Odin adının Türk diliyle açıklanmasının kanıtları

İskandinav efsaneleri, bazı tarihsel kaynaklar ve İsveç tarihçiliğinin babası Rektör Sven Lagerbring, Odin'in önderliğindeki topluluğun Turkland'tan (Türk ülkesinden) geldiğini belirtiyorlar. Yine aynı kaynaklar, bu topluluğun Kuzey Avrupa'ya Türkçeyi getirdiğini de kaydediyorlar.

Odin adının Türk diliyle açıklanmasının kanıtları

Odin’le ne kadar gurur duyduğumu biliyorsunuz. Bizim aşiretin çocuğu olduğunu hep övünerek söylüyorum. Bizim As denizine dökülen Kuban ırmağının oralardan. As denizinin adını değiştirmişler, şimdilerde Azak diyorlarmış, zararı yok. Odin, Atlas okyanusuna varıp Hakan, derken Tanrı olmadan önce bana “ağabey” derdi. Homosapiens’i kurbağaları bildiği gibi bilen, ama insanlığı yaşamamış olanlara mevzu olsun diye bu girişi yapıyorum.

Odin’in kökü

Sağolsun arkadaşlar ve okuyucular yolluyorlar. Odin üzerine Almanca ve İngilizce yeni araştırmalar okudum. Kimileri Odin adının kökenbilgisine de giriyorlar. Odin’in Asya kökeni üzerine tartışmalar çok hararetli. Türk kavmiyle bağlantı kuranlar var. Ama yazarlar içinde Türkolog yok. Sözcüğün Od köküne değinene rastlamadım. Odin araştırmaları, Asya tarihçilerinin ve Türkçe uzmanlarının ilgisini bekliyor.

Odin sözcüğünü Rusçayla açıklayanlar var. Odin, Rusçada ve diğer Slav dillerinde tek anlamına geliyor. Başka deyişle ilk sayı: Bir. Almanca ein, Fransızca eun, İngilizce one, Farsça yek.

Ein, eun, one, beselli aynı kökten. Türkçe ön ve on (birin on katı) da derin köklerde bağlantılı gözüküyor. Fakat Rusça Odin’deki d sesi araya nerden giriyor? Hint Avrupa dillerinin kendi içindeki ayrışması bağlamında bir açıklaması var mı?

Daha önemlisi, Odin Tanrı ailesinin adlarının hepsi Türkçe kökenle açıklanabiliyor, Rusça açıklanamıyor.

Odin tanrı ailesinin adları Türkçe kökenli

Odin

Thor= Yüksek makam, yuvarlak gök, türeme, töre ve Türk sözcüğünün de kökü.

Jord (Yord okunuyor)= Yer, yurt.

Perun

Skandinav dillerindeki –in eki

Odin adının Od köküne Norveççe ve İsveççenin dilbilgisiyle de ulaşabiliyoruz.

Dillerde nesneyi somutlaştıran Ad Durumları (Harfi tarif, Artikel) dediğmiz önek veya sonekler var. Örneğin “ateş getir” derken, herhangi bir ateşi kastediyoruz. “Ateşi getir” dediğimiz zaman, (i) sonekiyle somut, tanımlanmış seslendiğimiz kişinin bildiği belli bir ateşi belirtiyoruz. Türkçede i, e, in, de hali dediğimiz Ad Durumu belirleyen son eklerin işini, İngilizce, Almanca, Fransızca gibi Hint Cermen dillerinde önekler görüyor (The, der, das, die, den, dem, des, la, le, de gibi). İsveççe, Norveççe ve Danca gibi Kuzey Cermen dillerinde Almancadan farklı olarak önekler değil, Türkçedeki gibi sonekler nesneyi somutluyor. Od-in’deki (in) eki de öyle. Başka deyişle Odin sözcüğünün yalın hali Od oluyor.

Tarihsel veriler

İskandinav efsaneleri, bazı tarihsel kaynaklar ve İsveç tarihçiliğinin babası Rektör Sven Lagerbring, Odin'in önderliğindeki topluluğun Turkland'tan (Türk ülkesinden) geldiğini belirtiyorlar. Yine aynı kaynaklar, bu topluluğun Kuzey Avrupa'ya Türkçeyi getirdiğini de kaydediyorlar. Runik yazı adı verilen oyma yazılar da, Noveç’ten Orta Asya içlerine, Orhon Yazıtları’na kadar görülüyor. Norveç ve İsveç’te Runik harflerle yazılmış, fakat İsveççe ve Norveççe olarak okunamayan yazılar var. Türkçe okuyanların tezleri tartışılmıyor.

Tarihsel verilere daha önceki yazılarda değinmiştik.

Türkçenin en eski sözcüklerinden

Od/Ot, en eski Türkçe sözcüklerden ve köklerden. Orhon Yazıtları'nda, Kültigin ve Bilge Kagan anıtlarında iki kez yinelenen şu deyişe rastlıyoruz: "Ança kazganıp bir iki bodunung ot sub kılmadım."1 (Öylece kazanıp bir olan bodunları ateş su kılmadım.)

Burada ateş (ot) ile su benzetmesi, karşıtlığı ifade ediyor. Yazıtların başka bir yerinde de, Türgiş bodununun ordusunun "otça borça geldiği" yazılı. Türgişlerin saldırısı, ateşe ve boraya benzetiliyor.2

Türkçede Hot/Od/Ot/Öt kökü, Ateş anlamında.3 Ateş/Ataş sözcüğünün kendisi de Od/Ot kökünden. Ot köküne mastar ve isim eki olan -iş eklenmiş ve ses uyumuyla Ataş’a dönüşmüş: Ot+iş>Otiş>Otaş>Ataş. “Bir ataş ver cigaramı yakayım” diye Mustafa Kemal Çamkıran’ların Yarangüme (Ödemiş) türküsü vardır ya, Ali Karşılayan güzel söyler, işte ordaki ataş’ı İstanbullular kibarlaştırıp ateş yapmışlar.

Ateş sözcüğü Orta Farsçada ätarş, Farsçada ataş, Saka dilinde Atar, Zazacada adır olarak görülüyor. Daha önce Avestan'da yine ätarş olarak var. Ätar, yanmak anlamında. Latincede ater ocak, yine Latincede atrium ocak ve evin iç avlusu anlamlarına geliyor.

Sevan Nişanyan, bu bilgilere dayanarak ateş sözcüğünü Hint Avrupa kökenine bağlıyor.4 Bu ciddî bir yanlış. Nitekim Prof. Dr. Tuncer Gülensoy, sözcüğün Türkçe Ot kökeninden geldiğini belirtiyor.5

Hint Avrupa dillerindeki ateşin kökü

Od/Ot sözcüğü, Türk dillerinde ateş ve yer anlamlarını içeren çok zengin bir sözcük ailesinin kökü. Ayrıca Od/Ot kökenli sözcükler Türk dillerinin hepsinde aynı anlamlara geliyor. Buradan da anlıyoruz ki, Od/Ot sözcüğü Türkçe konuşan kavimlerin henüz ayrışmadıkları çok eski bir zamandan beri var.

Hint Avrupa dillerinde, ätar veya ater sözcükleri için aynı saptamalarda bulunamıyoruz. Bu dillerde ateş anlamında fer (Farsça), feu (Fransızca), Feuer (Almanca), fire (İng) örneklerinde gördüğümüz gibi, hep aynı kökten gelen sözcükler var. Latincede ise, ateş anlamına gelen feu/fire kökenli bir sözcük yok. Latincede ateş ve yalım sözcükleriyle bağlantılı ardor, calor, flama, focus, ignis, impetus, incendium sözcükleri var.6

Hint-Avrupa dillerinde, vücudun ateşi ise febris (Latince), Fieber (Almanca), feber (İsveççe), fever (İng), yine feu kökenli sözcükler. Bu da gösteriyor ki, ateş anlamına gelen Ot kökenli veya ater kökenli sözcükler, Hint Avrupa dillerine başka bir dilden girmiş.

Od/Ot kökünün verimliliği

Od kökünün Ön-Türkçedeki veya Ana Türkçedeki ilk halinin Hot olduğu ileri sürülüyor.7 Nitekim Hot sözcüğü Çuvaşçada ısıtmak anlamıyla bulunmaktadır.8 H sesi bilindiği gibi Türkçe sözcüklerin başından düşüyor; hatta sözcüğün ortasında da zamanla kayboluyor. Bu H önemli, çünkü Od/Ot kökü Avrupa dillerine yalnız Od olarak değil, Hot olarak da geçmiş, ilerde göreceğiz.

Vambery’ye göre, Od kökünün temel anlamı, insanların derinlik, delik, yuva gibi en ilkel barnınma ve oturma araçlarını dile getirmesidir. Od kökenli barınma, Çadır’dan farklıdır. Çadır, kazmak ve oymak eyleminden farklı olarak çatmak eyleminden türetilmiştir.9

Od/Ot kökü, Türkçemizde çok verimli. Yalnız ateş kavramıyla ilgili sözcükkler değil, ateşin çevresindeki yaşamdan türetilmiş çok sayıda sözcük de Od/Ot kökünden geliyor.

Ateşin çevresinde yapılan eylemler, barınmak, oturmak, yerleşmek, birlik oluşturmak (oymak), hep Od/Ot kökenli.

İçinde ateşin yakıldığı barınma yerleri, barınaklar, oyuklar, çadırlar da Od/Ot kökenli: Otağ, oda, oyuk gibi.10

Türkçemizde Od/Ot kökünden türeyen çok sayıda sözcük var. Birkaç örnek:

Ot: ateş, kısa boylu bitki, şifalı bitki, ilaç.

Ota-: Isınmak, ateş yakmak.11

Odun: Ateş yakılan malzeme, Od'un çoğulu: Odun.

Ocak: Otçak>Ocak.12 Ateş yakılan yer.

Otağ: Ateşin yakıldığı kapalı yer, çadır, büyük çadır.

Oda: Otağ>Oda. Ateşin yakıldığı, ateşle ısınılan kapalı yer.

Odak: Ateşin merkezi, ateş yeri (Od+ak=Odak).

Oturmak: Ateşin çevresine çömelme eylemi ve bu eylemden türeyen çok sayıda sözcük: Oturak, oturum vb vb .

Otlamak: Hayvanların otu, bitkiyi yemesi eylemi.

Otlak: Otlanan yer.

Doğu Perinçek

Aydınlık/Rota

DİPNOTLAR

1 Talat Tekin, Orhun Yazıtları, İstanbul 2010, s.30-31, 58-59.

2 Talat Tekin, Orhun Yazıtları, s.60-61.

3 Atatürk de, Güneş Dil sözcüğü çalışmaları sırasında Ot köküne özel bir rol yüklemiş. Bkz. Atatürk'ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayınları, c.27, s.41.

4 Sevan Nişanyan, Sözlerin Soyağacı, Everest Yayınları, Genişletilmiş ve gözden geçirilmiş 4. baskı, İstanbul, Ekim 2009, s.42.

5 Prof. Dr. Tuncer Gülensoy, Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü, II, TDK Yayınları, Ankara 2007, s.87.

6 Latince konusunda yardımını esirgemeyen büyüğümüz E. Alb. Ercan Güner'e teşekkür ederim. (Collins Latin-English&English-Latin Dictionary).

7 Tuncer Gülensoy, age, II, s.611; Sevan Nişanyan, age, s.454 vd.

8 Çuvaşça Sözlük. Ayrıca bkz. M. Ünal Mutlu, s.60.

9 Vambery, Etymologisches Worterbuch der Turko-Tatarischen Sprachen, Leipzig 1878, madde 47, s.43 vd.

10 Od/Ot kökü için bkz. Clauson, An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Türkish, Oxford 1972, s.34 vd.

11 Fuat Bozkurt, Divanı Lügat-it Türk.

12 Tuncer Gülensoy, age, II, s.611; Sevan Nişanyan, Sözlerin Soyağacı, s.454.

Doğu Perinçek oda ocak odin od ot odun otağ oturmak