Bakan Soylu PKK'nın rakamlarını açıkladı
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kastamonu Jandarma Komando Eğitim Alay Komutanlığı 31'inci Dönem Uzman Erbaş Komando Temel Kursu Mezuniyet Töreni'ne katıldı. Bakan Soylu, yurt içinde silahlı terörist sayısının 300'ün altına düştüğünü söyledi. Soylu, zor duruma giren PKK'ya yapılan yardımların da artık nafile olduğunu söyledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kastamonu Jandarma Komando Eğitim Alay Komutanlığı 31'inci Dönem UzmanErbaş Komando Temel Kursu Mezuniyet Töreni'nde yaptığı konuşmada, komandolara başarılar diledi.
Kastamonu'nun tıpkı bugünkü gibi Çanakkale'ye, İstiklal Harbi'ne çok "aslan" uğurladığına işaret eden Soylu, "Şerife Bacıları, Cideli Mehmet Çavuş'u uğurlamıştır. O evlatların ardından meşhur Çanakkale Türküsü'nü yakmıştır. Şimdi bugün, bir asır sonra tam 2 bin 40 aslan, sizler bir mübarek günde yine buradan yola çıkacaksınız. Yol aynı yoldur, kervan aynı kervandır, bayrak aynı bayraktır. Cenabı Allah ayağınıza taş değdirmesin, kervanınız mübarek olsun, Rabbim yar ve yardımcınız olsun." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığını vurgulayan Soylu, "Ne bu ülke alelade bir arazi parçasıdır ne de bu üniformalar alelade kıyafetlerdir. Tehdidi yüksek, hasımları çok, üzerinde hesap yapanları çok olan bir coğrafyada yaşıyoruz. Toprağı, şehidi ile yoğrulmuş Kastamonu'dayız. Üzerimizde yükü ağır, bunun bilincindeyiz. 24 saat uyanık olmanın bizim için normal bir hal olduğu bir coğrafyadayız. Eskiden PKK'ya uzaktan yardım gönderirlerdi, uzaktan para gönderirlerdi, uzaktan akıl verirlerdi. Şimdi PKK'nın canı boğazına gelince, içeride nefes alamaz hale gelince, dikkat edin, PKK'nın yatırımcıları Kandil'in yanı başına geldi. Can simidi atmaya çalışıyorlar. Mallarına sahip çıkmaya çalışıyorlar. Suriye'de, kuzey Irak'ta PKK'ya yeni yerler, yeni ikballer bulmaya çalışıyorlar ama çabaları nafiledir." diye konuştu.
PKK'nın sonunun belli olduğuna işaret eden Soylu, şöyle devam etti:
"Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi hainle beraber olurlarsa olsunlar, çabaları nafiledir. Artık PKK'nın akıbeti belli olmuştur. 10 yıldır insanlar Suriye'den kaçmaktadır. Bizim komşularımız, bizim binlerce yıllık komşularımız, aramızda tarihi bağlar olan insanlar, 100 yıl önce aynı devletin milleti olduğumuz insanlar bugün kendi ülkelerinden kaçmakta ve bu güzel ülkeye sığınmaktadır. İnsanlar Irak'tan, Afganistan'dan, Pakistan'dan kaçıp bize sığınmaktadır. Bizi Avrupa'nın gelişmişliğine, zenginliğine değil, Avrupa'nın huyuna, karakterine, kimliğine benzetmeye çalışanlar, bizi anne babalarını huzurevlerine kapatan insanlara, aile değerlerini yozlaşmış değerlerle takas etmeye çalışanlar, bugün tüm güçleriyle, tüm karanlık yapılarıyla FETÖ'sünden PKK'sına, DHKP-C'sinden DEAŞ'ına, uyuşturucu ticaretinden göçmen kaçakçılığına kadar tüm icatlarıyla beraber bize saldırıyor. İşte onun için burası alelade topraklar, bu üniformalar da alelade üniformalar değildir."
"Üzerinize aldığınız sorumluluğu iyi anlayın. Sizler bugün Jandarma ve Sahil Güvenlikteşkilatlarına adım atıyorsunuz." diyen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyada bu kadar geniş kapsamlı bir teşkilatı, bu kadar büyük bir sorumluluk sahası, bu kadar büyük bir teknik ve personel kapasitesi, bu kadar büyük bir tecrübesi olan bir başka jandarma teşkilatı bulmanız, iddia ediyorum ki mümkün değildir. Jandarma Genel Komutanlığı, bugün bir yandan terörle profesyonel mücadele vermektedir, bir yandan uyuşturucuyla ve kaçakçılıkla mücadele etmektedir. Bir yandan trafik hizmeti, bir yandan asayiş hizmeti, bir yandan çevre ve doğa koruma hizmeti vermektedir. Kendi bünyesinde kriminal sistemi ve kriminal laboratuvarları vardır, kendi bünyesinde afet kurtarma birimleri vardır. Envanterinde kendi evlatlarımızın ürettiği 6 ATAK helikopterinin, 40 SİHA, 4 İHA, 3 İKU'nun mevcut olduğu, daha da 18 ATAK helikopteri siparişimizin bulunduğu havacılık birimi vardır."
Bakan Soylu, dağda terör operasyonu yapan birimlerin sadece bu yıl PKK'ya karşı kırsalda 26'sı büyük operasyon olmak üzere toplam 22 bin 399 operasyon yaptığına dikkati çekerek, "Geçen evlatlarımız Mardin Bagok'ta hem o bölgenin saha hem de o büyük bölgenin alan sorumlusunu etkisiz hale getirdiler. Evlatlarımız, yaktıkları canların intikamını aldılar. Bir yandan da emniyet birimlerimizle ailelerle görüşerek ikna çalışmaları yürüten ve elemanları dağdan indiren tecrübeli personeli vardır. PKK'ya katılım geçen yıl 53 kişiydi ancak emniyet ve jandarma ekiplerimizin ikna çalışmalarıyla geçen yıl tam 243 kişi dağdan indirilmiştir. Bu yıl da katılım 11, ikna 40 kişidir." diye konuştu.
Jandarmanın şiddetle de mücadele ettiğini anlatan Soylu, "Jandarmamız şiddet mağduru kadınlarımızı da korur, Topkapı Sarayı'nı da korur, havaalanlarını da korur, cezaevlerini de barajları da santrallerimizi de TRT vericilerini de 3 bin metre rakımda dalgalanan bayrağı da korur. Türkiye genelinde 4 bin 627 yol kontrol noktasında da görev yapar. Suriye görev gücü alanında da görev yapar, Afganistan'da da Libya'da da görev yapar." dedi.
Sahil Güvenlik Teşkilatının geniş bir coğrafyada gece gündüz uyumadan kaçakçıları kovaladığının altını çizen Soylu, "Onun da havacılık birimi, droneları, keşif uçakları vardır. 105 yeni kontrol botu siparişi verilmiş, yerli tersanelerde üretimleri devam etmektedir. Denizlerimizin her santimetrekaresini izleme imkanı veren SGRS radar sistemi kurulum çalışmaları devam etmektedir. Sınırlarımızı nasıl koruyorsak, sahillerimizi de korumaya devam ediyoruz. Bu teşkilatın leventleri gündüz oturmaz, gece uyumaz. Batının katı kalpli ülkelerinin çırılçıplak, elleri kelepçeli halde kış günü acımasızca soğuk suya bıraktığı göçmeni de kurtarır, denizi kirletenleri de yakalar. Hiç erinmez ta Libya'ya kadar uyuşturucu kaçakçısının da peşine gider." açıklamasında bulundu.
Soylu, Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişiminde pek çok kurumunun yara aldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Emniyet teşkilatında neredeyse ara kademede amir kalmayacak hale gelmiştir. Keza jandarmasında, Sahil Güvenlik teşkilatında, diğer kurumlarında da aynı ihanete uğramıştır ama işte bu köklü kurumlar, her biri iki asra yaklaşan tecrübeler, kıymetli Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle, milletin onlara güveniyle tıpkı, 'yiğit düştüğü yerden kalkar' misali, millete hizmette en küçük bir aksamaya fırsat vermeden yeniden ayağa kalkmışlardır. Jandarma teşkilatımızın profesyonellik oranı 2017'de yüzde 59'du, bugün yüzde 82'dir. Aynı şekilde Sahil Güvenlik Komutanlığımızda ise 2016'daki yüzde 71 seviyesinden, bugün yüzde 100 hedefine ulaşılmıştır. Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik teşkilatlarımızda çok yüksek bir entegrasyon sağlanmıştır."
"BU YIL ONLARA TARİHİNİN EN AĞIR BEDELİNİ ÖDETTİRECEĞİZ"
Türkiye'nin terörle mücadelede net olduğunu dile getiren Soylu, "Öngörüsü nettir, gittiği yol, izlediği politika nettir. Biz başkaları gibi PKK'ya Kandil'de başka gözlükle, Ankara'da veya Avrupa'da başka gözlükle bakıyor değiliz. Terörü her yerde bitirmeye kararlıyız." diye konuştu
Türkiye'nin huzurunu bozmaya çalışan herkesle mücadele edeceklerini vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:
"Birileri rahatsız olsa da burun kıvırsa da bugün PKK'nın yurt içindeki silahlı eleman sayısı 300'ün altına gelmiştir. Kafalarını kış üstlenmesinden çıkardılar, teker teker hadlerini bildireceğiz. Bu yıl onlara tarihinin en ağır bedelini ödettireceğiz. Bu ülkenin kim huzurunu bozmaya çalışırsa, birlik beraberliğini bozmaya çalışırsa, milletin zenginleşmesini engellemeye çalışırsa, kim insanımızın sabahleyin, 'Bismillahirrahmanirrahim' derken esnafın dükkanını açmasına göz koyarsa bu evlatlarımızla beraber onlara haddini bildirmek bizim namus borcumuzdur. Bu 300 rakamının kıymetini, neyi ifade ettiğini, eleman sayısının, katılım sayılarının nerelerden nerelere geldiğini, bu mücadelenin içindekiler de PKK'ya destek verenler de çok iyi bilmektedir. Türkiye'nin Zeytin Dalı'yla, Fırat Kalkanı'yla, Barış Pınarı'yla neyi başardığını, kime ve neye kafa tuttuğunu bize bu tezgahları kuranlar çok iyi bilmektedir."
Memleketin evlatlarıyla haksızlığa karşı ayakta durmaya devam edeceklerinin altını çizen Soylu, "Bu kadim coğrafyanın huzur bulması konusunda kararlıyız. Ailelerin göç yollarında Ege'de, Akdeniz'de heder olmamasında, denizden ceset toplamamak konusunda kararlıyız. Anne babaların evlatlarını PKK'ya ve onun simsarlarına kaptırmamaları konusunda azimli ve kararlıyız. Allah'a çok şükür, böyle evlatları karşımızda görünce azmimiz de kararlılığımız da inancımız da artmaktadır." ifadelerini kullandı.
Bütün bunları çıktıkları yolu tarif etmek için anlattığını aktaran Soylu, "Burada verilen emeğin ne için olduğunu, gayretin ne için olduğunu daha iyi anlamanız için anlattım. Aileleriniz sizlere çok emek verdi. Allah onlardan razı olsun. Ne yazık ki bugün hepsi burada değiller ancak bizim bağımız, gönül bağıdır. Onun için buradan onlara seslenmek istiyorum. Sevgili anne babalar, kardeşler, eşler, çocuklar; biz bu evlatları hangi hissiyatla bize teslim ettiğinizi biliyoruz. Onları neden kınaladığınızı biliyoruz. Onlar artık bizim de evlatlarımız, sizler bizim de aile fertlerimizsiniz. Bu çocukların en büyük rehberi, en büyük amirleri sizlersiniz. Onlar da bizler de sizlerin rehberliğinize ve dualarınıza muhtacız. İnşallah hep birlikte bu evlatların daha büyük sevinçlerinde, daha büyük gururlarında bir arada olmak nasip olur." şeklinde konuştu.
"BİZİM MESLEĞİMİZİ REHAVET MESLEĞİ DEĞİLDİR"
Bakan Soylu, tecrübe paylaşımı ve verdikleri eğitim nedeniyle eğitmen ve komutanlara teşekkür ederek, öğretilen her kelime ve hareketin ileride askerlere yoldaş olacağını dile getirdi.
Eğitimlerini tamamlayan askerlere seslenen Soylu, şöyle konuştu:
"Büyük ve güçlü bir teşkilata dahil oldunuz. Büyük bir sorumluluğu üzerinize aldınız. Sizlere dilim döndüğünce yükünüzü anlatmaya çalıştım. Bize bu toprakların neyi vadettiğini, neyi bıraktığını, bugünün bize ne anlam ifade ettiğini, yarın bu toprakların, evlatlarımızın, gelecek nesillerimizin dünyaya söyleyeceği sözün hüküm niteliğinde olacağını sizlere anlattım. Kıymetli arkadaşlarım, komandolar, leventler, sizlere sesleniyorum. Bizim mesleğimizi bilmenizi istiyorum ki rehavet mesleği değildir. Rutin bir meslek değildir. Bizim mesleğimiz sadece burada öğrendiklerinizle hayatınıza devam edeceğiniz bir meslek değildir. Bizim mesleğimiz disiplin mesleği. Üstlerinize, onların talimatlarına, burada öğretilenlere, daha sonra elde ettiğiniz tecrübelerinizle birlikte omuz omuza mücadele ettiğiniz arkadaşlarınıza, öğreneceklerinize sürekli ihtiyaç duyduğunuz bir meslek."
Bu meslektekilerin çok dikkatli olması gerektiğine işaret eden Soylu, şöyle devam etti:
"Rehavet bizim düşmanımızdır. Terör örgütünden daha çok, daha büyük bir düşmanımızdır. Her adımda dikkat, disiplin ve hazır olmak bizim önemli şiarımızdır. Günlerce yürüttüğümüz bir operasyonda 10 saniyelik dalgınlık, beraber, omuz omuza siperde bulunduklarınızın hayatına mal olabilir. Ailelerimiz, bizden beklentileri olan üzülebilir. Onun için kim ne yaparsa yapsın, kim ne kadar rehavete düşerse düşsün, elde ettiğim tecrübe, karşı karşıya kaldığım onca mesele Pülümür'de, Kato'da Bestler Dereler'de öğrendiğimiz, her noktada gördüğümüz bir şey var. Bir saniye zihninizi, gözünüzü, gönlünüzü, kalbinizi, zekanızı, bedeninizi, birbirinden ayırırsanız bedeli ağır olur. Amirlerinize, rütbelinize tabi olmak, onların tecrübelerini dinlemek, yararlanmak, öğrenmek sizin asli vazifenizdir. Siz kanun ordususunuz, merhamet medeniyetinin evlatlarısınız, dürüstlüğün, çalışanın dayanışmanın evlatlarısınız."
"ARKANIZDA VE YANINIZDA ÇOK DUA VAR"
Görev sırasında vatandaşa nazik ve merhametli davranılmasını isteyen Soylu, "Teröriste karşı da acımasız olmakla görevlisiniz. Duruşunuz, gücünüz, azametiniz, kuvvetinizle milletimize, dosta güven düşmana korku salmalı. Siz, her operasyona gidişinizde, her birliğinizden çıkışınızda abdestli olmayı unutmamalısınız. Ayetel Kürsi ile arkadaşlarınızla birlikte şehitlerimizin sizle olduğunu, Cenabı Allah'ın sizle olduğunu zihninizden çıkarmamalısınız. Biz bu coğrafyanın evlatları, siz bu coğrafyanın kahraman ve aslanlarısınız. Bilmediğiniz çok yoldaşınız var. Arkanızda ve yanınızda çok dua var. Size güveniyoruz, size itimat ediyoruz. Sizle gurur ve onur duyuyoruz." diye konuştu.
Soylu'nun, "Sizlere sesleniyorum. Mazluma dünyayı, mazluma bir lokma ekmeği çok görenler var, denizin ortasında bile olsa, mazluma el uzatmaya, hazır mısınız? Kato'da, Gabar'da, Pülümür'de, sizi bekleyen ay yıldızlı bir bayrak var, o bayrağa sarılmaya hazır mısınız? O bayrağa uzanan eller var, pişman etmeye hazır mısınız?" soruları üzerine alanda bulunan komandolar hep bir ağızdan, "Daima hazır" şeklinde cevap verdi.
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin de yaklaşık 6 aylık zor eğitimin başarıyla tamamladığını anlatarak, şunları söyledi:
"Sadece emniyet ve asayiş değil, ülkemizde her türlü terör örgütleriyle mücadele başta olmak üzere vatandaşımızın huzur ve güvenliğini sağlamak için tüm ülke çapında görevimizi her karış toprakta, her karış alanda devam ettireceğiz. Halkımızın huzuru için seferber olacağız. Dağlardaki PKK terör örgütü başta olmak üzere her türlü iş birlikçilerine karşı, her türlü terör örgütüne karşı, ülkemizin her karış toprağında her yerinde rehavete kapılmadan inlerine girerek köklerini kurutmaya karar verdik. Son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar bu görevimiz devam edecek. "
Komandolarının tüfekli hareketinin ardından tören geçişi ile program sona erdi.