Atatürk Sempozyumu başladı

1919’un yüzüncü yılına girerken düzenlenen Atatürk Sempozyumu coşkusu Boğaziçi Üniversitesi’ni sardı. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği sempozyum ikinci gününde devam edecek.

Atatürk Sempozyumu başladı

Boğaziçi Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü ev sahipliğinde düzenlenen Atatürk Sempozyumu birazdan başlayacak. Sempozyum salonu tamamen dolmuş durumda. Kayıt masasında ise yoğun kuyruklar oluştu. İlk oturumda, “Dünyanın Gözünde Atatürk ve Türk Aydınlanması” konu başlığıyla Prof. Dr. İlber Ortaylı konuşacak

Devamındaki oturumlarda ise Prof. Dr. Şevket Pamuk, Doç. Dr. Serkan Tuna, Doç. Dr. Sevtap Demirci ve Öğr. Gör. Yıldırım Koç, yapacakları konuşmalarda Atatürk dönemi ekonomi politikalarından toprak politikalarına, Lozan zaferinden Atatürk’ün emekçi politkalarına, Atatürk dönemini enine boyuna ele alacak.

Boğaziçi Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Şafak Erdem

Mustafa Kemal Atatürk’ün bıraktığı mücadele mirasıyla bayraklaştığını vurgulayan Şafak Erdem “Bu sempozyum bir geçmiş tartışması veya anmaetkinliği değildir. Burada yapacağımız iki günlük çalıştay Atatürk’ü kavrama, onun ilkelerini hayatımızda uygulama ve bıraktığı mirası geleceğe taşımanın yegane yöntemidir.” dedi.

Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Marmara Üniversitesi’nin Atatürkçü Düşünce Kulüpleri ile Bilim ve Ütopya ve Kırmızı Beyaz Dergilerinin çağrısıyla düzenlenen Atatürk Sempozyumu 29 Aralık Cumartesi günü Boğaziçi Üniversitesi Büyük Toplantı Salonu’nda başladı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Boğaziçi Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Şafak Erdem ve Bilim ve Ütopya Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Emrah Maraşo açılış konuşmalarını yaptı.

Mustafa Kemal Atatürk’ün bıraktığı mücadele mirasıyla bayraklaştığını vurgulayan Şafak Erdem “Bu sempozyum bir geçmiş tartışması veya anma etkinliği değildir. Burada yapacağımız iki günlük sempozyum Atatürk’ü kavrama, onun ilkelerini hayatımızda uygulama ve bıraktığı mirası geleceğe taşımanın yegâne yöntemidir. Bugün vatanımız içinde bulunduğu tehditlere karşı görevimiz Mustafa Kemal olmaktır.” dedi.

Bilim ve Ütopya Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Emrah Maraşo ise açılış konuşmasında Atatürk Sempozyumu’nun önemine vurgu yaptı. Maraşo, “Sempozyumumuz her başlığıyla Atatürk'ü ve Türk devrimini sadece tarihte kalan bir gerçek olarak değil, asıl olarak geleceği belirleyen bir program olarak görmektedir” ifadelerini kaydetti. 21. yüzyılın Atatürk çağı olduğunu vurgulayan Maraşo “Atatürk ve Kurtuluş Savaşı önderliği dünyayı mazlumlar ve zalimler olarak ikiye ayırmıştı. Türkiye ve Türk milleti bir bütün olarak mazlumdu, Asya'nın batı emperyalizmine karşı ileri atılan gücüydü. Devrim, çağdaşlaşma hedefini ortaya koydu ama bu Batılılaşma değildi. Atatürk de bunu açıkça belirtti. Atatürk çağı önümüzü açacaktır” şeklinde konuştu.

ATATÜRK SEMPOZYUMU’NA DESTEK YAĞDI

Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, sempozyuma destek mesajı gönderdi. Asırlık çınar Çığ, mesajıyla gençlere “19 Mayıs 1919’un 100. yıl dönümünü çok güzel kutluyorsunuz, sizi candan kutlarım” diyerek seslendi. Atatürk’ün ülkemizi gençlere emanet ederken çok haklı olduğunu vurgulayan Çığ, sempozyuma başarı dileklerini iletti.

CHP Genel Sekreteri Mehmet Akif Hamzaçebi, CHP Genel Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Lale Karabıyık ve Seyit Torun, Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Genel Başkanı Gazi Lokman Aylar, TOBB Başkanı M. RifatHisarcıklıoğlu ile Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç de sempozyuma destek mesajlarını iletti.

Atatürk’ün Bütün Eserleri Genel Yayın Yönetmeni ve Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şule Perinçek, Vatan Partisi Merkez Karar Kurulu Üyesi Av. Zeynep Küçük, Ulusal Kanal Genel Müdürü Adnan Türkkan, Op. Dr. Tuğrul Kihtir de toplantının dinleyicileri arasındaydı.

‘TSK, ATATÜRK CUMHURİYETİ’NDEN KALAN EN ÖNEMLİ KURUMDUR

İlk oturumun konuşmacısı olan Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Dünyanın Gözünde Atatürk ve Türk Aydınlanması” konulu sunumunu yaptı. Sunumunun ardından öğrenciler tarafından Ortaylı’ya çok sayıda soru yöneltildi. Orduyla ilgili bir soruya cevaben Ortaylı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) savaşa katılan ordular içerisinde en donanımlı ve yetkin ordu olduğunu vurguladı. Amerikan Ordusu’nun günümüzde tükenmeye başladığını ifade eden Ortaylı, “Bunun nedeni ise geçmişten bugüne kadar izledikleri yanlış politikalardır. Amerikan Ordusu, bugün profesyonel bir ordu halindedir. Bizim ordumuz ise ciddi bir aşama kat eden tek ordudur. TSK, Atatürk Cumhuriyeti’nin bugüne kalan sağlam kurumlarından en önemlisidir” dedi.

Birtakım kişilerin TSK’nın içine girmek ve onu yıpratmak istediğini belirten Ortaylı, “Bugün ordumuz bizim için çok mühim. Türk Ordusu ile neden uğraştıkları ortada. Alttan alttan oymalarla ordumuzu geriletmeye çalışıyorlar. Kabiliyetli subaylarımızı engellemek istiyorlar” ifadelerini kullandı.

‘DEVLET EL ATMADAN SANAYİLEŞME OLMAZ’

Atatürk döneminde yeni cumhuriyetin ekonomisini anlatan Prof. Dr. Şevket Pamuk Lozan Barış Antlaşması’nda Ankara Hükümeti’nin kapitülasyonlar ve dış borçlar sorununu çözerek devletin ekonomisini yeniden düzenlediğini ifade etti. Pamuk, “1930’larda yükselen gümrük vergileri sayesinde sanayi üretimi artmaya başlamıştır. Bu dönemde Cumhuriyet açık ekonomiden daha milli bir yapıya doğru geçti” ifadelerini kullandı. Cumhuriyet döneminde demir yollarının millileştirildiğini kaydeden Pamuk “Cumhuriyet döneminde inşa edilen demir yolları milli ekonomi inşa etmeye yönelikti. Hedef iç pazar oluşturmaktı. Devletin becerileri olmadan sanayileşen bir ülke yoktur. Bugün dünya koşullarında devletçiliğe daha çok ihtiyaç var” dedi.

‘TOPRAK REFORMU OLSAYDI PKK SORUNU OLMAZDI”

Doç. Dr. Serkan Tuna, Atatürk’ün tarım ve toprak politikalarına değindi. Toprak Reformu hayata geçseydi bugün bambaşka bir Türkiye olacağını söyleyen Tuna, “Toprak reformunun tarım reformu ile desteklendiği bir süreçte yaşanacak olan ekonomik değişim kültürel değişime yol açacaktı. Tabi bu durum terörün bitmesi noktasında Doğu ve Güneydoğu’da farklı bir tabloyla karşılaşmamızı sağlayacaktı” dedi. Tuna, toprak reformunun yanında, Köy Enstitüleri ve 1930’lu yılların Halk Evleri’nin de önemli bir etkisi olacağını vurguladı.

‘BATI’NIN DAYATMALARINA SON NOKTAYI ANKARA KOYDU’

Dördüncü oturumda Boğaziçi Üniversite Atatürkçü Düşünce Kulübü danışman hocası Doç. Dr. Sevtap Demirci “Diplomatik ve Stratejik Zafer: Lozan” başlıklı konuşmasını yaptı. Demirci, “Batılı devletler Şark meselesine Sevr ve Mondros ile son noktayı koyduğunu sanarken son noktayı Ankara’nın koyduğunu” söyledi. Lozan’ın yeni cumhuriyete giden yolu açtığını, askeri zaferleri diplomatik zaferlerle taçlandırdığını vurguladı.

‘ATATÜRK, İŞÇİNİN ENERJİSİNİ CUMHURİYET’İ KORUMAYA YÖNLENDİRDİ’

Sempozyumun son oturumunda konuşmacı olan Öğr. Gör. Yıldırım Koç, toplumsal sınıflar konusuyla beraber Atatürk’ün emekçi politikalarını aktardı. Atatürk’ün bağımsız ve demokratik bir Türkiye istediğini vurgulayan Koç, “Bu amaçla toplumdaki dinamikleri inceledi. Bu toplumdaki dinamikler içinde işçi sınıfı da unsurlardan biriydi ancak 1908-1913 döneminden ve 1919-1922 döneminden bildiği temel nokta da şuydu: işçilerin ortaya çıkan bu enerjisinden Ermeni-Rum ayrılıkçıları da İngilizlere yardım eden ajanları da işçi sınıfının bu potansiyelinden faydalanıyorlardı” şeklinde konuştu. Koç “Halbuki Mustafa Kemal Atatürk, işçi sınıfının bir kesimini memur yaparak onlara çok önemli haklar tanıdı. Çıkarılan kanunlarla, önemli düzenlemeler yapılarak işçi sınıfının gelişimine katkıda bulundu. İşçilerin enerjisini Cumhuriyetin kazanımlarını koruma doğrultusunda yönlendirdi” dedi.

Sempozyumun ikinci gününde Dr. Doğu Perinçek, Prof. Dr. Kemal Üçüncü, Em. Tüma. Cem Gürdeniz, Doç. Dr. Atakan Hatipoğlu ve TGB Genel Başkanı Yıldırım Gençer üniversitelilerle buluşacak.