Artık asfalyaların atsın be anam!
Yusuf Yavuz
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun Karadeniz’deki Yeşil Yol direnişinin simgesi olan Rabia Ana’ya yönelik “Her önüne gelen çıkıyor bir yere meşhur olmak için, dozerin önüne geliyor” sözlerine yönelik tepkiler sürüyor. Bakan Eroğlu’nun kendisine yönelik ifadelerine “benim asfalyalarımı attırmasınlar” yanıtını veren Rabia Özcan’a açık mektup yazan Türk ormancılığının önde gelen isimlerinden Doç. Dr. Yücel Çağlar, “atsın be anam; atsın artık! Hiçbir ‘kıymeti harbiyesi’ olmayanlar, ‘sorumsuz bakan’ da sayılsalar, yalnız halkın ‘asfalyasının atmasından’ anlar çünkü” ifadelerini kullandı.
BAKAN EROĞLU: ‘YEŞİL YOLDA AĞAÇ KESİLMEDİ’
Samsun’dan Artvin’e Karadeniz’in yaylalarını birbirine bağlayacak olan Yeşil Yol Projesi’ne yönelik yöre halkının gösterdiği tepkiler Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na soruldu. Yeşil Yol Projesi’ne taraf olduğunu kaydeden Bakan Eroğlu, “Ne kadar ağaç kesilirse ben 100 katını dikeceğim. Zaten bu yolun yüzde 80’ni ormandan geçmiyor. Şu ana kadar da bir ağaç kesilmiş değil. Yol ve su olmazsa medeniyet olmaz. Doğu Karadeniz’de turizm öncelikli bir gelişime ihtiyaç var” diye konuştu.
‘MEŞHUR OLMAK İSTEYEN DOZERİN ÖNÜNE GELİYOR’
Yeşil Yola karşı direnişin simgesi olan Rizeli Rabia Ana için de “Her önüne gelen çıkıyor bir yere meşhur olmak için, dozerin önüne geliyor” ifadelerini kullanan Bakan Eroğlu’na yanıt veren Rabia Özcan, “Ben toprağımın mücadelesindeyim ne ünü ne şöhreti. Benim asfalyalarımı (sigortamı) attırmasınlar” diye yanıt verdi.
DOÇ. DR. ÇAĞLAR RABİA ANAYA MEKTUP YAZDI
Konuyla ilgili tartışmaya Rabia Ana’ya bir mektup yazarak katılan Türkiye ormancılık camiasının önemli isimlerinden Doç. Dr. Yücel Çağlar, “Sevgili Rabia Ana” diye başladığı mektubunda, “Duymuşsundur; ‘sorumsuz bakan’ hepimizin gözünün içine baka baka; ‘orada kesilen ağaçların fazla bir kıymeti harbiyesi yok, kesilen ağaçların yüz katını dikeriz’ dedi. Alışmıştık onun iş bilmezliğine ancak bu sözleri hepsinin üzerine tüy dikti be Sevgili Anam. Eğer bir ‘sorumsuz bakan’ kalkıp da böyle sözler edebiliyorsa bence asıl onun bir ‘kıymeti harbiyesinin’ olduğu söylenemez. Bu kişi ‘sorumsuz bir bakan’ da olursa eğer, onun yalnızca ‘kıymeti harbiyesinin’ bulunmadığı değil, deyim yerindeyse ‘sapla samanı karıştırdığı’ da söylenebilir” ifadelerini kullandı.
‘YAŞANANLARDAN DERS ÇIKARMAMIŞLAR ANLAŞILAN’
Görkemli Gezi direnişinin de böylesine bir değerlendirme sonrası başladığını anımsatan Çağlar, “Anlaşılan Sevgili Rabia Anam; yaşananlardan hiç ama hiçbir ders çıkarmamışlar” görüşüne yer verdiği mektubunda ayrıca şunları dile getirdi:
‘PROF. OLUP SAPLA SAMANI KARIŞTIRAN SORUMSUZ BAKAN’
“Belki gözünden ve kulağından kaçmıştır: Aynı ‘sorumsuz bakan’, 2008 yılında 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun ormanlarımızı turizm yatırımcılarının yolgeçen hanına çevirecek biçimde değiştirilmesi tasarısı gündeme geldiğinde de;
‘Tasarı makilik alanları ve bozuk ormanları kapsıyor… Bazı alanlar var ki orman olarak gözüküyor, fakat makilik alan. Hiçbir şeyin yetişmesi mümkün değil’ diyebilmişti. Hem ‘Prof.’ olup hem de böylesine bilimdışı gerekçeler öne sürebilen bir ‘sorumsuz bakana’ yalnızca ‘kıymeti harbiyesinin olmadığını’ ya da ‘sapla samanı karıştırdığını’ söylemek bile oldukça iyimser bir değerlendirme sayılmalı.
‘KAMUSAL VARLIKLAR MİLLETİN ANASININ A… ARZUSUYLA YANIP TUTUŞANLARIN TAPULU MÜLKÜNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ!’
Karadeniz Bölgesi’nin görkemli yaylalarını senin gibi yürekli analarımız savunuyorsa eğer, ‘sorumsuz bakanın’ çevresindeki iş bilmezler yerine sizlerden öğrenmesi gerekiyor: Yaylaların yakınındaki orman ekosistemleri; yüksek dağ ormanlarının özel niteliklerine sahiptir; onları oluşturan tek bir ağacın kıymeti harbiyesi, sorumsuz bakanlarınkinden çooook daha yüksektir; Herhangi bir yere yerine dikilecek yüzlerce, binlerce fidan yaylaların çevresinde yok edilecek bir ağacı işlevini göremez; yaylaların altındaki orman ekosistemleri ile yerleşmeleri ayakta tutan güvenlik duvarlarıdır; yabanıl yaşamın son sığınaklarıdır; bölgede sıkça yaşanan çığların, toprak kaymalarının, sellerin en etkili doğal önleyicileridir; yaylacılık kültürünü çeşitlendiren, özgün ve sürekli kılan eşsiz üreticilerdir; yayla yayla olmakta çıkarıldığında bu kültür yıkılır. Sorumsuz bakan bunları bilmez, bilse de umursamaz; yanılıp umursasa da gereğini yapamaz, yaptırmazlar. Bu ülkedeki tüm kamusal varlıklar, artık tümüyle milletin anasının a…’ arzusuyla yanıp tutuşanların tapulu (!) mülküne dönüştürülmüştür çünkü.
‘ARTIK ASFALYALARIN ATSIN BE ANAM!’
‘Ben halkım halk! Benim asfalyalarımı attırmasınlar!’ diyorsun Sevgili Anam; atsın be Anam; atsın artık! Hiçbir ‘kıymeti harbiyesi’ olmayanlar, ‘sorumsuz bakan’ da sayılsalar, yalnız halkın ‘asfalyasının atmasından’ anlar çünkü. Ellerinden öper; gücünün artmasını, kararlılığının pekişmesini dilerim Sevgili Rabia Anam.”