Türkiye'nin gündemindeki Havva Ana Ulusal Kanal'a konuştu
Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki yaylaları birbirine bağlama gerekçesi ile yapılmak istenen "Yeşil Yol" projesine karşı en çok da kadınlar direniyor. İşte Havva Ana lakaplı Rabi Özcan da o kadınlardan biri. Hafta sonu yapılan ve Valilik talimatıyla jandarmanın müdahale ettiği eylemde "Ben halkım, devlet kim? Devlet sayemizde devlettir" çıkışıyla bütün Türkiye'nin ilgi odağı olan Havva Ana Ulusal Kanal'a konuştu.
Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki yaylaları birbirine bağlama gerekçesi ile yapılmak istenen "Yeşil Yol" projesine karşı en çok da kadınlar direniyor. İşte Havva Ana lakaplı Rabi Özcan da o kadınlardan biri. Hafta sonu yapılan ve Valilik talimatıyla jandarmanın müdahale ettiği eylemde "Ben halkım, devlet kim? Devlet sayemizde devlettir" çıkışıyla bütün Türkiye'nin ilgi odağı olan Havva Ana Ulusal Kanal'a konuştu.
Güler yüzlü Havva Ana'yla Çamlıhemşin Kaymakamlığı önündeki eylemden hemen önce buluştuk. İstisnasız herkesin ilgi odağı haline gelen Havva Ana "Aslında bu işleri bilmem ben. Sadece vatanıma, toprağıma, yaylama sahip çıkıyorum" diyor.
"Oy verdiğim için vicdan azabı çekiyorum"
Doğma büyüme Çamlıhemşinli olan Havva Ana 57 yaşında. Gerçek adı ise Rabia Özcan.
Çamlıhemşin'in Sırt Mahallesi'nde oturuyor. Yeşil Yol'un geçeceği Kavrun yaylası ise her zaman kullandıkları yaylaları. "Bu yaylalar dedelerimizden, ninelerimizden bizi yadigar kaldı" diyor. Yetkililere tepkili. Özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a. "Annesi rahmetli Tenzile Erdoğan arkadaşımdı. Üstelik Tenzile hanımı yaylada misafir etmiştim." diyor ve ekliyor: "Erdoğan'ın ilk girdiği seçimlerde kazanması için çok çalıştık. Kızım da AKP Kadın Kolları Başkanı'ydı. Seçimde biz kazandırdık O’nu. Erdoğan’a oy verdiğim için vicdan azabı çekiyorum."
"Yeşil Yol'u kesinlikle istemiyoruz"
Neye karşı çıkıyorsunuz diye sorunca kendi üslubuyla başlıyor anlatmaya “Biz yayla yollarının kesinlikle birbirine bağlanmasını kesinlikle istemiyoruz. Gayemiz, düşüncemiz bu. Bizim yaylamız Kavrun Yaylası ama sadece Kavrun’un değil diğer yaylaların da yollarla birbirine bağlanmasını istemiyoruz. Her yaylanın zaten yolu var. Neyi amaçlıyorlar? Dedelerimizin, ninelerimizin sesleri kulaklarımızda çınlıyor, onların nasihatlarını dinlemek mecburiyetindeyiz. Olay Kavrunya da Samistal olayı değil. Samsun’dan Artvin’e kadar hiç kimse yaylaların birbirine bağlanmasını istemiyoruz. Yaylaların yolları var zaten, turizm de var. Ama bunların istediği yollar açıldığı zaman şu anki turizm de ölecek. Torunlarımız yaylaya çıktığı zaman taşını toprağını, çiçeğini koklayarak yürüyüşlerini yapabiliyorlar. Yayladan yaylaya geçmek isteyenler yürüyerek gidebiliyorlar. Yaylacılık budur zaten."
Niye kadınların en önde olduğunu ise şöyle açıklıyor Havva Ana: "Biz kadınlar yaylaların çok zahmetini çektik. Küçüklükten beri daha çok yorulduk, ızdırabını biz çektik. Erkekler bizim kadar zahmet çekmediği için oranın kıymetini biz biliriz"
"Vatanımıza sahip çıkalım"
Peki bundan sonra ne olur diyorum, son derece kararlı ve imalı bir sesle yanıt veriyor: "Gün geldiği zaman ne olacağını herkes görecek. Biz bu yola baş koyduk. Kesinlikle yaylalarımıza yol yapamazlar." Yaylada iş makinelerinin yolu kapatması üzerine yüzlerce kişi elden ele taşlarla alternatif bir yol yapmıştı. Havva Ana da koca taşları taşımıştı. O anları gülerek anlatıyor: “Aslında hastayım ben, o taşları kaldıracak gücüm yok. O an bana bir He-Man gücü geldi.”
Türkiye'nin dört bir yanından gelen destek mesajlarının çok memnun Havva Ana. Peki senin mesajın ne diyorum. Yanıt kısa ve net: "Vatanımıza sahip çıksınlar söyleyeceğim bu"
Adnan Türkkan / Çamlıhemşin - Rize
ulusalkanal.com.tr