Merkez Bankası'ndan açıklama
Merkez Bankası, ekonomide yaşanan "yavaşlama"nın, "tahsili gecikmiş alacaklar oranını" artırdığı uyarısında bulunurken, "faiz indirimleri ve likidite politikaları" ile kamu bankalarının kredi piyasasına verdiği desteklerin "olumlu adımlar" olduğu vurgulandı.
Merkez Bankası'nın bugün açıkladığı "Finansal İstikrar Raporu"nda, "Yurt içi ekonomik faaliyetteki yavaşlama tahsili gecikmiş alacaklar (TGA) oranlarında yukarı yönlü eğilimi besledi. Öte yandan gerek uluslararası karşılaştırmalara gerekse tarihsel verilere bakıldığında TGA oranlarındaki artışın finansal istikrar açısından makul düzeylerde olduğu görülüyor" denildi.
Yabancı para (YP) kredilerin performansı halen güçlü seyrini sürdürmekte olduğu vurgulanan raporda, tarihsel verilerin ise YP cinsinden kredilerin performansının kur gelişmeleriyle ilişkisinin zayıf olduğunu ortaya koyduğu belirtildi ve şu değerlendirme yapıldı:
"Bu durum, YP borcun uzun vadeli olması, borcun büyük şirketlerde toplanması ve şirketlerin döviz riskine karşı ihracat dışında kamu garantileri gibi yollarla da korunmalarından kaynaklanmaktadır. Bankaların mevcut sermaye düzeyi ve son dönemde kârlılık oranlarında gözlenen toparlanma, TGA artışına bağlı kayıpların bankaların kredi verme kapasitesi üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olmayacağına işaret ediyor."
Bankalarda karlılık oranlarının 2015 yılı ortalarında "tarihsel olarak en düşük" düzeylere gerilediğine işaret edilen raporda, "Karlılık oranları 2016 yılının ikinci yarısından itibaren toparlanmaya başladı" denildi ve şu öngörüye yer verildi:
"2016 yılının üçüncü çeyreği itibarıyla kaydedilen kârlılık rakamları, bankaların içsel sermaye birikimiyle yüksek kredi büyüme hızlarını sürdürmelerine olanak verecek düzeyde. Kârlılıktaki güçlü toparlanmada bir defaya mahsus gelişmeler de rol oynamakla birlikte söz konusu gelişmelerin karlılığa katkısı sınırlı düzeydedir. Dolayısıyla, 2016 yılının son çeyreğinde tahvil faizlerindeki gelişmeler nedeniyle menkul kıymet değerleme etkilerine bağlı olarak kârlılıkta sınırlı bir düşüş beklense de kârlılıkta oluşan olumlu görünümün önümüzdeki dönemlerde de büyük ölçüde korunacağı değerlendirilmektedir."
Bankacılık Düzenleme ve Denetme Kurumu'nun (BDDK) dün açıkladığı verilere göre de, bankacılık sektörünün Ekim ayı sonu itibarıyla ned dönem kârı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 51 gibi büyük bir artışla, 21.2 milyar liradan 32.1 milyar liraya yükseldi. Bankacılık sektörünün aktif toplamı da aynı dönemler itibarıyla yüzde 9.8 artışla 2.35 trilyon liradan, 2.58 trilyon liraya, toplam kredileri de, Ekim sonunda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11.6 artışla 1.64 trilyon liraya çıktı. Karlardaki artışın etkisiyle sektörün geçen yıl Ekim sonunda yüzde 15.3 olan Sermaye Yeterlilik Standart Rasyosu da bu yıl Ekim sonunda yüzde 16.0 oldu.
Raporda, "Merkez Bankası’nın Mart-Eylül döneminde gerçekleştirdiği faiz indirimleri, zorunlu karşılıklar aracılığıyla uygulanan destekleyici likidite politikaları, ekonomik faaliyeti canlandırmaya yönelik teşvik edici maliye politikası uygulamaları, makroihtiyati tedbirlerin gevşetilmesi ve sağlam mali yapılarını muhafaza eden kamu bankalarının kredi piyasasına verdiği destek finansal aracılık sisteminin etkinliğini artırmak adına olumlu adımlar olarak görülüyor" denildi ve şöyle devam edildi:
"Yakın zamandaki jeopolitik gelişmeler, küresel büyümedeki durgunluk ve yurt içi gelişmelerin etkisiyle zayıflayan ekonomik faaliyetin, gerek iç talebin gerekse ihracat pazarlarındaki görünümün iyileşmesiyle 2017 yılında daha olumlu bir patikaya girmesi muhtemel görünüyor. Küresel finansal piyasalarda oynaklığın arttığı, gelişmiş ülkelerdeki büyüme eğiliminin iyileşmekle birlikte halen zayıf seyrettiği ortamda Türk bankacılık sektörünün güçlü görünümünü ve uluslararası piyasalardaki güvenilirliğini koruması öne çıkıyor. Bankacılık sektörünün önümüzdeki dönemlerde de aracılık faaliyetlerini sağlıklı bir şekilde yürüteceği öngörülüyor."