Ağızdan gelen kana dikkat!
Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Mehmet Öztürk ağız yoluyla olan kanamalar konusunda uyardı. Op.Dr.Mehmet Öztürk, “Ağız yoluyla olan kanama sıklıkla mide,yemek borusu ve on iki parmak bağırsağı kaynaklıdır.
Ülserler,ağır gastritler ,enfeksiyonlar ve sindirim sistemi tümörleri de kanama nedeni olabilir.Ağız vücudun iç ve dış ortamla bağlantılı olduğu yapılardan biridir. Ağız aracılığı ile akciğerler, solunum yolları, yemek borusu ve mide dış ortamla etkileşir. Tersi şekilde de bunlar ile ilgili bir problemlerden de hemen haberdar olmamızı sağlar.” Dedi.
Avusturya Sen Jorj Hastanesi Op.Dr.Mehmet Öztürk, ağızdan gelen kandan dolayı telaşlanmadan önce kanın kaynağının tespitinin önemli olduğunu ifade ederek, “Birçok vücut kısmının dışarı bağlantısı olan ağız buralardan meydana gelen kanamalardan direk olarak etkilenecektir. Örneğin burun kanamalarında geriye doğru kaçan kan burun ve ağız arasında ki bağlantı sayesinde ağız içine gelir ve buradan dışarı çıkabilir. Aşırı öğürerek meydana gelen kusmanın ardından yemek borusunda ki aşınmadan dolayı da ağızdan kan gelmesi görülebilir. Tüm bunların ayrımına varmak ancak iyi bir incelemenin ardından mümkündür. Kişide öksürüğü takiben ağızdan gelen kan daha çok akciğer ve solunum yollarını düşündürürken bulantı ve kusmanın ardında kanamanın olması, beraberinde yemek artıklarının olması mide ve yemek borusunu öncelikle akla getirir. Akciğerler kaynaklı olan kanama hava ile daha fazla temas ettiği için köpüklüdür. Öncesinde yoğun alkol alımı olan, hepatit, siroz gibi karaciğer hastalıkları olan kişilerde ise mide kanaması veya yemek borusunda varis kanaması ilk akla gelmesi gereken durumlardan biridir. Kanın rengi ve miktarı da sebebi hakkında önemli bilgiler vermektedir. Parlak kırmızı renkte, az miktarda kan daha üst kısımlardan (burun, boğaz bölgesi) kanama ihtimalini arttırırken kahve telvesi renginde bir kan midede beklemiş kanı gösterir. Aşırı miktarda taze kan gene mide ile ilgili ciddi kanamalarda gözlenmektedir.Günlük hayatta hayati tehlike oluşturabilecek ağız yoluyla gelen kanamaların başında sıklıkla Üst Sindirim Sistemi kanamaları gelmektedir.''diye belirtti.
Op.Dr.Mehmet Öztürk, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Üst sindirim sistemi kanamaları,üst sindirim sistemi yemek borusu, mide ve onikiparmak barsağından oluşur. Üst sindirim sistemi kanamaları ile bu organlarımızda meydana gelen kanamaları ifade etmekteyiz.Üst sindirim sistemi kanamaları, acil hastaneye yatış sebeplerinin yaklaşık %10’unu oluşturur. Kanamadan ölümlerin büyük çoğunluğu kanama ile birlikte ciddi kanama dışı hastalığı olan yaşlı hastalarda görülür. Hastaların risklerini tespit etmekte ilk 24-48 saat içinde yapılan endoskopi (Gastroskopi) büyük önem taşır.Üst sindirim sistemi kanaması geçiren hastalar genellikle kahverengi kusma ve/veya siyah dışkılama ile doktora başvurur.
Üst Sindirim sistemi sistem kanamalarının sebepleri;Peptik ülser hastalığı (Mide ve onikiparmak barsağı ülserleri),Yemek borusu ve midenin varisleri,Gastritler,Daha çok alkol kullananlarda gördüğümüz aşırı öğürmeye bağlı mide girişinde yırtık oluşması (Mallory Weis yırtığı),Tümörler,Sirozlu hastalarda görülen mide mukozasındaki değişiklikler sebebiyle meydana gelen kanama,Mide de bazı kişilerde yüzeysel damarların kanamaları,İntihar girişimi-örneğin çamaşır suyu içimi,Tıbbı müdahelelerin komplikasyonu olarak (ERCP komplikasyonu olarak)
Tüm dünyada Üst Sindirim Sistemi Kanamaların en sık sebebini peptik ülser hastalığı oluşturur (% 60’ından fazlasından sorumludur). Peptik ülserlerin çoğu Helikobakter pylori mikrobu ve anti-romatizmal ilaç kullanımı sebebiyledir. Kanamaların yaklaşık % 80’i kendiliğinden durma eğilimindedir, medikal tedavi ile kanamanın durdurulmasına ve kan kaybının yerine konulmasına çalışılır. Kalan %20’sinde kanamanın durdurulmasında ve tekrar kanamanın önlenmesinde endoskopik müdahaleler gerekli olabilir. Üst Sindirim sistemi endoskopi kanamanın sebebini belirlemede (Varis, peptik ülser kanaması, damar kanamaları, kanser vs), kanamaya ait risklerini değerlendirmede (Endoskopik bulgulara göre riskler, yoğun bakıma yatma gereği ve taburcu olma belirlenir), endoskopik müdahale ile kanamayı durdurmakta önem taşır. Hastalar tarafından bilinmesini istediğim iki önemli nokta var. Birincisi, üst sindirim sitemi kanamalarının büyük çoğunluğunda ağızdan kırmızı kan gelmez. Midenin asidi ile karşılaşan kan anında kahverengi olur. Yani midesi kanayan hasta kahverengi kusar. Halkımız bunu kahve telvesi veya kızılcık şerbeti gibi kustum diye ifade eder.İkincisi ise makattan kırmızı kanama genellikle üst sindirim sistemi kanamalarında olmaz.''diye belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:''Üst Sindirim Sistemi Kanamalarinda Tanısı için öncelikle hastanın öyküsü dinlenir. Hastanın şikayetleri tanıda çok önemlidir.Fizik muayenede barsak seslerinin artışı, rektal tuşe önemlidir.Varsa, kusma ve/veya gaita materyalinin incelenmesi gerekir.Kanamanın üst / alt sindirim sindirim sisteminden olduğu ayırıcı tanısı yapılmalıdır.Nazogastrik sonda mideye yerleştirilerek kan gelip gelmediğine bakılır.Üst / Alt sindirim sistemi endoskopisi, Anjiografi, Sintigrafi gibi tetkikler kullanılmaktadır.”
Op.Dr.Mehmet Öztürk, üst sindirim sistemi kanamalarında tedavi prensipleri ise şöyle açıkladı; “Kanayan lezyon kesin olarak saptandıktan sonra ona özel tedaviler uygulanır.Bunlar genel olarak aşağıdaki gibi sınıflandırılır: İlaç tedavisi,Endoskopik yöntem eşliğinde yapılan tedaviler' İnjeksiyon, Termal yöntemler,Termal yöntem + ilaç injeksiyonu, Ligasyon ,Angiografik tedaviler' ve Cerrahi tedaviler.”
İHA