FETÖ’nün İsveç merkezli şebekesinden Uygur yalanı: Hedefte Yargıtay 16. Ceza Dairesi var

FETÖ'nün İsveç merkezli bir şubesinin ortaya attığı yalanlar ortaya çıktı.

FETÖ’nün İsveç merkezli şebekesinden Uygur yalanı: Hedefte Yargıtay 16. Ceza Dairesi var

YUSUF TUNÇER/ ulusal.com.tr

FETÖ’nün yurtdışına kaçan operasyon şebekesi, Türkiye aleyhtarı faaliyetlerine ara vermeden devam ediyor. İsveç’in başkenti Stockholm’dan İngilizce yayın yapan Nordic Monitor isimli internet sitesinde, 23 Nisan 2020 günü provokatif bir haber yayınladı. Haberin başlığı “Turkey’s top court, staffed with Islamists and nationalists, overturned conviction of Uyghur ISIS militant.” Yani “Türkiye'nin yüksek mahkemesi, İslamcılar ve milliyetçilerle birlikte, Uygur DAEŞ militanının mahkûmiyetini bozdu.”

Haberde, Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil ve daire üyeleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Türkiye-Çin ilişkileri hedef alınıyor.

Nordic Monitor’un haberi : https://www.nordicmonitor.com/2020/04/turkeys-top-court-staffed-with-islamists-and-nationalists-overturned-isis-conviction-of-uyghur-man/

“Ülkenin en yüksek temyiz mahkemesi olan Yargıtay, cihad örgütü IŞİD’in Çin'in Sinciang Uygur Özerk Bölgesi'nden gelen Irak ve Suriye militanlarının mahkumiyetini bozdu” denilen haberde, Uygur kökenli Kulaixi Yimaier’in temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği mahkumiyet kararının bozulduğu, yüksek mahkemenin bozduğu tek IŞİD davasının bu olmadığı, son yıllarda yapılan davalarda o Dairedeki hakimlerin birçok IŞİD davasında mahkumiyetleri bozduğu ve cihatçı militanların serbest bırakılmasına karar verdikleri yalanı ortaya atılıyor.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin usule ilişkin verdiği bozma kararı çarpıtılarak, bu kararın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet yetkililerinin ETIM konusunda Çin’e ve kamuoyuna söyledikleriyle çeliştiği iddia ediliyor.

Dairenin kararında bozma gerekçesi şöyle aktarılıyor: “Doğu Türkistan İslam Partisi adı ile kurulmuş ve faaliyette bulunan bir örgütsel yapının varlığı, varsa bu yapının IŞİD’le bağlantısının araştırılmaksızın, suçlanan kişinin sözü edilen IŞİD militanlarıyla irtibatının nasıl ve hangi delillerle ilişkili olarak tespit edildiği gerekçeli kararda belirtilmeksizin, eksik inceleme, araştırma ve deliller ile ilişkilendirilmemiş olan gerekçe ile karar verildiği...” Yani yüksek mahkeme, isnat edilen suça ilişkin yeterli araştırma, delil, bilgi ve belge dosyaya konulmadığı için bozma kararı veriyor.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin haberde kullanılan kararı.

YARGITAY 16. CEZA DAİRESİ HEDEFTE

Nordic Monitor, Türkiye genelindeki darbe girişimi ve FETÖ üyeliği ile ilgili davaların tümünün temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ni hedef alıyor. Ayrıca Vatan Partisi ve Genel Başkanı Doğu Perinçek hakkında uydurmalar, sözkonusu yazıda yer alıyor. Yargıtay 16. Ceza Dairesine atanan yargıçların Erdoğan hükümeti tarafından dikkatle incelendiği, bu özel daireye üyelerin bazı gruplar tarafından gönderildiği iddia edilen yazıda şöyle deniyor: “Bir grup İslamcı kimliklere sahip ve iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin siyasi İslamcı ideolojisine benzer görüşleri savunuyor. Radikal İslamcı örgütlere sempati duyuyorlar. Bu özel Daireye hâkimler gönderen diğer grup, Doğu Perinçek’in Aydınlık grubuna bağlı neo-milliyetçileri (Ulusalcı) içeriyor. Aynı güç paylaşımı anlaşması diğer yargı kurumlarında ve şubelerinde de geçerlidir. Cihatçı İslamcılar ya da aşırı sol marjinal teröristler olsun, radikal grupların suçlarını aklamak için birlikte hareket ediyorlar.”

Türk yargısına karşı bu saldırganlığın sebebi haberde geçen şu cümlelerle anlam buluyor: “Türkiye'de Temmuz 2016'da gerçekleşen darbe girişimi sonrasında Gülen hareketine bağlı yarım milyondan fazla kişi uydurma terör suçlamalarından tutukevlerine konuldu. O zamandan beri 130.000'den fazla memur etkili bir şekilde hükümet tarafından görevden alındı. 4,560 hakim ve savcının yerini Erdoğan yanlısı ve neo-milliyetçi personel aldı. Büyük tasfiyenin sonucu olarak, Türk yargı ve kolluk kuvvetleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve müttefiklerinin İslamcı hükümetinin elinde araç haline geldi.”

FETÖ’YE SUÇÜSTÜ

FETÖ'cü kaçak şebeke, MİT’in FETÖ etkisinden arındırılmasından rahatsız. Nordic Monitor sitesinde yer alan yazıların çoğunluğu, Tayyip Erdoğan, MİT, Türk Yargısı ve Doğu Perinçek hakkındaki uydurmalar. Özellikle FETÖ ve PKK konusundaki kararlı mücadele hedef alınıyor. Bir de Türkiye-Rusya, Türkiye-Çin, Türkiye-İran ilişkileri. FETÖ'cü şebeke, daha önce FETÖ marifetiyle gerçekleştirilen operasyonları mevcut yönetime mal etme kaygısına düşmüş. Yazıda, “Türk istihbarat servisi MİT’in Uygurların Çin’den Suriye’ye gidişini kolaylaştırması, Perinçek grubuna yakın birimler tarafından gerçekleştirildi” ifadeleri dikkat çekiyor.

Suriye’ye yönelik CIA marifetiyle düzenlenen operasyonun başlangıcı olan 2011 yılından itibaren, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nden yasadışı yollarla kaçırılarak Suriye’ye getirilen çok sayıda Uygur kökenli Çin uyruklu terörist bulunuyor. Bunların, 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişimi öncesinde Dışişleri Bakanlığı’nda ve MİT içindeki FETÖ'cüler marifetiyle Çin’den kaçırıldıkları ve Türkiye üzerinden Suriye’ye götürüldükleri devletin güvenlik organlarınca saptanmış durumda. FETÖ'cülerin en etkin olduğu kuruluşlardan birisi de Doğu Türkistan Maarif Derneği. CIA’nın yönetimindeki Uygur ayrılıkçılığının Türkiye’deki en önemli merkezlerinden olan Dernek, Suriye’ye terörist sevkiyatında kilit rol oynuyor. FETÖ'cüler, hiç kimsenin inanmayacağı Doğu Perinçek hakkındaki yalanlarını, kendi suçlarını örtbas etmek için kullanmak istiyor, ancak mızrak çuvala sığmıyor.

Türkiye - Çin ilişkilerinin gelişmesi için yoğun çaba gösteren ve Batı merkezli Uygur ayrılıkçılığına ve yalanlarına karşı Türkiye’de tavır koyan tek siyasi liderin Doğu Perinçek olması bile bu iddianın ne kadar komik ve ciddiyetten uzak olduğunu gösteriyor. Doğu Perinçek, bu konuda aldığı tavırdan dolayı Uygur ayrılıkçılarının Türkiye temsilcisi Seyit Tümtürk tarafından defalarca hedef gösterildi, tehdit edildi.

Diğer yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan 2015 Pekin ziyaretinde Xi Jinping’e Türkiye'nin ETIM'i terörist bir grup olarak gördüğünü ifade etmişti. 2017'de Pekin'i ziyaret eden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, Türkiye'nin ETIM'i resmen terör örgütü olarak tanıdığını belirterek, “Çin'e karşı kendi topraklarımızda veya bulunduğumuz bölgede hiçbir etkinliğe asla izin vermeyeceğiz” demişti.

ABDULLAH BOZKURT’UN KARLOV SUİKASTINDAKİ ROLÜ

Nordic Monitor internet sitesi ve haberi yapan Abdullah Bozkurt hakkında da birkaç bilgi vermek gerekiyor.Nordic Monitor haber sitesi İsveç’te FETÖ’cülerin kurduğu Nordic Araştırma ve İzleme Ağı (Nordic Research Monitoring Network) isimli bir paravan Sivil Toplum Kuruluşuna bağlı. Sivil toplum kuruluşunun http://www.nordicrmn.org/ adresinde bulunan ‘Biz kimiz’ bölümünde kendilerini “Nordic Araştırma ve İzleme Ağı (Nordic Monitor), kıdemli gazeteciler, güvenlik uzmanları ve araştırmacılardan oluşan bir grup profesyonel tarafından yönetilmektedir. Ağ aşağıdakiler tarafından yönetilir ve koordine edilir” diye tanıtıyorlar. Yöneticiler Abdullah Bozkurt, Levent Kenez ve Murat Çetiner isimli üç FETÖ firarisinden oluşuyor.

Abdullah Bozkurt, FETÖ'nün Avrupa’da firari önde gelen isimlerinden. Fethullahçı Terör Örgütü’nün kapatılan yayın organı Today's Zaman'ın Ankara temsilciliğini yapan Bozkurt, Rus Büyükelçi Karlov suikastinden 3 gün önce, 'Türkiye'de büyükelçiler artık güvende değil' başlıklı bir yazı yazıyor. Abdullah Bozkurt'un 16 Aralık'ta örgütün yayın organlarından 'turkishminute.com' isimli internet sitesinde yayımlanan yazısında, Rus Büyükelçi'ye saldırı olacağını biliyor gibi. Daha sonra yapılan araştırmada suikastı gerçekleştiren polis memuru Mevlüt Mert Altıntaş'ın, firari FETÖ'cü Abdullah Bozkurt'un evinde kaldığı tespit ediliyor.

Bozkurt, 2017 yılında da yine örgütün Turkish Minute adlı internet haber sitesinde bu kez Çin’in o dönemki Ankara Büyükelçisi Yu Hongyang’ı hedef alarak “Çin’in Türkiye Büyükelçisi risk altında olabilir” başlıklı bir yazı yayımladı. Bozkurt yazısında Çin Büyükelçisi’nin kendisine “ek güvenlik tedbirleri alması” aklını veriyordu.

FETÖ'nün medyadaki önemli tetikçilerinden olan Bozkurt, 2016’dan beri İsveç'in başkenti Stockholm'de yaşıyor. İsveç merkezli sözde düşünce kuruluşu Stockholm Center for Freedom (SCF) kurucularından olan Bozkurt, düşünce kuruluşu adı altında İsveç devletinden yardımlar alırken, bir yandan da uluslararası toplantılarda boy gösterip, Amerikancı darbe girişiminden FETÖ’yü aklamaya çalışıyor.

Sitede ismi bulunan diğer yöneticileri ise firariler Levent Kenez ve Murat Çetiner. Levent Kenez, Abdullah Bozkurt ile birlikte geçen yıl Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisinde Türkiye aleyhine bir panelde konuşma yaptırılmıştı. Panelin moderatörlüğünü ise PKK sempatizanı olduğu bilinen Türkiye düşmanı Eric Sottas yaptı.

Murat Çetiner hakkında, Birleşmiş Milletler ile Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) için güvenlik uzmanı olarak çalıştığını yazıyor sitedeki tanıtımında. Çetiner, 18 yıl polis teşkilatında çalışmış, rütbeleri sökülmüş ve hakkında terör örgütü üyeliğinden yakalama kararı bulunan firarilerden.

PKK VE FETÖ İSVEÇ'TE RAHATÇA BARINIYOR

Bu noktada İsveç devletinin ABD adına Türkiye düşmanı faaliyetlere son derece geniş olanaklarla ev sahipliği yaptığı da unutulmamalı. Amerikanın kontrolündeki Türkiye düşmanı pek çok PKK ve FETÖ militanı İsveç’te en iyi şartlarda barındırılmakta ve Türkiye karşıtı faaliyetlere her türlü destek sunulmaktadır. Geçen yıl 15 Temmuz Darbe girişiminin Recep Tayyip Erdoğan’ın bir kurgusu ve planı olduğunu anlatan ‘Tanrı’dan Bir Hediye’ belgeseli de İsveç’te yaşayan Türk kökenli yönetmen Nefise Özkal Lorentz ve kocası Jorgen Lorentzen tarafından hazırlanarak gösterime girmişti. Belgesel filmin Henri Barkey tarafından oldukça sahiplenilmesi, ABD siparişiyle yapıldığının önemli göstergelerindendi. Barkey, ABD’nin dış politikasına yön veren Dış İlişkiler Koneyi (CFR) üyesi ve bir Ortadoğu uzmanıdır. İyi derecede Türkçe bilir. 15 Temmuz Darbe girişimi sırasında Barkey’in Büyükada’daki Splendid Hotel’de kaldığı ve darbe girişimi başarısız olduktan sonra apar topar Türkiye’den ayrıldığı darbe soruşturması kayıtlarına girmişti.

YALANLAR YUNAN BASININDA

Nordic Monitor’un haberi ne tesadüftür ki, aynı gün Yunanistan merkezli SigmaLive sitesi tarafından da Yunancaya çevrilerek paylaşıldı.

https://www.sigmalive.com/news/international/624359/to-dikastiko-kykloma-erntogan-kai-i-athoosi-maxiton-tis-isis

fetö yusuf tunçer Uygur yalanı