kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskinde yüzde 25 -36, tip 2 diyabet riskinde yüzde 21 -27, sindirim sistemi kanserlerinde yüzde 21-43 ve obezite riskinde ise yüzde 47 oranında azalma var. Bu kadar faydalı bir gıdaya savaş açıp “ekmek yenmemeli” derseniz sağlığınıza baltayı indirmiş olursunuz. Üstelik ekmek fermente bir gıdadır. İçerdiği mayalar sayesinde B grubu vitamin içeriği artar. Farkındalık yaratmak için bir takım uygulamalara gidilebilir. Yurtdışında gördüm. Tam tahıldan oluşan aperatif hazırlamışlar. Ambalajına da tam tahılların göğüs kanseri riskini azalttığını yazmışlar. Üstelik de bu ürünü satın aldığınızda verdiğiniz bedelin bir miktarını Kanser Derneği’ne bağışlamış oluyorsunuz. Teoriyle pratiği bir araya getirmişler.

ÖLÜME GİDEN YOL

- Bitki çayı içmek zayıflatır mı?

Bir sürü bitki karıştırılarak bir takım bitki çayları elde ediliyor. Biz bu tür uygulamaları tüketenlerde karaciğer ve böbrek hasarı görüyoruz. Bu tür uygulamalar, vücutta su ve elektrolit dengesini bozuyor. Dolayısıyla kişi kilo vermiyor rahatsızlanıyor. Bir de hiçbir bilimsel çalışmadan geçmeyen çok kolay satın alınabilen tabletler var. Bu tür ürünlerin çoğu şüpheli. Merdivenaltı üretimin yüksek olduğu bir ülkedeyiz. Bu tarz ürünler, karaciğerde toksikasyona neden oluyor. Böbrek fonksiyon kaybı görülebiliyor. Kişi bırakın zayıflamayı eğer sağlığına yeniden kavuşabilirse seviniyoruz. Reçete edilebilen zayıflama hapları morbid obez gibi çok özel gruplarda ancak doktor tavsiye ederse kullanılabilir. Bitkisel tabletlerin neden zararlı olabileceğini açıklayalım: Örneğin diyelim ki elma özü saf olarak satılıyor. Bir seferde en fazla iki üç tane elmayı yiyebilirsiniz o da küçükse. Ama bu takviyelerin içine belki 100 kilo elmadan elde edilen etken madde bulunuyor. Daha anlaşılır olması için, kilolarca bir bitkinin etken maddesini bir seferde bedeninize almış oluyorsunuz. Vücudunuza çok kısa sürede çok fazla etken madde alıyorsunuz. Bu da böbreklerde ve karaciğerde hasara yol açabiliyor. O yüzden bu ürünleri kullanımda çok bilinçli davranmak gerekir. Eğer kişi sağlıklı, yeterli ve dengeli besleniyorsa zaten vitamin ve minarel takviyesine gerek yoktur. Reklamlar kampanyalar, eş, dost, mahalleli kim ne kullanırsa kullansın hekime ve diyetisyene danışmadan bu tür uygulamalar asla yapılmamalı.

YAĞLAR SAĞLIĞA DÜŞMAN DEĞİL

“Bütün yağları hayatımızdan çıkartmayacağız. Yağlar vücudumuzu koruyan dokuyu oluşturuyor. Hormon yapısında özellikle de cinsiyet hormonlarında görev alıyorlar. Besinlerde bulunan A-D-E-K vitaminleri emilim için yağa ihtiyaç duyuyorlar. Koca bir salata yapıyoruz ama hiç yağ koymuyoruz. Vücudumuz o salatadaki mineral ve vitaminleri ememiyor çünkü içinde hiç yağ yok. “Dikkat edilmesi gereken kişinin ne kadar yağ tükettiği ve yağları doğru bir şekilde tüketip tüketmediği. Omega-9 içeren zeytinyağı ve Omega-3 içeren balık, ceviz, fındık gibi besinler ve içerdiği yağları muhakkak tüketmeliyiz. Vücudumuzun savunmasında, sağlıklı çalışmasında elzemdirler. Fakat kişi faydalı diye her gün 1 bardak zeytinyağı tüketirse sonuçta fazla yağ, fazla kalori almış olacağından hatalı bir davranış olacaktır.

“Katı yağlar ve tereyağı yine aynı şekilde, bozulmayı önlemek için buzdolabında saklanmalı ve ılımlı tüketilmelidir. Hafta sonu kahvaltılarında yakılmadan, bir miktar tereyağı tüketilebilir. “Sağlıklı bir diyette olması gereken yağ örüntüsü omega-3, omega-6 ve omega-9’u dengeli olarak içeren bir beslenme şeklidir. Bunun için pratik bir uygulama ve alışkanlık için; çorba ve pilav grubunda ayçicek yağı, sebze ve salatalarda çiğ zeytinyağı kullanımı ve günlük 2-5 adet ceviz, fındık vb tüketimi yeterli olacaktır.”