Vatan savaşını Tayyip Erdoğanlara bırakanlar halkı da AKP'ye teslim etmiş olurlar

Vatan savaşını Tayyip Erdoğanlara bırakanlar halkı da AKP'ye teslim etmiş olurlar

Yalova’dan bir okuyucumuz şöyle yazıyor: “Biz Tayyip Erdoğanlarla mı Amerika’ya karşı yurtseverlik savaşı vereceğiz. Dolayısıyla bizim rehberimiz Şeyh Saitlere, Seyit Rızalara, İskilipli Atıf Hocalara karşı Kadir Mısıroğlu gibi yobazlar mı olacak?

Günlerdir ‘Türkiye PKK’yı vuruyor, Amerikan planlarını alt üst ediyor. TSK 91’den bu yana mevzi değiştirdi’ gibi basma kalıp cümleler...

Genel Başkanım şunu mu iddia ediyorsunuz, BOP BOP’u mu vuruyor, emperyalizmin değneği emperyalizmi mi vuruyor?”

HAYATA BAKALIM

Kafalarda kalıplar var. Hayatın kendisinden değil, o kalıplardan hareket ediliyor. Felsefede metafizik, yani fizik ötesi deniyor buna. Olayın kendisine bakmıyoruz, olayı kafamızdaki kalıpların içine yerleştirmeye çalışıyoruz ve bu yoldan kendimizi düşmanın kollarına bırakıyoruz.

Hayata bakalım, pratiğe bakalım: Türk Silahlı Kuvvetleri, 24 Temmuz’dan bu yana PKK’ya çok ağır darbeler indirdi. Gerçekler ortada, PKK çok ağır kayıplar verdi. Harekât devam ediyor, çok daha etkin sonuçlar alınacak. Bu gerçekleri taraflar görüyor. Öncelikle Genelkurmay Başkanlığı kamuyu bilgilendiriyor. Şehit cenazelerine katılan halk, savaşta cephe tutuyor. PKK ciyak ciyak bağırıyor ve ABD’yi imdada çağırıyor. ABD ve AB, PKK’nın koruyucuları olarak harekâtın durdurulmasını istiyor. Türk Ordusunun başarıları, Türkiye’deki çeşitli güçleri etkiliyor. Düne kadar PKK/HDP’ye kol kanat gerenler, şimdi milletin tarafına geçmeye başladılar. Kürt yurttaşlarımız da, olayın içinde yaşıyorlar ve PKK’ya karşı tavır alma eğilimi içine giriyorlar. PKK’dan firarlar arttı. Bölücü Terör Örgütü, savaşacak adam bulmakta zorlanı- yor.

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tümamiral Soner Polat, perşembe akşamı Ulusal Kanal’da ve dün Aydınlık’taki yazısında olayı çok güzel özetledi: Türk-Amerikan savaşı başlamıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri, ABD Başkanı Obama’nın “Kara gücümüz” dediği PKK’ya karşı amansız bir mücadeleye girdi. ABD bunun farkında, ama kafası hamam tasının içine sıkışmış olanlarımız farkında değil.

SARAY SAVAŞI DEĞİL VATAN SAVAŞI

Ortada bir savaş var. Sahici bir savaş bu. PKK, 500’ün üzerinde kayıp verdi. Askerimiz ve polisimiz, bu savaşı canla ve kanla yürütüyor. Her gün şehit cenazeleri geliyor. Evlâtlarını kurban veren halk, bu savaşın vatan savaşı olduğunu biliyor. Türkiye, ABD’nin kara gücü olan Bölücü Terör Örgütü’ne karşı vatan bütünlüğü için savaşıyor.

Siz bu savaşın neresindesiniz, ona karar verin.

“Bu savaş sarayın savaşıdır” diyen bizzat PKK’nın kendisi. HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, “Bu savaş Tayyip Erdoğan’ın savaşıdır” diyor. Çünkü Demirtaş, kendi cephesinde savaşıyor; Türkiye cephesindeki insanları vatan savaşına soğutmak için propaganda yapıyor.

ABD-İSRAİL KORİDORUNDAKİ SAVAŞ

“BOP, BOP’u vuruyor” diyenler de, düşman cephesinden bu propagandaya katılmış oluyorlar.

Hayata bakalım. Türk Ordusu, bugün ABD’nin ve İsrail’in “Kürt Koridoru”nu bozmak için savaşıyor. PKK’ya indirilen her darbe, ABD-İsrail Koridoruna indirilen darbedir. ABD, o koridoru açmak amacıyla PKK’yı ateşe sürmüştür. PKK/PYD/YPG cümleten, ABD ordusunun ateşe sürdüğü kuvvetlerdir. Onları zayıflatan her girişim, ABD ve İsrail planlarını bozmaktadır.

Türk Ordusu, ABD ve İsrail’in Kürt koridoru girişimini vuruyor. Hamam tasının içine sıkışmış olan kafa, bu olayı hangi kalıpların içine sığdırmaya çalışırsa çalışsın, olay budur. Bizi, olayın hamam tasındaki yansıması değil, olayın kendisi ilgilendiriyor.

VATAN SAVAŞI=İKTİDAR SAVAŞI

Ortada bir vatan savaşı var. Bu savaşta var mısın yok musun?

“Efendim, falanca bu savaşta varsa, ben yokum” diyorsanız, siz o savaşta yoksunuz. En önemlisi, vatan savaşında olmayanlar, Türkiye’yi Tayyip Erdoğanların saltanatından kurtaramaz. Dahası, vatan savaşını Tayyip Erdoğanlara bırakanlar, halkı da AKP’ye teslim etmiş olurlar. Çünkü halk, vatan savaşına karşı cephe tutanlarla birlikte olmaz. Hatta bir süre sonra onları hain olarak görecektir ki, haklıdır.

Önümüzdeki dönemde iktidarı vatan savaşı belirleyecektir. Kim vatan savaşında kararlı ve tutarlı ise, o iktidar olacaktır. Vatan savaşını karalayanların iktidar olması için, Türkiye’nin bu savaşı kaybetmesi gerekir.

EMPERYALİZMİN DEĞNEĞİ GÖREVİ

Vatan için savaşan Mehmetçiğe ve polise “Emperyalizmin değneği” diyenler, emperyalizmin değneği görevini yapıyorlar. Emperyalizmin değneği başka nasıl olunur? Savaş, yalnız topla tüfekle yürütülmüyor. Psikolojik savaş cephesi de var. ABD ve PKK cephesinden vatan savaşını karalayanlar, ellerindeki Amerikan değnekleriyle Mehmetçiğin cephe gerisine saldırıyorlar. İstiklâl Savaşında da benzer propagandalar yapıldı.

YOBAZ PROPAGANDASI

Bugün PKK’ya karşı yürütülen savaşın rehberi kim? “Kadir Mısıroğlu gibi yobazlar” mı?

ABD’nin kara gücü olan PKK’ya karşı vatan savaşı “yobazların savaşı” mı?

Bu kadar gerçek dışı, bu kadar akıl dışı bir yargı olabilir mi?

Bizim İstiklâl Savaşımızla ilgili bazı romanlar yazılmıştı. Oralarda da, İstiklâl Savaşına Mustafa Kemaller değil, bir takım yobazlar rehber oldu gibi uydurmalar işlendi.

Yobazların bundan âlâ propagandası mı olur?

SAVAŞTA REHBERLİK

Vatan savaşında rehberlik, teorik bir sorun değil, pratik bir sorundur. Kim savaşın başarısı için en doğru program ve stratejiyi üretir, kim savaşın başına geçer, kim savaşı doğru yönetirse, rehber odur.

Vatan savaşında rehber olmak için, öncelikle savaşın içinde, hatta başında olmak gerekir.

Vatan için savaşanlara, “emperyalizmin değneği” diyenler, bırakalım vatan savaşında saf tutmayı, düşman cephesine katılmış oluyorlar.

Onlar ancak düşman kuvvetleri içinde rehber olabilirler.

Vatan savaşını “saray savaşı” diye karalayanlar, Beyaz Saray’ın savaşçısı konumuna düşüyorlar. Onların vatanı, Beyaz Saray’ın hizmetçi odalarıdır.

Doğu Perinçek

Aydınlık / ROTA