Anaların teröre karşı barışçı çözümü
1990 yılı yazında ABD Irak'a saldırıya hazırlanıyor. Bizim yüzeysel solcularımız, "Ne Sam Ne Saddam" diyorlardı. Aynı teslimiyetçi tutumu Suriye'de yinelediler. Bu kez de "Ne Sam Ne Şam" dediler. Zalim devletler ile Mazlum Milletler aynı kefeye konuyordu. ABD emperyalizminin işgalini seyreden tavırlar böyle perdelendi.
Türkiye'nin başında 60 küsur yıldır Gladyo belası var. Ergenekon-Balyoz tertipleriyle, Cumhuriyetimize ve vatan bütünlüğümüze karşı dünya tarihinin en etkili Gladyo operasyonu yürütüldü. 2012'de yükselen halk hareketi, Ankara'da ve Silivri'de barikatları yıktı ve Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül-Fethullah Gülen ittifakını parçaladı. Böylece Gladyonun üzerine yürünmesi koşulları oluştu. "Sol"da Gladyo muhafızlığı, kendisini Tayyip Erdoğan iktidarıyla mücadele perdesinin arkasına gizledi. Gladyo'nun polisiyle, savcısıyla, yargıcıyla işbirliği yapıldı.
Yürekli analar ve yüreksiz ilericiler
Diyarbakır'da analar, "Evlatlarımızı dağa vermiyoruz" diye PKK'ya karşı eyleme geçtiler. Anaların mücadelesine seyirci kalmak için, derhal gerekçeler üretildi. "Anaların arkasında dinci örgütler ve AKP var" dendi. Aydınlık'ta bile bu yönde yazı çıktı (Fikret Akfırat, "AKP-PKK-Hizbullah'ın Otorite Çarpışması", 31 Mayıs 2014)
Analar, ABD güdümlü bölücü teröre cesaretle başkaldırıyorlar. Bizim bir kısım Solcularımız ve İlericilerimiz, o anaların yanında yer alacak yürekten yoksunlar. Emperyalizme ve bölücülüğe karşı vatanın bütünlüğü diye bir dertleri yok. Ülkeye barışı getirmek diye bir sorunları yok.
Mücadeleye yan çizmenin teorisi
ABD emperyalizmine karşı canalıcı her mücadelede, o mücadeleye yan çizecek teoriler ve tahliller üretiliyor.
ABD işgaline karşı mücadele, Fethullahçı Gladyo'ya karşı mücadele, bölücü teröre karşı mücadele, bunlar, Türkiye'nin bağımsızlığı ve halkın özgürlüğü için en temel görevlerdir.
Bağımsızlık ve demokrasi programının en önemli maddelerine sahip çıkacak mıyız, soru budur.
Kürt anaları TSK'nın yapmadığını yapıyor
ABD güdümlü Barış Açılımı, PKK'ya bölgede otoritesini yayma ve silahlı güçlerini serbestçe geliştirme olanağı sağladı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin eli kolu bağlandı. Bu koşullarda Analar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yapmadığını yapıyor. Bölücü terörü can evinden vuruyor. Terörün insan kaynağını kesiyor.
Türkiye'de vatan bütünlüğünü ve barışı getirecek mücadele, ancak Kürdümüzün aktif katılımıyla kalıcı başarılara ulaşabilir. Bu vatan hepimizindir. Barış içinde kardeşçe yaşamak, bu topraklarda soluk alan her yurttaşın büyük özlemidir ve davasıdır.
Kürt sorunu Kürtsüz çözülmez
Türkiye'de Kürt sorununa tepeden bakan devletçi bir tavır eskiden beri vardır. Bu tavırda olanlar, Kürt sorununu Kürtsüz çözme anlayışındadırlar. Oysa Kürt sorunu Kürtsüz çözülemez.
Kürt sorunu, 1991 Körfez Savaşı'ndan bu yana, ABD emperyalizmine karşı mücadele sorununa dönüşmüştür. ABD'nin piyonu olan bölücü terörü etkisiz kılmak, Türküyle Kürdüyle bütün milletimizin önündeki yakıcı gündemdir. Bu mücadelede kimseye yasak koyamazsınız. Bu mücadelede olanlar, olmayanlardan daha ilerici, daha devrimci, daha vatansever konumlardadırlar. Bugün Diyarbakır'da eylemde bulunan Kürt anaları, kendisine "ilerici", "solcu", "Atatürkçü" gibi sıfatlar yakıştıranlardan o sıfatlara daha çok yakışan bir mücadele içindeler. PKK'ya meydan okudular ve "Evlatlarımızı bölücü teröre vermeyiz" diyorlar.
Barış için barışçı yoldan çözüm
İşte barışı getiren barışçı çözüm budur. Analar bölücü terörü analıklarıyla yenilgiye uğratıyorlar. Analar, silah atmadan PKK'yı dize getirecek çözümü üretmişlerdir.
Sorunun barışçı yoldan çözümünü isteyenler, analarla birlikte olmak durumundadırlar. Herkesin mevzisini laf değil, iş belirler.
Anaların barış açılımı, ABD emperyalizminin açılımı değildir; Türkiye halkının barış açılımıdır. Halk, bölücü terör sorununa Kürt analarının mücadelesiyle el koymaktadır.
Doğu Perinçek
Aydınlık/ROTA