Başbakan Yıldırım'dan HDP açıklaması
Başbakan Yıldırım, yaptığı açıklamada, "Siyaset, suç işlemenin bir kalkanı olamaz. Eğer siz siyaseti suç işlemek için kendinize bir güvence olarak görürseniz büyük yanlış içinde olursunuz. Türkiye, bir hukuk devleti, eğer Sayın Bahçeli, Sayın Baykal, Sayın Kılıçdaroğlu ve milletvekillerinin birçoğu gidip ifade veriyorsa, HDP'dekiler de gidip ifadelerini verecek, bu kadar basit. Bundan kaçındığınız zaman doğacak sonuçtan da şikayet etmemeniz gerekir" dedi. Ayrıca, Başbakan Yıldırım, "Seçimle gelen tabii seçimle gider, onda hiç kimsenin itirazı olamaz. Seçimle gelip, terörle iç içe girenler elbetteki bunun hesabını vermelidir. Orada işi birbirine karıştırmamamız lazım. Eğer kastettiği bugünkü savcılığın yaptığı tasarrufsa, işlemse Sayın Kılıçdaroğlu iki şeyi birbirine karıştırıyor. Terörle siyaseti, milli iradeyi birbirine karıştırmamak lazım. Seçimle geldiniz, vatandaşlara hizmet ettiniz, vatandaşın hayatını kolaylaştırdınız, bir dahaki seçimde ya devam edersiniz ya da göreviniz sona erer. Buradaki olay farklıdır. Buradaki iş tamamen yargısal bir faaliyettir. Seçilmiş olmasına rağmen terörle birlikte hareket eden, terörü teşvik eden ve terörü cesaretlendiren, lojistik destek verenler ve bu tutumları nedeniyle de dokunulmazlıkları Anayasa değişikliği sona erdirilen milletvekilleri hakkında hukuki bir işlemdir" ifadelerini kullandı.
Başbakan Binali Yıldırım, siyasetin, suç işlemenin kalkanı olamayacağını belirterek, "Eğer siz siyaseti suç işlemek için kendinize bir güvence olarak görürseniz büyük yanlış içinde olursunuz. Türkiye, bir hukuk devleti, eğer Sayın Bahçeli, Sayın Baykal, Sayın Kılıçdaroğlu ve milletvekillerinin birçoğu gidip ifade veriyorsa, HDP'dekiler de gidip ifadelerini verecek, bu kadar basit. Bundan kaçındığınız zaman doğacak sonuçtan da şikayet etmemeniz gerekir." dedi.
Başbakan Yıldırım, Dünya Denizcilik Günü dolayısıyla Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen etkinliğin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
"YAPILAN İŞLEM HUKUK İÇERİSİNDE BİR İŞLEMDİR"
Başbakan Yıldırım, ifade vermeye gitmeyen HDP'lilere operasyon konusundaki bir soru üzerine, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Hukukun önünde hiç kimsenin geçiş üstünlüğü yok. Bütün vatandaşlarımız hukuk önünde eşittir. Yapılan işlem hukuk içerisine bir işlemdir. Yani daha önce mahkemeler dokunulmazlıkları kaldırılan toplam 154 milletvekili hakkında çağrı yapmışlar. Bunlardan HDP milletvekilleri dışında tamamı gitmiş ifade vermiş ve yasal süreç devam etmektedir. HDP milletvekillerinden sadece bir tanesi gitmiş, 54 tanesi bu çağrıya uymamıştır. Yani hukukun üstünlüğünü tanımamışlardır. Dolayısıyla yapılan işlem mahkemelerin yaptığı çağrıyı yerine getirmemesi üzerine gerçekleşen bir işlemdir. Gözaltı işlemi bu şekilde gerçekleşmiştir."
"TERÖRLE SİYASETİ, MİLLİ İRADEYİ BİRBİRİNE KARIŞTIRMAMAK LAZIM"
Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun HDP'li milletvekillerinin gözaltıları konusunda "Seçimle gelenlerin gidiş yolu seçimle olur" değerlendirmesine ilişkin bir soruyu, şöyle yanıtladı:
"Seçimle gelen tabii seçimle gider, onda hiç kimsenin itirazı olamaz. Seçimle gelip, terörle iç içe girenler elbetteki bunun hesabını vermelidir. Orada işi birbirine karıştırmamamız lazım. Eğer kastettiği bugünkü savcılığın yaptığı tasarrufsa, işlemse Sayın Kılıçdaroğlu iki şeyi birbirine karıştırıyor. Terörle siyaseti, milli iradeyi birbirine karıştırmamak lazım. Seçimle geldiniz, vatandaşlara hizmet ettiniz, vatandaşın hayatını kolaylaştırdınız, bir dahaki seçimde ya devam edersiniz ya da göreviniz sona erer. Buradaki olay farklıdır. Buradaki iş tamamen yargısal bir faaliyettir. Seçilmiş olmasına rağmen terörle birlikte hareket eden, terörü teşvik eden ve terörü cesaretlendiren, lojistik destek verenler ve bu tutumları nedeniyle de dokunulmazlıkları Anayasa değişikliği sona erdirilen milletvekilleri hakkında hukuki bir işlemdir. Bu konunun net olarak ortaya konulması lazım. Vatandaşın kafasını karıştırmaya hacet yok."
Terör örgütünün eylem çağrısı konusundaki soru üzerine, bu tür çağrıların sürekli yapıldığını dile getiren Yıldırım, "Onlar bu çağrıyı yapmaktan önce bugün Diyarbakır'da masum insanların ve vatandaşın güvenliğini korumaya çalışan polislerin üzerine tonlarca bombayı patlatan kendi yandaşlarına, elemanlarına bu çağrıyı yapsınlar, ondan sonra görelim." dedi.
Yıldırım, bölge halkı ve milletin bu çağrılara kulak asmadığını belirterek, "Terörle gideceğimiz hiçbir yer yok. Türkiye, terörle olan mücadelesini amansız bir şekilde sürdürecek. Kaçtıkları yere kadar kovalayacak ve bütün vatandaşlarımız, 780 bin kilometrekare vatan toprağımızın her köşesinde rahatça seyahat edebilecek iş güç sahibi olabilecek, can ve mal güvenliğini yüzde 100 temin edilinceye kadar güvenlik güçlerimize yönelik her türlü silahlı mücadele sona erinceye kadar terörle ilgili operasyonlarımız hız kesmeden kırsalda, şehirde var gücüyle devam edecek." diye konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım, "Siyaset, suç işlemenin bir kalkanı olamaz. Eğer siz siyaseti suç işlemek için kendinize bir güvence olarak görürseniz büyük yanlış içinde olursunuz. Türkiye, bir hukuk devleti, eğer Sayın Bahçeli, Sayın Baykal, Sayın Kılıçdaroğlu ve milletvekillerinin birçoğu gidip ifade veriyorsa HDP'dekiler de gidip ifadelerini verecek, bu kadar basit. Bundan kaçındığınız zaman doğacak sonuçtan da şikayet etmemeniz gerekir. Hukukun üstünlüğü esastır, üstünlerin hukuku geçersizdir." değerlendirmesinde bulundu
ulusalkanal.com.tr