45 yıl önce İzmir'de hakem bir penaltı verdi! Tarih, maçı değil sonrasını kaydetti

Mehmet Bozkurt yazdı

45 yıl önce İzmir'de hakem bir penaltı verdi! Tarih, maçı değil sonrasını kaydetti

1972-73 sezonunda Galatasaray üst üste 3. kez şampiyon oldu. Böylelikle profesyonel Türkiye liginde ilk kez bir takım 3 kez üst üste şampiyon olmuştu.

Şampiyon kadro efsane isimler vardı; Mehmet Oğuz, Gökmen Özdenak,Tarık Küpoğlu, Muzaffer Sipahi, Uğur Köken, Yasin Özdenak, Ekrem Günalp, Metin Kurt, Aydın Güleş, Bülent Ünder ve Savaş Yarbay. Takımın başında ise 15 Ağustos 1970 günü İstanbul'a gelen, Galatasaray'ı, tarihinde 3 kez üst üste ilk şampiyon yapan, "Sessiz İngiliz" lakaplı, unutulmazlar arasına yazdıracak olan; Brian Birch.

Sarı kırmızılar, o sezon fırtına gibi esti. Şampiyonluk kupasını kaldıran Galatasaray, Türkiye Kupası'nı da müzesine götürdü. Ligin bitmesiyle bir sonraki sezonun hazırlıkları başladı. O yıllarda takımlar transfer etmek istedikleri oyuncu denemek için hazırlık maçları yapardı. Birçok takım çeşitli turnuvalar ve hazırlık maçlarıyla lige hazırlanmaya başladı. O yıl en ön önemli turnuva Cumhuriyet'in 50. yılı anısına, ligi ilk 8 sırada bitiren takımlar arasında oynanacaktı.

Her ne kadar 1959 yılı itibariyle Türkiye, bölgesel liglerin yerine profesyonel tek lige geçmiş ise de özel turnuvalar İstanbul, İzmir ve Ankara takımlarının kendi aralarında düzenleniyor, galipler de birbirleriyle oynuyordu. İstanbul ve İzmir takımları arasında kıyasıya bir rekabet vardı. Göztepe ve Altay birinci ligde İzmir'i temsil ediyordu. Ege'nin iki güzide takımı İstanbul'daki rakipleriyle dişe diş mücadele ediyor, Avrupa'da da Türkiye'yi temsil ediyordu.

Ağustos ayının ikinci yarısında Galatasaray 7 maçlık bir seriye hazırlanıyordu. İstanbul Dolmabahçe'de Bursaspor ile oynadıktan sonra İzmir'e konuk olacak ve Göztepe ile karşılaşacaktı.

Futbol gündeminin dışında Türkiye, 14 Ekim 1973'te yapılacak milletvekilleri seçiminin arefesindeydi. Siyasi davalar, eylemler, grevler, emekliye sevk edilen generaller gazetelerin birinci sayfalarındaki esas gündemi temsil ediyordu. Türkiye'nin bu siyasi ortamı futbol sahalarına da yansımış, Galatasaray'ın efsane kanat oyuncusu Metin Kurt, profesyonel ligde sendika kurulmasını savunan ilk futbolcu olarak uzun yıllar konuşulacak bir tartışma başlatmıştı. Dönemin Galatasaray Başkanı Prof. Dr. Mustafa Pekin, sık sık Metin Kurt'la görüşmeler yapıyor, basın da konuyu yakından izliyordu.

Galatasaray kafilesi böyle bir ortamda 21 Ağustos salı günü Ali Sami Yen Stadında hazırlık yaptıktan sonra Göztepe'nin konuğu olarak İzmir'e gitti.

Altay üç gün önce Fenerbahçe'yi İzmir'de ağırlamış, 2-1 mağlup etmeyi başarmıştı. İzmirli taraftarlar şimdi de Galatasaray'ı bekliyordu.

Biletli 14 bin seyirci Göztepe-Galatasaray maçı için İzmir Atatürk Stadında toplandı. Saat 20.30'da başlayan karşılaşma 25 derece sıcaklıkta oynandı. İki takım yoğun tezahüratlar eşliğinde sahaya çıktı.

Galatasaray'ın İngiliz teknik direktörü Brian Birch cezalı olduğu için maçı tribünden izlerken Göztepe'nin başında ise, bu yıl hayata veda eden Türk futbolunun unutulmaz ismi Necdet Niş vardı.

Göztepe maça hızlı başladı. İzmir'in sarı kırmızılıları 10. dakikada Küçük Ali'nin yerden çektiği şutla 1-0 öne geçti. Dönemin spor yorumcularının temposunu beğenmedikleri maçta, ilk yarının bitimine dakikalar kala, Gökmen Göztepe kalecisi Ali'nin üzerinden aşırtma bir vuruşla beraberliği sağladı. İkinci yarının ilk golü 60. dakikada Metin'in ayağından geldi, Galatasaray 2-1 öne geçti. Seyircisinin desteğini arkasına alan Göztepe pes etmeye niyetli değildi. O sezon ligde Galatasaray'ı yenebilen iki takımdan biriydi. Göztepe'de bu kez Doğan sahneye çıktı. Attığı golle 81. dakikada eşitliği sağladı. 85. dakikada Metin sağdan ortaladı, Göztepe'de Ulvi topu elle kesince hakem penaltı noktasını gösterdi. Tuncay topun başına geçti ve maçın bitimine dakikalar kala Galatasaray'ı 3-2 öne geçirdi. Maç bu skorla bitti. Galatasaray İzmir'de sahadan galip ayrıldı.

Maç bitti; ama Göztepe-Galatasaray maçını tarihe kazıyan olay bu dakikadan sonra olanlardı.

Maçın sonunda yenen taraf olarak Galatasaray'a kupa verildi. Bu olayı kaleme alanlar, kupanın, 72 yılında vefat eden Reşat Selamioğlu adına düzenlenen bir turnuva olduğu için verildiğini belirtiyor. O dönemin günlük gazetelerinde bunun bir turnuva maçı olduğuna dair bir bilgi yok. Gazeteler, iki takım arasında düzenlenen özel bir hazırlık maçı olduğunu yazıyor. Gazetelerin yazmadığı ama her iki takımın da müzesinde bulunan bu kupanın hikayesi ilginç.

Bir kupa nasıl olur da iki takımın da müzesinde olur?

Anlatılanlara göre, Galatasaray yönetimi maçtan sonra bir açıklama yapmıştır. Sarı kırmızılı yöneticiler futbol sahalarında görülmeyecek bir olaya imza atarak son üç yılın lig şampiyonu Galatasaray'ın futbolunu beğenmez ve takımı yerden yere vurur. Ayrıca hakemin maçın son dakikasında verdiği penaltının da haksız olduğunu belirterek, kendilerinin hak etmedikleri kupanın rakip Göztepe'ye verilmesini isterler.

Bu büyük jeste karşılık Göztepe yöneticileri de kupayı kabul etmez. Bunun üzerine çözüm Kemeraltı'ndaki hızarcı olur. Kupa ortadan ikiye bölünür ve her iki kulüpte birer yarısını alarak kupanın bir yarısını müzelerine, futbol tarihine de bu efsane hikayeyi yazdırırlar.

Ligin son haftasında karşılaşan her iki takıma da başarılar. Tarihe geçecek bir maç olsun.

Mehmet Bozkurt

Twitter: @bozkurtmehmet

ulusal.com.tr

Galatasaray