20 yıl sonra yok olacak!
Tekelioğlu derler, Teke yöresinin kalbi topraklarda yaşayan bir yiğit vardı. Bir gün Burdur Beylerinden birinin dünyalar güzeli kızına gönlünü düşürdü. Gidip kızı kendine eş istedi. Ancak kızın da Tekelioğlu’nda gönlü olmasına karşın Beylerin inadı inattı, “biz başıbozuk zeybek takımına kız vermeyiz” dediler. Tekelioğlu bu sözlere çok incindi, yaralandı. Beyler de güzeller güzeli kızı bir başka Bey’e verdiler. Düğünler, dernekler kuruldu, acı haber Tekelioğlu’nca duyuldu. Birkaç arkadaşıyla birlikte düğün alayının yolunu kesti Tekelioğlu. Ok gibi fırlayıp atın üstündeki gelini terkisine atıp tozu dumana katarak uzaklaştı. Ne var ki Tekelioğlu’nun peşine düşen Beylerin adamları çok geçmeden Burdur Gölü yakınlarında iki aşığı yakalar. Yaman bir cenk olur ve Tekelioğlu’nun adamları birer birer yakalanır. Önünde derin bir göl, ardından Bey’in adamları; bu yaman kıskaçtan kurtuluş olmadığını anlayan Tekelioğlu, terkisindeki güzeller güzeli geline seslenir: “kurtuluş çaresi kalmadı, sen in canını kurtar…”
Bey kızı Tekelioğlu’na yanıt verir: “Tanrı bana bir can verdi, onu da sana adadım. Beni senden ölüm ayırır ancak.”
TEKELİOĞLU ZEYBEĞİ’NİN HALA YANKILANAN SESİ
Tekelioğlu ısrar etse de Bey kızı kararından dönmez. Tekelioğlu çaresiz atını göle sürer. Burdur Gölü bu iki sevdalı yüreği usulca koynuna çeker. Az sonra gölün mavi sularından göğe yükselen bulutlar gibi telli bir duvak görünür suların üstünde. Burdur Gölü’nün tanıklık ettiği bu sevda masalı yörede yıllarca anlatılır durur. Giderek halkın belleğinden damıtılarak insanın içine işleyen bir zeybek havasına dönüşür. ‘Tekelioğlu Zeybeği’ derler adına, düğünlerde bayramlarda yürekleri yakmaya devam edip durdukça Tekelioğlu’nun sesi hala yankılanır durur:
Alt yanım deniz de üst yanım balkan
Kır atın üstünde şavkıyor kalkan
Namert olsun beyler ölümden korkan
Tekelioğlu diye ünüm var benim.
Al-yesil kuşanmış ince beline
Kıymayın ağalar telli geline
Atımı dehledim Burdur gölüne
Tanrı’ya verecek canım var benim.
Her sabah dikilir bir sırlı gömlek
Ak üstüne al al benli şafaktan
Sabah kapı kapı haber vererek
Geçer adım adım her bir sokaktan.
‘Göl’ ince kıvraktır, ‘gül’ katmer, katmer
Üzümler asmadan lezzeti emer.
Genç kızda bir çift göz yemyeşil güler,
Yemyeşil gözleri yeşil topraktan…
BURDUR GÖLÜ 20 YIL İÇİNDE TÜMÜYLE YOK OLACAK!
Dört bir yanı destanlarla harmanlanan Anadolu coğrafyasının nazar boncuklarından biri olan Burdur Gölü’nün üzerinde uzun süredir gelin duvakları yerine kara bulutlar dolanıyor. Çünkü her yıl yaklaşık 330 milyon ton su kaybeden Burdur Gölü hızla ölüyor. Kapalı bir havzada yer alan Burdur Gölü, yalnızca yüzeyine düşen yağmur sularıyla besleniyor. Çevresindeki tarım arazilerinde uzun yıllardır vahşi sulama yapılması ve gölü besleyen derelerin üzerine barajlar inşa edilmesi Burdur Gölü’nün hızla küçülmesine neden oluyor. Göl, 35 yılda suyunun üçte birini kaybetti. Ramsar Sözleşmesi kapsamında koruma altına alınan ve 200’ün üzerinde su kuşu türüne ev sahipliği yapan Burdur Gölü 20 yıl içerisinde tümüyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
27 EYLÜL’DE BİR GÜNLÜK ‘SU ORUCU’ TUTULACAK
Yıllardır kurtarma çalışmaları sürdürülen Burdur Gölü için uluslar arası nitelikte bir kampanya hazırlayan yerel kuruluşlar bu kapsamda 27 Eylül’de bir günlük ‘su orucu’ ve göl için yas tutmaya hazırlanıyor. Lisinia Doğa ve Anti Kanser Projesi, Burdur Gölü’ne Hayat Verelim Derneği ve Göle Yas Belgeseli’nin işbirliği ile sürdürülen kampanya kapsamında 27 Eylül Cumartesi günü ‘Göle Yas’ etkinliği düzenlenirken, uluslar arası katılımla bir günlük ‘su orucu’ tutulacak. Burdur Gölü’nün yok oluşuna dikkat çekmek amacıyla tutulacak su orucuna bir milyon kişinin katılması bekleniyor.
BİR GÜN BOYUNCA SU İÇİLMEYECEK, TARLA SULANMAYACAK
Kampanyaya şimdiden pek çok ünlü sanatçı, akademisyen ve siyasetçi desteklerini açıkladı. Göl havzasında yaşayan yerel halkın ve yerel yöneticilerin desteğinin de dikkat çektiği ‘su orucu’ sırasında bir gün boyunca su içilmeyecek, tarla, ev ve diğer yaşam alanlarında su kullanılmayacak. Etkinliğe destek vermek isteyenler bulundukları yerde ‘su orucu’ tutmalarının yanısıra konuyla ilgili imza kampanyasına da katılabilecekler.
BURDUR GÖLÜ NEDEN KURUYOR?
Burdur’da 7 binden fazla kaçak artezyen kuyusu bulunuyor. Artezyen kuyularında su saati olmadığı için ne kadar su kullanıldığına dair kesin bir veri yok. Bununla birlikte ortalama 10 artezyen kuyusu 1 küçük dere debisine yakın suyu yeraltından çekiyor. Burdur’daki kuyulardan çıkan su derinliği her sene 7-8 metre dibe doğru iniyor. Yakın zamana kadar içerisinde büyük göller bulunan İnsuyu Mağarası’ndaki susuzluğun sebebinin, yeraltı suyunun bu denli vahşi biçimde tüketilmesi olarak gösteriliyor.
BURDUR GÖLÜ NASIL KURTULUR?
Eğer bölgede tarımsal sulamada damlama ve yağmurlama sistemlerine geçilebilirse yıllık su tasarrufu 75 ila 100 milyon tonu bulacak. Bu miktar gölün yıllık su açığı olan 60 milyon tonu karşıladığı gibi gitgide tüketilen dip suyunun da yeniden yükselmesini sağlayacak. Damlama sulama ile vahşi sulamaya göre yüzde 75 su tasarrufu sağlanabiliyor. Ayrıca toprak kalitesine zarar vermediği gibi ürün miktarının artmasına da katkı sağlıyor. Bölgedeki kaçak artezyen kuyuları kayıt altına alınması da gölün kurtuluşu için önerilen bir diğer yöntem. Isparta gülü ve lavanta üretimi de az su tüketiminden dolayı yöre köylüsüne önerilen ürünler.
Yusuf Yavuz
ulusalkanal.com.tr