Suriye tezkereden rahatsız değil!

Şam Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Yuva, ABD-Suriye arasındaki görüşmeleri yapan üst düzey bir yetkilinin görüşlerini açıkladı. Buna göre; Şam'ın tespiti tezkere PKK'ya karşı.

Suriye tezkereden rahatsız değil!

“Türkiye’nin tezkere silahını PKK ve PYD için hazır bulunduruyor...” Bu tespit Suriye adına ABD ile koordinasyon yürüten üst düzey bir yetkiliye ait.

Şam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Yuva, Aydınlık Gazetesi'ndeki köşesinde üst düzey bir Suriyeli yetkilinin değerlendirmesini yazdı.

Yuva yazısında, "Tezkere Demoklesin kılıcı gibi birilerinin üzerinde sallanan bir uyarı sopasıdır. Etkin bir siyasi-psikolojik silahtır. Türkiye’nin bu ‘silahı’ PKK ve PYD için hazır bulundurduğu aşikâr." dedi.

İşte Yuva'nın yazısı şöyle:

Suriyeli etkin bir isim ile “tezkere” üzerine sohbet ediyoruz. Sohbetimize, bir dönem ABD’li yetkililer ile Suriye adına “koordinasyon” görevi üstlenmiş, “pişmiş ve kıvamına” gelmiş bir siyaset uzmanı katılıyor. Etkin isim, bana hitaben, “Bakanlar Kurulu kararı ardından Parlamentodan onay alacak bir tasarıya neden ‘Tezkere’ diyorsunuz? Tezkere, Arapça kökenli olup ‘Tezkir’ yani ‘hatırlatma’ manasındadır” diye sorunca, koordinatör uzunca bir açıklama yaptı: “Tezkere (hatırlatma) Demoklesin kılıcı gibi birilerinin üzerinde sallanan bir uyarı sopasıdır. Etkin bir siyasi-psikolojik silahtır. Türkiye’nin bu ‘silahı’ PKK ve PYD için hazır bulundurduğu aşikâr.

TEZKERE İKİ YANI KESKİN BIÇAK

Daha önce Kuzey Irak topraklarını kullanıp Türkiye’ye saldıran PKK’ya karşı Irak’ın içinde operasyon yapabilmesine olanak sağlamıştı. Şimdi de güvenliğini Kuzey Irak’tan daha kapsamlı tehdit ettiğine inandığı Kuzey Suriye’de ortaya çıkan silahlı yapılanma (PYD) üzerinde sallanan bir kılıç olacaktır. Ancak bu etkin silah iki tarafı keskin bıçak misalidir. Tezkireyi (hatırlatmayı) zamanı ve mekânında doğru kullanmaz, enerjisini esas amacı dışındaki hedeflere harcarsa, tezkire (hatırlatma) teksir-i hatır (hatır-kırma) olur. Güzel bir deyim vardır, ‘Nefret ettiğiniz bir şey sizin için hayırlı olabilir. Sevdiğiniz bir şey sizin için şer olabilir” deyince, bu hususa açıklık getirmesini istedim. “Bakın Dr. Muhammed Bey, ‘Tezkere’ Suriye tarafını rahatsız etmemiştir. Tezkereye neden ihtiyaç duyuldu: Kuzey bölgesinde otorite boşluğu var. Bu boşluğun bir bölümünü Kürt silahlı yapılanmaları doldurdu. Bu bölge Türkiye sınırına sıfır noktada.

PKK VE PYD BÖLGE ÜLKELERİNE TEHDİT

Türkiye tarafında PKK etkin. Her iki bölge de PKK’nın palazlanması, Türkiye’yi rahatsız etmiştir. Barzani’de rahatsızdır. Ancak Barzani’yi ikna etmek zor olmaz. Suriye tarafı da rahatsızdır. Suriye tarafı bu bölgede ne PKK’yı ne de IŞİD’i görmek istemez. Birisi radikal Kürtçülük diğeri radikal Selefilik peşinde. Her iki akım bölge ülkeleri için tehdittir. Dinci oluşumlar daha büyük bir tehdit. Kürt siyasi-silahlı yapılanmalar ile anlaşıp herkesi memnun edecek bir çözüm bulmanız mümkün. Ancak silahlı Kürtçü hareketlerin ABD, İsrail, NATO gibi merkezlerle haşır neşir olmaları ürkütücüdür. Kürt meselesi, ya bölge ülkeleri ile yapılacak işbirliği ve istişarelerle bölge ülkelerinin sorunlarıyla birlikte topyekûn çözülecek, ya da tarihte olduğu gibi ABD ve İsrail’in gemisinde kürekçi kalacak. Siyasi-silahlı Kürt hareketleri bölge devletlerine olan inancını yitirmiş. Haklı olabilirler. Buna karşılık Bölge devletleri bunlardan her daim şüphe duymuştur. Bu tavrı da destekleyen tarihi vakalar mevcuttur. Kürtçülük veya selefilik tehdidi üzerinden Türkiye’nin bölge devletleri ile yakınlaşması da muhtemel.

TÜRKİYE SÖYLEMİ EYLEME GEÇİRMELİ

Bu arada Kürt mıntıkalarına karşı IŞİD saldırıları tecelli etti. Bu işte Türkiye’nin parmağı olduğu kesin. Batı ve ABD için PKK, IŞİD’ten daha önemli. Türkiye için IŞİD, PKK’dan daha önemli. ABD ve Türkiye bütün bu yapılanmalara Esad’ı devirmek için göz yumdu. Esad kalınca, bu yapılanmalar herkes için bir tehdit unsuru haline geldi. Herkes kendi ajandası için birilerini kullanmakta. Türkiye hududu kontrol altına alsın, Suriye ordusu IŞİD’in üzerinden silindir gibi geçer. Ancak Türkiye, hududunda ne PKK ne IŞİD ne de Suriye ordusu görmek istiyor. Bu kadar yoğurt kimseye nasip olmamıştır. Türkiye en nihayet karar vermek zorunda olacaktır.”

Bu noktada sözü etkin isim aldı ve Tezkerenin en olumlu boyutuna dikkat çekti: “Irak’ın kuzey bölgesinde, silahlı PKK terör unsurları varlığını sürdürmektedir. Öte yandan, Suriye ve Irak’ta diğer terör unsurlarının sayısı ve ortaya koydukları tehdit de önemli artış gözlenmektedir. Nitekim bu nedenle, BM Güvenlik Konseyi, 2170 ve 2178 sayılı kararlarıyla Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını teyit etmiş, bu ülkelerdeki terör faaliyetlerini kınamış, IŞİD ve benzeri terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı BM üyesi tüm ülkelere, 1373 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı ve uluslararası hukuk çerçevesindeki sorumluluklarına uygun şekilde gerekli tedbirleri alma çağrısında bulunmuştur” ifadeleri yer almaktadır. İşte çözüm Türkiye’nin bu söylemi eyleme geçirmesidir. Başka ihsan istemez.” Bence de istemez.