Madımak hala yanıyor

Kara dumanlar Sivas'ın üzerini kapladığı ilk dakikalarda, öleceklerini düşünmemişlerdi. Merdiven aralığında toplandıklarında, birbirlerine anılarını anlatıp, şakalaşıyorlardı. Oysa dışarıdakilerin şakası yoktu... Sivas'ta 2 Temmuz günü, Cuma namazından sonra başladı olaylar. Her şey sekiz saat içinde olup bitti. 35 aydın şehit oldu. Aradan geçen yıllara rağmen o alevler hâlâ sönmedi.

90'lı yılların başında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla Amerika, dünyanın tek efendisi olma hedefiyle Körfez'e saldırdı. O aşamada Bağdat'ı işgale yönelmedi ancak Irak'ı parçaladı.

Irak'ın toprak bütünlüğünü kaybetmesiyle Türkiye de tehdit altına girdi. Tehlikeyi fark eden Türk Ordusu, yüzünü Amerikan emperyalizmine döndü. Halk hareketi de Türk Ordusu ile aynı cephede buluştu. Böylece Türkiye'nin Amerika'nın buyruklarıyla Irak'a müdahele etmesi engellendi. Bu olay, yeni bir dönemin de işaretiydi...

"Türk Silahlı Kuvvetleri hizadan çıktı... " Bu ifade Amerikalı yetkililere aitti. Türkiye üzerinden Irak'ı bölmeyi hedefleyen Amerikan emperyalizmi, cepheleşmeyi işte bu sözlerle açıkladı. Amerika tertiplerini, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in uçağının düşürülmesine kadar vardırdı. Orgeneral Bitlis, Amerika'nın Kuzey Irak'taki kukla devleti pekiştirme planlarını bozacak bir millî planı hayata geçirmek üzereydi.

2 Temmuz 1993 günü Sivas'ta Madımak Oteli'nin yakılarak 35 aydınımızın şehit edilmesi de bu cepheleşmenin bir sonucuydu. Çünkü Türkiye'deki rejimin Irak'ın bölünmesiyle uyumlu hale getirilmesi şarttı. Mezhep kavgaları; Kemalist Devrim'in tasfiye edilmesi ve yerine Amerikan güdümlü "Ilımlı İslam" iktiadarının kurulması için gerekliydi. Vahim olan, Türkiye'ye dayatılan bu bölücü programın, Turgut Özal, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller gibi iktidarlar eliyle ve MİT işbirliğiyle uygulanmasıydı.

Mafya-Gladyo-Tarikat rejiminin kurulması için Atatürkçü aydınlar da sindirilmeliydi. Sivas'ta 35 aydınımız şehit olurken Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Turan Dursun, Bahriye Üçok gibi Atatürkçüler de suikastlare kurban gitti. Tüm bu katliamlar, aynı planın parçasıydı.

Tarih: 2 Temmuz 1993... Çok sayıda aydın 1 Temmuz'da başlayan Pir Sultan Abdal etkinlikleri için Sivas'taydı. İlk saldırı, etkinliğin ikinci gününde saat 13.30'da başlatıldı. Şehrin farklı camilerinde kışkırtılan saldırganlar, taş ve sopalarla önce Kültür Merkezine, ardından da Valiliğe yürüdü. Kültür Merkezi gibi Valilik binası da taşa tutuldu.

Saldırganların bir sonraki durağı yazar, ozan ve sanatçıların bulunduğu Madımak Oteli oldu. Pir Sultan Abdal etkinlikleri için Sivas'ta bulunan aydınlar, saldırı üzerine, güvenliğin daha kolay sağlanacağı düşüncesiyle otele gitmişti. Ancak otelin önünde çok az polis vardı ve "Dağılın, yapmayın" demekten öte bir müdahalede bulunacak gibi görünmüyorlardı.

Otelde bulunanlar, telefonla Sivas Valisini, Emniyet Müdürünü ve diğer yetkilileri arayarak önlemlerin artırılmasını istedi. Bununla da yetinmediler, Başbakan'ı, Başbakan Yardımcısını, İçişleri Bakanını, parti liderlerini ve milletvekillerini aradılar. Ulaşılan her yetkili "Korkmayın, her türlü önlem alınmıştır" yanıtını verdi. Ancak gerekli önlem alınmamıştı. Saldırganlar 150 kişinin bulunduğu Madımak Otelini ateşe verdi.

Amerikan Gladyosu'nun tertibi başarıya ulaşmıştı. 35 aydın Madımak yangınında hayatını kaybetti, 51 kişi de ağır yaralandı. Bu olaydan 3 gün sonra Galdyo, Erzincan Başbağlar'da bir kez daha ortaya çıktı. Galdyo PKK eliyle sözde Madımak'ın intikamını almak adına sahnedeydi. PKK'nın düzenlediği baskında, 33 vatandaşımız kurşuna dizilerek öldürüldü.

ulusal.com.tr

Sivas Madımak