Doğu Perinçek, Adana'da gündem yarattı
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Genel Başkan Yardımcısı Şule Perinçek il ziyaretleri kapsamında Adana’ya gitti. İnci Otel’de Türkiye’nin Çıkış Yolu isimli bir konferans veren Doğu Perinçek, Adanalıların yoğun ilgisiyle karşılaştı.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Genel Başkan Yardımcısı Şule Perinçek il ziyaretleri kapsamında Adana’ya gitti. İnci Otel’de Türkiye’nin Çıkış Yolu isimli bir konferans veren Doğu Perinçek, Adanalıların yoğun ilgisiyle karşılaştı.
Adana Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Aytaç Durak, Saimbeyli Belediyesi Eski Başkanı Uğur Yıldırım, CHP Meclis Üyesi Fikret Hoşkök, Astsubaylar Derneği Şube Başkanı Bülent Demirtaş, Eğitim-İş Adana Şube Başkanı Galip Reha Ertekin, Türkiye Emekliler Derneği Şube Başkanı Seyfi İyiyürek, TGB İl Başkanı Yalçın Akarsu, TLB İl Başkanı Erdem Tıraş, CKD Yüreğir, Seyhan ve Çukurova İlçe Başkanları, çok sayıda sendika ve demokratik kitle örgütü yöneticisi ile yaklaşık 500 kişinin katıldığı toplantıda Perinçek’in sözleri sık sık sloganlarla kesildi. Aytaç Durak’ı ve tüm salondakileri İşçi Partisi’ne davet eden Perinçek, gelen bir soru üzerine Süheyl Batum’un CHP’den ihraç edilmesini de değerlendirdi. İşçi Partisi liderinin açıklamaları şöyle:
“Türkiye borçlanma ekonomisinin sonuna geldi. Turgut Özal’dan bu yana dünyaya açılacağız dediler. Dünya bize açıldı. Borç batağına girdik. Hepimiz kredi kartı borçluyuz. İşçisi, memuru, çiftçisi borçlu. Babacan 250 milyar Dolar kapıya dayanmış borç olduğunu söyledi. Böyle devam edemeyiz. Türkiye zorunlu olarak üretim ekonomisine geçecektir.
Kasım’ın 8’inde Davutoğlu 11 bakanını alarak dönüşüm programında iflaslarını ilan etti. Bakmayın süslü laflarına. Borçlanma ekonomisi ile devam edemezler. Özal’ın, Erdoğan’ın budalalık döneminin sonuna geldik. Ekonomiyi biliyoruz, borçlandık ve hacizci kapıya geldi. Artık üretim ekonomisine geçilmek durumundadır. İşte bu, birinci mecburiyet.
Sanayi odası başkanımızı ziyaretten geliyoruz. O da gümrük duvarlarını dikmek, sanayiyi ve tarımı desteklemekten bahsetti. Türkiye’yi geziyoruz. Türkiye’de bütün gezilerinin özetini yap derseniz, Türkiye artık üretim ekonomisine geçmek zorunda. Çiftçinin de, sanayicinin de, esnafın da tarif ettiği durum budur.
Atatürk 1930’larda benzer boğuşmada bir formül üretti. 6 Ok anayasanın başına yazıldı. Bu program yeniden Türkiye’nin önündedir. Üretim ekonomisini yeniden kurmak, yeni bir hükümet formülünü de beraberinde getiriyor. Geçmiş dönemde borç bulan iktidar oluyordu. Eroine bağımlı bir ülke gibi Türkiye sıcak paraya bağımlı bir hale getirildi. Şimdi bu iktidar formülü bitti. Önümüzdeki dönemin formülü, Türkiye’yi borca batıranlar değil üretim ekonomisini kuranlar iktidar olacak.
Sultanlar Devrilir, Tahtlar Yerlere Yuvarlanır
Üretirsen milli olursun, üretmezsen sıcak para dilencisi olursun. O sıcak para dilencileri iplerini dünya merkezlerinin eline vermişler. İpleri dışarıda olan bu iktidarlar, Türkiye’nin Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı olduklarını ilan ettiler. Demek ki biz başka devletlerin memurlarına Türkiye’yi teslim etmişiz. Artık yabancı devlet görevlilerinin devri bitmiştir. Başı dik Türkiye dönemi geliyor. Artık Türkiye memuru, emekçisi, çiftçisi, sanayicisi, işçisi tarafından yönetilecek.
Milli Mücadele dönemini hatırlayın. Sultanlar devrilir. Tahtlar yerlere yuvarlanır. Milli Hükümetler kurulur. O hükümetler milletin imkân ve kabiliyetlerini toplar ve düşmanı Akdeniz’e sürer. İngilizleri, Fransızları ülkeden defeder. Bizi sultanlar kurtarmadı, milli hükümetin seferber ettiği milletimiz kurtardı.
Eşkıya Cizre’ye, Silopi’ye Hükümdar Olmaz
AKP PKK’ya yasal alanlar açtı. Oslo görüşmeleri, İmralı görüşmeleri ile PKK’yı yasallaştırdılar. Türkiye terör ihracatçısı oldu. Pamuk ihraç edemediler ama terör ihraç ettiler. Şimdi ise ABD yenildi ve projelerini gerçekleştiremediler. ABD’nin Suriye’de yenilmesi ile birlikte İkinci İsrail Koridoru projesi yerle bir oldu. Bunun Türkiye’ye yansımaları var. PKK’nın itibarı aşağıya gidiyor. Çarşıları yakan, Atatürk heykellerini tekmeleyen teröristlere halk itibar etmiyor. Hiç kimse PKK’yı kollarından tutup kaldıramaz. Ne Kılıçdaroğlu ne de Erdoğan PKK’yı tekrar ayağa kaldıramaz.
Teröristler dünyaya hükümdar olmaz. Eşkıya Cizre’ye, Silopi’ye hükümdar olmaz. Şeyh Sait heykelleri ile Atatürk heykelleri birbirine bakmazlar. Biri diğerini tepeler. Atatürk onları tepelemişti. Önümüzdeki dönemde de PKK etkisiz hale getirilecektir. Türkiye’yi bölenlerin devri bitti, Türkiye’yi birleştirenlerin çağına giriyoruz. Bu da ikinci mecburiyet.
Toros Kartallarının Görev Vakti Geldi
Bunlar kendiliğinden olmayacak. Melekler gelecek ve bağımsız Türkiye’yi kurmayacak. Biz yapacağız. Türk Milleti’nin büyük birikimi var. Önce öncüler bu görevi üstlenecek ve Anadolu’ya geçecek. Şimdi o görev sizin önünüzde duruyor. Onun için “BİZ”e geldik. Dedeleri Fransızlarla savaşmış, Toros Kartallarının görev zamanlarına geldik. İşbaşı yapacağız. Vatan görevi için işbaşı yapacağız. Tüm tecrübelerimizden sonra artık Atatürk’ün üreten programında birleşeceğiz. Bu bir hükümet meselesi. Tayyip Erdoğanlar, Davutoğlular çarkı çeviremezler. Bu çarkı biz çeviririz. Bu programın sahibi millet ve sizde o milletin öncülerisiniz. Bu milletin öncülerini bir siyasi partide, hükümet hedefinde toplamak zorundayız. Başta belediye başkanım Aytaç Durak olmak üzere tüm komutanlarımızı, yurttaşlarımızı İşçi Partisi’ne davet ediyorum. İşçi Partisi’nde toplanalım. İşçi Partisi Nuh’un gemisidir. Nuh’un gemisinde toplanalım.
Kendi Saatimizi Kamçılayacağız
ABD Türkiye’ye baktığında iki tehlike görüyor. Birincisi Türk Silahlı Kuvvetleri diğeri ise İşçi Partisi. Amerika Türkiye’nin en büyük partisi olduğumuzu görüyor. Duvarları yıkarak geliyoruz. Silivri, Hasdal duvarlarını yıkarak geliyoruz.
AİHM’de, Türkiye üzerindeki 4 dayatmadan birisini çözdük. “Kürdistan Birliği’ni kuracaksınız” diyorlardı. “Ermeni soykırımını tanıyacaksınız” dediler. “Kıbrıs’tan geri çekileceksiniz” ve “liberal ekonomiyi kabul edeceksiniz” dediler. İşçi Partisi Lozan’da, Berlin’de yüzyıllık bir sorunu çözdü. Halk kuvvetleri ile çözdük.
Milletin onurunu kurtaran bir gençlik yarattık. O gençlik milleti Aslanlı Yol’a soktu. Aslanlı Yol, iktidara giden yol. Şimdi iktidara yürüyoruz. Olağanüstü dönemlerde olağanüstü tavırlar gerekir diyoruz. Öyleyse Mustafa Kemal’in askeri olacağız. Önümüzdeki takvim hızlı. Bazı tarihi dönemlerde saat hızlı döner. Çalkantılı dönemlerdeyiz. Öyleyse biz, kendi saatimizi de kamçılayacağız, hızlandıracağız. Üşenmeyeceğiz, yorulmayacağız. Küçük çıkarları bırakacağız. Milli çıkarlar çağına giriyoruz. Bencilliğe son veriyoruz. Toplumcu olacağız, insancıl olacağız, yükün altına gireceğiz. Örgütleneceğiz ve İşçi Partisi’nde birleşeceğiz.”
'Nusayriler Adına Minnettarız'
Akkapı Mahallesi’nden gelen Nusayri Halk Meclisi Başkanı Can Yesirgil konferans sırasında Suriye Devleti’ne ve Beşar Esad’a verdiği destekten dolayı Perinçek’e teşekkür etti ve Suriye halkının mücadelesine tek destek veren parti oldukları için Nusayriler adına minnettar olduklarını belirtti. Yesirgil’in bu teşekkürü salonda dakikalarca alkışlandı.
KUTU (Süheyl Batum’dan Önce Atatürk İhraç Edildi
Konferansın ardından soruları dinleyen Doğu Perinçek, “Süheyl Batum’un ihracına yönelik ne düşüyorsunuz?” sorusuna şu cevabı verdi:
“O partide Süheyl Batumlar’dan önce Atatürk ihraç edildi. Atatürk’ün programının reddedildiği bir süreç bu. Atatürk’ün ihraç edildiği bir partiden ihraç edilmek Atatürk’ün izinden gitmek oluyor.”
"Parayla Vatan Savunamazsınız"
Adana ziyareti kapsamında ilk olarak Türkiye Harp Malulu Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimler Derneği’ne giden Perinçek, şehit ailelerinin ve gazilerimizin dertlerini dinledi. En büyük yeraltı zenginliğimizin şehitlerimiz olduğunu söyleyen Perinçek, bir gazimizin sorusu üzerine bedelliye ilişkin görüşlerini şöyle anlattı: “Bedelliye karşıyız. Askerlik bizi eşitleyen yer. Siz hiçbir karşılık beklemeden uzuvlarınızı bu toprağa verdiniz. Parayla vatan savunamazsınız. Bedelliyle böyle anıt gibi insanlar çıkmaz.”
"Üretmemiz Lazım"
Adana Sanayi Odası’nı ziyaret eden Doğu Perinçek, Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, oda yöneticileri ve Adana’nın önde gelen sanayicileri ile ülke ekonomisi üzerine görüş alışverişinde bulundu. Gümrük vergilerinin yükseltilerek ithalatın kontrol altına alınması ve üretimin desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Kıvanç genel görünümü şöyle özetledi: “İthalatla bir yere varamayız. Dünya’da tüm ülkeler öyle ya da böyle kendi sanayilerini koruyorlar. Üretmemiz lazım. Ülkeye katma değer kazandırmak lazım. İstihdama dayalı sektörlerde ithalatın engellenmesi Türkiye’nin hayrınadır. Bölge ülkelerinden başlıca Rusya ve İran ile serbest ticaret anlaşması yapmak ve bu geniş pazarları değerlendirmek gerekir. Savaş, kavga kimseye fayda getirmemiştir.” Sanayide kalifiye elemanın yetişmediğini de belirten Kıvanç, eğitim alanında ciddi zaafiyetler olduğunu ve meslek okullarının gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
ulusalkanal.com.tr