180 yıllık ormancılığımızın büyük çöküşü!

180 yıllık ormancılığımızın büyük çöküşü!

Yusuf Yavuz

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun geçtiğimiz günlerde Ankara'da düzenlenen 175 tesisin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmaları sert dille eleştiren Türkiye'nin önemli ormancılarından Doç. Dr. Yücel Çağlar Bakanlığı kızdırdı. Çağlar'ın, Başbakan Davutoğlu ile Bakan Eroğlu'nun törende yaptığı konuşmaların gerçeği yansıtmadığına ilişkin değerlendirmelerine yer verdiğimiz haberimizin ardından bir açıklama ileten Orman ve Su İşleri Bakanlığı, orman varlığının artırılmadığına yönelik eleştirilere, "2008 yılından bu yana; 40.380 adet okul bahçesi, 18.620 adet mezarlık ve ibadethane, 1.548 adet sağlık ocağı ve hastane bahçesi, 16.200 km yol kenarı ağaçlandırması yapılmış, ayrıca 139 milyon adet fidan bedelsiz olarak vatandaşlara dağıtılmıştır" yanıtını verdi. Bakanlığın bu açıklamasını değerlendiren Çağlar ise, ne söylenenin anlaşıldığını ne de ne söylendiğinin bilindiğini öne sürerek, "Yaklaşık 180 yıllık bir geçmişe sahip ormancılığımızda yaptığı işi bilen tek bir kişi bırakmamışlar" diye konuştu.

ÇAĞLAR’IN ‘BİR BAKAN BUNLARI NASIL SÖYLEYEBİLİR?’ SÖZLERİ KIZDIRDI

Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın geçtiğimiz günlerde Ankara'da gerçekleştirdiği 175 tesisin toplu açılış töreninde konuşan Başbakan Davutoğlu ile Bakan Eroğlu'nun açıklamalarını sert dille eleştiren Türkiye ormancılığının önemli isimlerinden Doç. Dr. Yücel Çağlar, orman varlığının arttırıldığına ilişkin söylemlerin kamuoyunu yanılttığını öne sürerek, "Hem Prof. Dr. hem de bir orman ve su İşleri Bakanı bunları nasıl söyleyebilir?" ifadelerini kullanmıştı. İlgili haber için bakınız: (http://odatv.com/bakan-eroglu-yine-inandiramadi-2712151200.html)

BAKANLIK’TAN ‘ÇAĞLAR GERÇEK DIŞI YORUMLARDA BULUNDU’ AÇIKLAMASI

Başbakan Davutoğlu ile Bakan Eroğlu'nun açıklamalarına yönelik eleştirilerde bulunan Çağlar'ın değerlendirmelerine yer verdiğimiz haberimizin ardından bir açıklama ileten Orman ve Su İşleri Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği, "Sayın Yücel Çağlar Bakanımızın özellikle ormancılık faaliyetleriyle alakalı verdiği bilgilere yönelik gerçekle bağdaşmayan yorumlarda bulunmuştur" ifadelerine yer verdi.

‘ORMAN VARLIĞIMIZ 13 YILDA 1,5 MİLYON HEKTAR ARTIRILDI’

"Sayın Bakanımız sadece o merasimde değil gerek diğer açılış ve temel atma merasimlerinde gerek katıldığı televizyon programlarında, gerekse de gazete ve dergilere verdiği demeçlerde ormancılık faaliyetleriyle alakalı yapılan çalışmaları anlatmaktadır" denilen Bakanlık açıklamasında, ormancılıkla ilgili yapılan çalışmalar hakkında kapsamlı bilgiler aktarılarak, şu görüşlere yer verildi: "Görevleri arasında ormanların korunması, geliştirilmesi, işletilmesi ile çölleşme ve erozyonla mücadele gibi konular olan Orman ve Su İşleri Bakanlığımız bu meyanda çalışmalarını sürdürmekte ve başarılı işlere imza atmaktadır. Gururla bir kez daha vurgulamamız gerekirse evet ülkemiz orman varlığını artıran nadir ülkeler arasında yer almaktadır. Sayın Bakanımızın idaresinde olan orman teşkilatının özverili çalışmaları neticesinde 2002’de 20,8 milyon hektar olan orman varlığımız 2015’de 22,3 milyon hektara ulaşmıştır. Bu rakam da orman varlığımızın 13 yılda 1,5 milyon hektar arttığının göstergesidir.

‘OKUL, CAMİ, MEZARLIK, HASTANE VE YOL KENARLARINA AĞAÇ DİKİLDİ’

2008-2012 yılları arasında uygulanan Milli Ağaçlandırma Seferberliği çerçevesinde yapılan çalışmalarla birlikte 2003 yılından bugüne kadar 3,5 milyar adet fidan toprakla buluşturulmuştur. Bu fidanların dikimi sadece orman teşkilatı tarafından değil, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve askeri birliklerinde çalışmalarıyla sağlanmıştır. Önceki dönemlerde yılda ortalama 75.000 hektar alanda ağaçlandırma ve rehabilitasyon çalışması yapılırken 2002 yılından sonra bu rakam yılda 350.000 hektara çıkarılmıştır. Özellikle 2008 yılından bu yana; 40.380 adet okul bahçesi, 18.620 adet mezarlık ve ibadethane, 1.548 adet sağlık ocağı ve hastane bahçesi, 16.200 km yol kenarı ağaçlandırması yapılmış, ayrıca 139 milyon adet fidan bedelsiz olarak vatandaşlara dağıtılmıştır.

‘ŞEHİR ORMANI, BAL ORMANI KURARAK BAŞARILI ÇALIŞMALAR YAPTIK’

İlk defa uygulamaya konulan projelerle ülkemizde 133 adet şehir ormanı, 238 adet bal ormanı tesis edilmiştir. Ormancılık faaliyetleri için aralarında ceviz, badem, kestane ve keçiboynuzu gibi ürünlerin yer aldığı 26 adet eylem planı hazırlanarak yürürlüğe konulmuştur. Yine ülkemizin ormancılık alanındaki başarılı çalışmaları uluslararası mecralar tarafından da kabul görmüş, 2013’de BM Ormancılık Forumu İstanbul’da, 2015’de de Çölleşme İle Mücadele Sözleşmesi 12. Taraflar Konferansı Ankara’da toplanmıştır. Netice itibariyle Orman ve Su İşleri Bakanlığımız doğu, batı, kuzey, güney demeden ülkemizin her bir yerinde ağaçlandırma, bozuk ormanların rehabilitesi, şehir ve bal ormanları tesis edilmesi gibi hususlarda başarılı çalışmalar yürütmekte ve var olan ormanlarımızı korumakta yeni ormanlar oluşturmaktadır.

‘ÇAĞLAR’IN MAKSATLI DEĞERLENDİRMELERİ ORMAN TEŞKİLATIMIZI ÜZÜYOR’

Sayın Yücel Çağlar’ın farklı maksatlarla yaptığı değerlendirmeler, gece gündüz demeden çalışan, canı pahasına ormanlarımızı yangınlara karşı koruyan, ülkemizi yeşile bezemek için ter döken orman teşkilatının emeğini görmezden gelmeye ve onları üzmekten öte başka bir şeye hizmet etmemektedir. Ancak vatandaşlarımız yapılan çalışmaların farkındadır ve gerek Sayın Bakanımıza gerekse de orman teşkilatı çalışanlarına her ortamda teşekkürlerini ifade etmektedir. Bu da bizim şevkimizi ve azmimizi arttırmaktadır."

ÇAĞLAR: ‘180 YILLIK ORMANCILIĞIMIZDA İŞİ BİLEN TEK KİŞİ BIRAKILMAMIŞ!’

Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın açıklamasıyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Çağlar ise bir kez daha eleştirilerini yineleyerek, "Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği, ne söyleneni anlayabiliyor ne de ne söylediğini biliyor" diye konuştu. Bakanlığın tepkisini çeken değerlendirmesinde, 7 soru sorduğunu ve bu sorularla ilgili bir yorumda bulunduğunu dile getiren Çağlar, "Açıklamada ne sorularıma bir yanıt veriliyor be yorumum yanlışlanabiliyor. Anlaşılan yalnızca Veysel Eroğlu değil, Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği de ormancılık konusunda gerektiğince bilgili değil. Daha acısı, yaklaşık 180 yıllık bir geçmişe sahip ormancılığımızda yaptığı işi bilen tek bir kişi bırakmamışlar!" görüşünü ileri sürdü.

‘ORMAN KANUNUNA BİLE AYKIRI UYGULAMALAR YAPILIYOR’

Bakanlık tarafından yapılan hemen her açıklamada, halka yanlış ve gerçekçi olmayan bilgiler verildiğini öne süren Çağlar, "Bunu anlamak o denli zor mu? Ben ne yönden, kimler için 'başarılı' sayılabilecek işler yapıldığını soruyorum. Aklım yettiğince de buna açıklık getiriyorum. Sözgelimi Bakanlık, Anayasal gerek olan devlet ormancılığı düzeni ile 'devlet ormanı' sayılan yerlerden yararlanmayı özelleştiriyor, 6831 Sayılı Orman Kanunu'na bile aykırı uygulamalar yapıyor diyorum" şeklinde konuştu.

‘NE SÖYLENENİ ANLIYORLAR NE DE ÖĞRENMEK İÇİN ÇABA GÖSTERİYORLAR’

Bakanlığın Türkiye'nin orman varlığını arttıran nadir ülkeler arasında yer aldığı yönündeki iddiasını yalanlayan Çağlar, "Kesinlikle değildir. Veysel Eroğlu'nun anlamakta direndiği, haydi haksızlık yapmayayım; Veysel Eroğlu'nun yanıltıldığı en önemli konu da budur. Kaç kezdir belirtiyorum, ancak anlaşılan ya anlamıyorlar ya da anlayamıyorlar yahut anlamazlıktan geliyorlar. Özellikle de Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği, ne ne söylediğini biliyor ne de konuları daha iyi öğrenmek için bir çaba gösteriyor. O zaman bir kıyak daha yapıp bu dersi bir kez daha vermem zorunlu oluyor" sözleriyle eleştirilerini sürdürerek şunları dile getirdi:

‘CAMİ VE OKUL BAHÇESİNE FİDAN DİKEREK ORMAN OLUŞTURULMAZ’

“Orman ekosistemleri ile hukuksal olarak 'orman' sayılan yerler aynı anlama gelmez. Bu nedenle orman varlığının artması ya da azalması sözü anlamlı değildir. Artan nedir? Gerçekten de böyle bir artış olmuşsa eğer, bunun nedeni nedir? Ben söyleyeyim: Bakanlığın yeni orman ekosistemleri oluşturması değildir. Hukuksal olarak 'orman' sayılan yerlerin artırılabilmesi için, hukuksal olarak 'orman' sayılmayan yerlerde orman ekosistemi oluşturmak amacıyla ağaçlandırma yapılması gerekir. Cami ya da okul bahçelerine, yol kenarlarına fidan dikmekle orman ekosistemi oluşturulmaz. Hukuksal olarak 'orman' sayılacak yerler genişlemez!

‘YAPILAN ÇALIŞMALAR ORMAN EKOSİSTEMİ OLUŞTURMAYA YÖNELİK DEĞİL’

Hukuksal olarak 'orman' sayılan yerlerin artırılabilmesi için ise 6831 Sayılı yasanın 1. maddesindeki 'orman' tanımı değiştirilerek, bu yerlerin hukuksal olarak 'orman' sayılmasını sağlamak gerekir. AKP döneminde bu gerekler yerine getirilmemiştir. Orman ekosistemi oluşturmak amacıyla yapılan tüm ağaçlandırma çalışmalarının başarılı olması durumunda bile dikilenler, ekilenler 13 yıl içinde orman ekosistemi oluşturamaz. Kaldı ki AKP döneminde yapılan ağaçlandırma çalışmalarının tümü de yeni orman ekosistemi oluşturmaya yönelik değildir.

‘SEFERBERLİK SÖYLEMİ SAÇMA SAPAN BİR FİYASKODUR’

Bu saçma sapan söylemin her fırsatta yinelenmesi, artık tadını kaçırdı. 'Seferberlik' dedikleri çalışmalar sözcüğün tam anlamıyla bir fiyaskodur. Yapıldığı öne sürülen 2,4 milyon hektar çalışmanın ne çalışması olduğu ise belirtilmemekle birlikte yine de neredeyse tümüne yakın bir kısmı 'rehabilitasyon', yani 'bozuk' ya da 'verimsiz' olduğu düşünülen orman ekosistemlerinin 'verimli' duruma getirilmesine yönelik çalışmalar olduğu söylenebilir.

‘EROZYONU ÖNLEMEKLE YÜKÜMLÜ KURUMLARIN KATILIMI DÜŞÜK KALDI’

Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Eylem Planı kapsamında 2008-2010 döneminde gerçekleştirilen 1 milyon hektar 'rehabilitasyon', 165 bin hektar 'erozyon önleme' ve 18 bin hektar da 'mera ıslahı' çalışmasının tümünün, başta Orman Genel Müdürlüğü olmak üzere doğrudan ilgili kamu kuruluşları tarafından yapılmıştır. İlgili Bakanlığın dışındaki kişi, kurum ve kuruluşların 'çalışmalara' katıma düzeyi ise 'yüzde 3,6' düzeyinde kalmıştır. Daha da önemlisi, 4122 Sayılı Yasa kapsamında 'seferberliğe' katılmakla yükümlü kurum ve kuruluşların 'çalışmalara' katılma düzeyi, eylem planında öngörülen 'yüzde 6'lık oranın da altında olmuştur.

‘OGM’NİN VERİLERİNE GÖRE 350 BİN HEKTARLIK AĞAÇLANDIRMA YAPILMADI’

Anlaşılan ya Bakanlık ya da Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği sapla samanın karıştırılmasında Başkanları gibi iyice ustalaşmış. Orman Genel Müdürlüğü'nün web sitesinde de yayımlanan ormancılık istatistikleri verilerine göre 2003-2013 döneminde yılda ağaçlandırılan alan genişliği hiç bir yıl 350 bin hektara çıkarılamamıştır. İşte veriler: '2003: 36.914 (hektar), 2004: 34.016, 2005: 21.439, 2006: 25.319, 2007: 18.228, 2008: 39.467, 2009: 46.872, 2010: 41.857, 2011: 39.964, 2012: 42.009, 2013: 46.656.

‘133 ŞEHİR, 238 ADET BAL ORMANI TESİS EDİLDİĞİ ALDATMANIN DANİSKASI’

Bu açıklama, aldatmanın daniskasıdır. Bu amaçlarla yeni orman ekosistemleri tesis edilmemiş, varolan orman ekosistemlerinde, dahası henüz orman ekosistemine bile dönüşmemiş ağaçlandırma alanları bu amaçlarla kullanılmak üzere ayrılmıştır. İlgili ders kitaplarındaki bilgilere bir iki çizelge eklenmesiyle oluşturularak yürürlüğe konulan eylem planlarının planlama çalışmalarıyla hiçbir ilgisi yoktur. Bu belgelerde ‘bozuk devlet ormanı’ sayılan yerlerdeki güzelim doğal orman ekosistemlerinin ceviz, badem, kestane bahçelerine dönüştürülmesi öngörülmüştür. Orman Genel Müdürlüğü ya da ‘özel ağaçlandırma’ kapsamında özel kişi ve kuruluşlarca yapılan bu uygulamalarla oluşturulan meyveliklerden yararlanılması da yöre halkına bırakılmamaktadır. Peki, ama bu uygulama Anayasa’nın 169. Maddesi ile 6831 Sayılı yasanın 57. Maddesi ile bağdaştırılabilir mi?

BM ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ TOPLANTISI HAKKINDA:

Kocaman bir aferin İnsan, söz konusu değerlendirmemdeki savlar, sorular ortadayken böylesi ‘Bahçelerde kereviz gel bize bazı bazı’ türünden açıklamalar yapmaya utanır; utanır yahu! Veysel Eroğlu böylesi açıklamalarla kendisini zor duruma dönüştürenlerin canına okumalı bence. Peki, bu ülkelerarası buluşmalara Türkiye ormancılığı ne götürmüştür, hangi kararların alınmasını sağlamıştır vs. vs.

BAKANLIĞA GÖRE MAKSATLI DEĞERLENDİRMELERİ KONUSU:

Kesinlikle evet, benim maksadım başka. Benim maksadım, halkımızı yanıltmak, gerçek dışı sayılarla onları aldatmak değildir. Benim maksadım, halkımın aydınlatılmasına katkıda bulunmaktır. Bu maksadımın gereğini gerektiği gibi yapabiliyorsam ne mutlu bana. ‘Gece gündüz demeden canı pahasına çalışan, ülkemizi yeşile bezemek için ter döken…’ sözleri hiçbir anlamı olmayan, kurusıkı, popülist safsatalardır. AKP döneminde, 45 yıllık meslek yaşamımda daha önce hiç görmediğim denli büyük bir ormancı çalışan kıyımı yaşanmış, ormancı çalışanlar rotasyon denilen partizanca uygulamalarla yaşamlarından bezdirilmiş, subaşları iktidar yanlısı olmaktan başka hiçbir özelliği olmayanlara tutturulmuş, yasa dışı uygulamalar olağanlaştırılmıştır.

BAKANLIĞIN ‘ÇAĞLAR’IN SÖZLERİ ŞEVKİMİZİ ARTIRIYOR’ İFADESİ HAKKINDA:

Artan şevkiniz ve azminin hangi alandadır? Sözgelimi ‘devlet ormancılığından millet ormancılığına geçiş’ olarak adlandırdığınız akıl dışı yaklaşımlarınızla; devlet ormancılığı düzeninin iyiden iyiye çökertilmesi midir? Devlet ormanı sayılan yerlerin özel kişi ve kuruluşlara turizm, madencilik, yapılaşma, tarım ve bu gibi amaçlarla kullandırtılması, böylece bu gibi yerlerin mülkiyetinin de devredilmesi için uygun koşulların yaratılması mıdır? Kamu hizmet alanı olan ormancılığımızın yerli ve yabancı özel kişi ve kuruluşların istedikleri gibi at oynatabilecekleri bir alana dönüştürülmesi midir? 2B arazilerinin büyük inşaat firmalarına, TOKİ’ye, yandaş belediyelere devredilmesi midir? Yoksul orman köylülerinin yoksullukları daha da artırılıp AKP iktidarının gıda, kömür ve bu gibi yardımlarına muhtaçlıklarının artırılması mıdır? Güzelim orman ekosistemlerimizin göz göre göre çökertilmesine yol açan bilgisizce uygulamalarınızı sürdürebilmek midir?”