Doğu Perinçek Habertürk canlı yayınında duyurdu: ''S-500, Türkiye – Rusya – Çin ortaklığıyla üretilecek''
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Rusya'dan ikinci partisi alınacak S-400'lerle ilgili bundan sonraki hedefin, ''S-500 üretimi'' olduğunu kaydetti. ABD'nin S- 400'lerin satın alınmaması ve kullanılmaması için, ülkemize uyguladığı baskıların işe yaramadığını belirten Perinçek, ''S -400, Atlantik'ten bize yönelen tehditlere karşı stratejik bir tercih, bir mecburiyettir.'' dedi. Perinçek, CoronaVac aşısının uygulanma sıralamasında devlet yöneticilerinin birinci sırada yer almasının doğru olduğunu, ''Yoğun bakımda devlet olmaz'' sözüyle vurguladı. Perinçek, Vatan Partisi olarak da yeterli sayıda aşının gelmesi için, Çin ve Rusya'yla temaslarda bulunduklarını ifade etti. Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''Sözde Cumhurbaşkanı'' sözüyle ilgili de yorum yapan Perinçek, CHP Lideri'nin daha önce de ''Anayasayı gayrı meşru ilan etmesini'' hatırlattı. Perinçek, bu ifadelerin, siyaset bilimi ve hukuka göre ''İktidarı her yoldan devirmek caizdir'' anlamını taşıdığını söyledi. Perinçek, Batı basınındaki ''Diktatör Erdoğan'' suçlamalarıyla, Kılıçdaroğlu'nun sözleri arasındaki paralelliğe dikkat çekti.
Vatan Partisi / Basın Bürosu
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, önceki gün Habertürk'te Hülya Hökenek'in sunduğu ''Enine Boyuna'' programına konuk oldu. 22. Dönem CHP Milletvekili Berhan Şimşek, İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Şenol Sunat, Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, gazeteciler Nagehan Alçı ve Cem Küçük'ün de konuşmacı olduğu programda S-400, aşı uygulamaları, ''Sözde Cumhurbaşkanı'' tartışmaları ele alındı.
S – 400'LER NEDEN STRATEJİK TERCİH?
Doğu Perinçek, CumhurbaşkanıErdoğan'ın ikinci partisinin alınacağını açıkladığı S-400'lerle ilgili değerlendirmeler yaptı. Sürecin olumlu ilerlediğini belirten Perinçek, şu ifadeleri kullandı: ''Türkiye'ye 'S-400 alamasınız, alırsanız da kullanamazsınız' dediler. Aldık. Kısa süre önce ABD'den CAATSAyaptırımları geldi; bütün bu tehditlere rağmen şimdi ikinci S-400'ler yolda. S-400 yalnızca bir silah değil aynı zamanda bir strateji tercihi. Savunmanızı neye göre kuracaksınız? Tehdide göre... Peki, ülkemize yönelik tehdit nereden geliyor? Atlantik sisteminden… ABD ve İsrail, Doğu Akdeniz'de Noble Dina, Nemesis gibi intikam mesajlı tatbikatlar yapıyor. Adalar Denizi'nde Yunanistan Türkiye’ye karşı kışkırtılıyor. NATO fırkateynleri bizim ticari gemimizi silahla basıyor. Suriye'nin kuzeyinde PKK silahlandırılıyor. Bütün bu tehditlerin merkezinde ABD var. Bunların bertaraf edilmesi için S-400'lerin alınması bir mecburiyet.''
ORTAK S-500 ÜRETİMİ
Perinçek, Türkiye'nin hava savunma sistemleri alanında yapacağı atılımlarla ilgili, henüz basında yer almayan şu bilgiyi paylaştı: ''Yakında Türkiye, Rusya ve Çin'le ortak olarak S-500'leri üretecek. Bu üç ülke arasında, savunma sanayisinde çok önemli işbirliklerinin önü açılmak üzere.''
VATAN PARTİSİ'NİN AŞI SIRALAMASI
Doğu Perinçek, Çin'den gelen ve ilk aşamada sağlık çalışanlarına uygulanmaya başlanan CoronaVac aşısıyla ilgili önemli tespitler yaptı. Perinçek, CHP'li Berhan Şimşek'in, aşı yapılmasında devlet yöneticilerinin sıraya girmesini savunmasına ve Almanya Başbakanı Merkel'i örnek göstermesine karşı çıktı. Perinçek, şunları söyledi: '''Devlet büyükleri sıraya girsin, sonra aşı olsun' önerisi vahim bir yanlış. Merkel'in konuşmasını çok ciddiyetsiz buldum. Yoğun bakımda devlet olmaz. Devletin başındakileri yoğun bakıma sokarsan büyük zafiyet doğar. Vatan Partisi'nin sağlık temel örgütü olarak biz de bir sıralama yaptık. Birinci sıraya devlet yöneticilerini koyduk. İkinci sıramızda sağlık çalışanlarımız var. Üçüncüsü, polis ve askerimiz, dördüncüsü yaşlılarımız, beşincisi öğrenci ve öğretmenlerimiz, sonra da üretim merkezlerindeki çalışanlarımız…''
''SAĞLIK BAKANI'YLA KONUŞTUM''
Perinçek, CoronaVac aşısının yeterli sayıda tedariki konusunda da şu tespiti yaptı: '''Aşı yeter mi?' diye konuşuluyor. Sayın Sağlık Bakanımızla iki defa telefonda konuştum. Onun da verdiği bilgiye göre, önümüzdeki 3-4 gün içinde Çin'den ikinci posta aşı geliyor. Yeterli sayıda aşı gelmesi konusunda, parti olarak biz de elimizden geleni yapıyoruz. Hem Çin hem Rusya'la temaslarımız var. Bazı haberler çıktı, 'Aşı üzerinden haksız kazanç, vurgunlar' vs. Böyle bir şey yok. Çinli şirketin Türkiye'de distribütörüyle anlaşma yapılması gayet doğal. Sağlık Bakanlığı, Devlet Malzeme Ofisi üzerinden alım yapıyor. Bu noktada bakanlığımızda çok ciddi bir duyarlılık var.''
KILIÇDAROĞLU'NUN TARTIŞMA YARATAN SÖZLERİ
Perinçek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ''Sözde Cumhurbaşkanı'' demesi hakkındaki soruya şu yanıtı verdi: '''Sözde Cumhurbaşkanı' söylemi yeni değil. Sayın Kılıçdaroğlu, 2017, 2018 yıllarında da defalarca 'Hükümet gayrimeşrudur, anayasa gayrimeşrudur' dedi. Bu ifade, anayasaya göre yapılan bütün işleri ve alınan kararları gayrimeşru saymak demektir. Siyaset bilimi ve hukukta tek bir anamı vardır: 'Bu iktidarı her yoldan devirmek caizdir.' Fransız Devrimi'nin beyannamesi de böyle başlar. Bütün dünyada da meşruiyet dışı araçlarla iktidarların devrilmesinden sonraki bütün beyannameler de böyle başlar.''
''SÖZDE CUMHURBAŞKANI'' İFADESİNDEKİ TEHLİKELİ MESAJ
Perinçek, CHP Lideri'nin, Cumhurbaşkanı ve hükümete karşı söylemleriyle, ABD'den Türkiye'ye yönelik tepkiler ve mesajlar arasındaki benzerliği vurguladı. Perinçek, ''Başkanlık sistemini beğenmeyebilir ve eleştirebilirsiniz. Ben de eleştiriyorum. Ama burada bir eleştiri veya bir hakareti tartışmıyoruz. 'Sözde Cumhurbaşkanı' dediğiniz zaman, hükümete karşı yıkıcı eylemlere davetiye var. Bu daveti, biz ABD Başkanı seçilen Biden'ın konuşmasında da görüyoruz. 'Darbeyle olmadı, muhalefeti destekleyerek Erdoğan'ı yıkalım' dedi. Bunun yanında RAND Corporation raporu da Erdoğan'ı devirmek için bir araya getirilecek muhalefetteki siyasi partileri isim isim saydı ve onlara cesaret verdi'' dedi.
BATI'NIN ''DİKTATÖR'' SÖYLEMİ
Batı basınında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı ''diktatör'' suçlamasına dikkat çeken Perinçek şöyle devam etti: ''Dikkat ederseniz son yıllarda, Atlantik basınında ''Erdoğan diktatör, Şi Cinping diktatör, Putin diktatör.'' gibi nitelendirmeler arttı. Kaddafi'ye, Saddam'a karşı yürüttükleri psikolojik savaşı Sayın Erdoğan'a karşı da yürütüyorlar. Batı, yıkmak istediği bütün liderleri bu şekilde hedefe koyuyor. Türkiye'de bakıyoruz, aynı suçlamalar Kılıçdaroğlu tarafından da dillendiriliyor. CHP'nin içinden birinin Kılıçdaroğlu'nun kulağına eğilip ''Sen ne yaptığının farkında mısın?'' diye uyarması gerekir. Maalesef bu konuda CHP içinden faklı bir ses de çıkmıyor.''