İÇDAŞ’dan lahit açıklaması: ‘Bizim ilgimiz yok’

“Termik santralın kurulduğu alanda sondaj yapıldı, tarihi esere rastlanılmadı. Memleket sevdasıyla üreten, Allah korkusu olanların önünde hiç bir güç duramaz…”

İÇDAŞ’dan lahit açıklaması: ‘Bizim ilgimiz yok’

Yusuf Yavuz

Çanakkale’nin Biga ilçesine bağlı Kemer köyündeki bir tarlada su borusu onarımı için yapılan kazı sırasında ortaya çıkan 3 lahitle ilgili haberlerin ardından, haberde adı geçen termik santralın bağlı bulunduğu İÇDAŞ A.Ş bir açıklama yaptı. Parion antik kentinin bulunduğu bölgede yapımına izin verilen Bekirli Termik Santralı’nın bağlı olduğu İÇDAŞ A.Ş, 2008 yılında antik kentteki arkeolojik kazıların resmi sponsorluğunu üstlenmişti. Termik santral yakınındaki tarlada bulunan lahitlerle ilgili haberlerde İÇDAŞ A.Ş’nin adının anılmasından üzüntü duyulduğu ifade edilen açıklamada, köylülerin iddiaları da yalanlandı.

İÇDAŞ A.Ş tarafından yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Kemer Köyü’nde, Kemer Köyü muhtarlığı tarafından patlak su borusu onarımı yapımı sırasında ortaya çıkan lahitlerle ile ilgili olarak basına yansıyan, gerçeğe aykırı ve yanlış ifadelerle, araştırmadan ve doğruluğu teyit edilmeden yapılan haberlerden üzüntü duyduk.

Özel şahsın arazisinde su borusu patlağı çalışması sırasında çıkan tarihi lahitler haberiyle İÇDAŞ isminin nasıl yan yana getirildiğini anlamakta hala güçlük çekiyoruz.

Özel şahsın arazisindeki su borusu patlağının İÇDAŞ’ın tesisleri ile herhangi bir bağı nasıl olabilir? Sırf bu açıklama bile haberlerin tamamen maksatlı olarak yapıldığını açıkça ortaya koymaktadır.

Jandarma ve Çanakkale Arkeoloji Müzesi Uzmanlarının denetim ve gözetiminde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün anında bilgilendirilmesi ve alınan izinle tamamen yasal prosedürler çerçevesinde ayrıca vatandaşların da gözü önünde yapılan çalışmada İÇDAŞ’ın dahlini ortaya koyan kişiler tamamen maksatlı bir söylem içerisindedirler.

Şöyle ki; Bu kişiler, İÇDAŞ A.Ş proje sahası için ihtiyaç olmayan arazilerini dahi şirketimizden talep ettikleri fahiş fiyata bize satamamış olmanın husumetini beslemektedirler. Bir başka husumetleri de yasak dinlemeksizin yaptıkları trol avcılığıyla talan ederek çöle döndürdükleri Marmara Denizinde; üç yıldan fazla geciktirmelerine rağmen, deniz canlılarına korunaklı yaşam alanı kazandırmak ve sayılarını arttırmak amacıyla beş milyon TL maliyetli resif yatırımını gerçekleştirmiş olmamızdır.

Besledikleri husumet hissi ve öfkeyle bu yalan ve karalama üsluplu ifadeleri kullananlarla ilgili olarak dava sürecini başlatmış bulunuyoruz.

Bu gerçeği bilmeksizin, araştırmaksızın sadece Kemer Köyü’ndeki bir iki vatandaşın söylemiş olduğu sözleri teyit etme gereği duymadan konu hakkında yapılan haberlerde şirketimizin adının anılması gazetecilik meslek etiği ve habercilik anlayışına aykırıdır.

Basından izlediğimiz kadarıyla bulunan lahitler ile ilgili çalışmaların tamamı yasal prosedürler çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Hal böyle iken yine basında yer alan röportajlarda bazı köylülerin söylediği sözlerin ve sosyal medyada paylaşılan bilgilerin tamamının gerçek dışı söylemler olduğu görülmüştür. Bazıları ise doğrudan art niyetlidir. ‘Bu lahitler neden açılmıyor, neyi bekliyorlar, buralar talan ediliyor’ gibi sözlerle yıllarını bu mesleğe vermiş insanlar ve bu çalışmayı gerçekleştiren kişiler ve kurumlar zan altında bırakılamayacağı gibi, uzun yıllardır Çanakkale bölgesinde yapılan kazılarla kültürel değerlerin ortaya çıkarılmasında çok ciddi katkıları bulunan; Parion dışında Troia, Assos, ve Apollon Smintheon gibi ülkemizin önemli ören yerlerindeki kültürel değerlerin ortaya çıkarılmasına, korunmasına ve gelecek kuşaklara aktarılmasına gururla destek veren firmamızın da haksız ve maksatlı suçlamalarla zan altında bırakılması da doğru bir yaklaşım değildir.

Açığa çıkan lahit haberlerine bağlantılı olarak İÇDAŞ hakkında, geçmişten beri çeşitli beklentileri olup da gerçekleşmeyenlerin, çıkar ve rant ilişkisinde olanların daha önce de defalarca denedikleri ama başaramadıkları karalama kampanyasının ne yazık ki; yeniden denendiğine şahit oluyoruz.

Sırasıyla Biga, Çanakkale ve Türkiye için memleket sevdasıyla üretim yapan 10 bini aşkın istihdam ve ekmek paylaşımı yapan İÇDAŞ, birilerinin attığı çamurla karalanamaz.

Tarihi bilincin geliştirilmesi için çocuklarımızla yürüttüğümüz minik arkeologlar projemizi devam ettiriyoruz. Bu kazılara sponsorluk yaparken sadece parasal olarak değil, ihtiyaç duyulduğunda işçi, gerektiğinde ise vinç ve başka makina teçhizatı göndererek Çanakkale’nin sahip olduğu bu tarihi değerlerin insanlığa armağan edilmesi görevini sürdürüyoruz.

İÇDAŞ’ın sahip olduğu termik santrallerin yapımı sırasında ÇED raporu sürecinde tarihi eserlere ve kültürel değerlere ilişkin büyük bir hassasiyet gösterilmiştir. Elbette önce o alana bir tesis yapılmasının doğru olup olmayacağına ve bu hususta araştırma yapılması gerektiğine dair bilim adamlarının ön değerlendirmeleri olmuştur.

Ancak bu tür alanlanlarda yapılması gereken araştırma ve sondaj çalışmaları gerçekleştirilmiş, tesislerin kurulu olduğu alanda tarihi eserlere rastlanmadığı için yatırım gerçekleştirilmiştir.

Sanki böyle bir süreç olmamış gibi tesislerin tarihi alana kurulmuş olduğuna dair maksatlı olarak bir algı yaratılmak isteniyor. Devletin yetkili kuruluşlarının verdiği belgeler ve raporların doğrultusunda alınan idari izinler ile bu tesisler yapılmıştır.

İÇDAŞ’ın termik santralleri yapılırken hukuki bütün sorumluluklar eksiksiz olarak yerine getirilmiştir. İÇDAŞ, hukuk ve vicdan terazisinde gönlü rahat olarak üretimini sürdürmektedir.

Çanakkale’nin kapalı kalmasını, Türkiye ve dünyaya açılmamasını, ‘küçük olsun benim olsun’ zihniyetini sürdürenlerin karalama kampanyası sürmektedir. Ne yazık ki bu karalama kampanyasına; bölgede adı işadamı olup da aslında dertleri tamamen rant kazancı olan, üretmek yerine, üreteni engellemek üzerine kurulu zihniyetin temsilcilerinin destek olduğunu görüyoruz.

İÇDAŞ, topluma kazandırılması adına tarihi değerlere, tarihi eserlere sahip çıkmaktadır. Bu sorumluluk ve bilinçle üretimini sürdürmekte ülke ekonomisine ve istihdamına büyük katkısını devam ettirmektedir. Menfaatlerini kovalayan birilerinin çeşitli güçlerle yaptığı işbirlikleri, karalama kampanyası, iftirası, her defasında olduğu gibi yine başarısızlıkla sonuçlanacaktır. Memleket sevdasıyla üreten, Allah korkusu olanların önünde hiç bir güç duramaz. Çanakkale’nin büyümesine, açılmasına ve ülke sahnesinde gereken o güçlü yeri almasına kimse engel olamayacaktır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”

BİGA’DA NELER OLMUŞTU?

Geçtiğimiz Pazar günü Kemer köyündeki bir tarlada patlayan su borusunun onarmak için yapılan kazı sırasında, üç adet lahit bulunmuş, yapılan kurtarma kazısının ardından ise 2 bin 400 yıllık geçmişi olduğu belirtilen lahitlerden birinden altın takılar ortaya çıkmıştı. Lahitlerin bulunduğu alandan ayrılmayan köylüler, geçmişte de yakınlardaki termik santralın hafriyatı sırasında lahitlerin ortaya çıktığını ve bunların denize atılarak yok edildiğini öne sürmüşlerdi.

Termik santral yakınındaki Parion antik kentinin kazı ekibi ise başta santralın kurulmasına karşı çıkmış ve projenin bölgenin tarihi ve doğal değerlerine zarar vereceğini savunarak ilgili Bakanlıklardan girişimi durdurmasını talep etmişti. Ancak 2008 yılında İÇDAŞ A.Ş Parion kazılarına 10 yıl süreyle sponsor olmuş, 2011 yılında ise termik santral işletmeye alınmıştı.

Tarlada bulunan lahitlerin ardından Parion antik kentinin sit sınırlarının yeniden belirlenmesi gündeme geldi.