Erdoğan: 15 dakika daha kalmış olsaydım orada öldüreceklerdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Marmaris'te konakladığı otele yapılan saldırıya ilişkin, "Eğer orada 15 dakika daha kalmış olsaydım, beni ya öldüreceklerdi veya alıp götüreceklerdi." dedi.

Erdoğan: 15 dakika daha kalmış olsaydım orada öldüreceklerdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN International'dan Becky Anderson'a verdiği mülakatta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimiyle ilgili soruları cevapladı.

15 Temmuz'da ailesiyle birlikte 5 günlük tatil için Marmaris’te olduğunu hatırlatan Erdoğan, Marmaris’te kendilerine ayrılmış bir evde kaldıklarını belirterek, şunları söyledi:

"O gün akşam 20.00 gibi bir haber aldık, dediler ki 'böyle böyle Türkiye genelinde İstanbul, Ankara gibi bazı gelişmeler var, bir hareketlilik var'. Yola çıktıktan sonra da yanımda eşim var, damadım var, torunlarım var. Fakat hareket etmeden önce 'kameraları davet edeyim' dedim, medyayı davet ettim. Medyayı davet ederek medyayla Türkiye’ye seslendim. Fakat Türkiye’ye seslendiğimde de medyanın bu yayınları, yani ulusal yayınlar verilmedi. Verilmeyince, bu defa orada da bir B planına geçmek zorunda kaldık, ne yaptık? Cep telefonlarıyla bu defa bazı televizyon kanallarıyla, haber kanallarıyla irtibatlar kurduk. Onlar vasıtasıyla tüm halkı Türkiye genelinde sokağa davet ettim, meydanlara davet ettim. Ve meydanlara davet ettiğimde de hemen aldığım ilk tepkiler, 'vatandaş artık meydanlara dökülüyor' dediler. Bu tabii çok önemliydi, çünkü bu darbecilerin anlayacağı tek dil karşı darbeydi, karşı darbeleri de en iyi millet yapar ve bizim milletimiz de bunu başardı."

"Yalan yanlış haberlerle, dezenformasyonla vatandaş aldatılmakta"

Darbe gecesi CNN Türk ile "facetime" uygulaması üzerinden bağlandığının hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Evet, ilk önce ona bağlandım" yanıtını verdi.

Bu durumda bir ironi olup olmadığını sorulması üzerine ise Erdoğan şu cevabı verdi:

"Hayır, şimdi o zaten her zaman için bizim özgür basın veyahut da özele ait olan medya noktasındaki kararlılığımız, 14 yıllık iktidarımız döneminde de vardı ve her zaman biz önlerini açtık. Gerekli olan birçok destekleri verdik ve o akşam CNN’den böyle bir talep gelince, önce zaten yaptığım 4 görüşmenin 4’ü de özel, bir CNN’le görüşme yaptım, ardından A Haber’le bir görüşme yaptım, ardından NTV ile bir görüşme yaptım, ardından da TGRT ile bir görüşme, onunla ülke geneline bu haberi verme imkanını buldum."

"Dezenformasyonla vatandaş aldatılmaktadır"

Basın özgürlüğü konusunda bugüne hiçbir sorunu olmadığını ifade eden Erdoğan şöyle devam etti:

"Eğer özgür basın konusunda birileri Türkiye’de basın hala özgür değil diyorsa, şu anda Türkiye’de bakın bir darbe olmuştur ve bu darbenin yanlıları olanlar vardır. Bir de bu darbenin karşısında olan medya vardır. Şimdi soruyorum, "Bu darbeyi destekleyen basına karşı bu ülkede yargının atacağı herhangi bir adım yok mu? Var. Neden? Çünkü biz eğer bu darbeyi bastıracaksak, bu darbenin yanlısı olanları bu noktada bir defa gerekli olan yere oturtmamız lazım. Çünkü yalan yanlış haberlerle, dezenformasyonla bir defa vatandaş, halk aldatılmaktadır.

Ama bir taraftan da darbenin karşısında olan, bakın şu anda 208 insan ölmüştür ve bunların çoğu sivil. Bin 500 yaralı var. Bunların içerisinde 150’yi aşkın ağır yaralı var. Şimdi bütün bunlarla beraber bir anda yukarıdan askerin bombaladığı polisin Özel Harekat Merkezi var. 47 kişi sadece orada öldü."

"Hemen oradan çıkmış olmamız bizi yakalamalarını engellemiş oldu"

Cumhurbaşkanı olarak 208 insanın ölümüne seyirci kalamayacağını vurgulayan Erdoğan, "Beni bu makama getiren halk bunun hesabını yarın bana sormaz mı? Sorar. Ama şu anda halkım benim şahsıma yönelik Marmaris’te yapılan operasyon ki orada benim iki korumam şehit oldu, eğer orada ben şöyle bir 10 dakika, 15 dakika daha kalmış olsaydım bu defa beni ya orada öldüreceklerdi veya beni alıp götüreceklerdi. Fakat oradaki artık bir arkadaşlarımızla yaptığımız değerlendirmenin neticesinde hemen anında oradan hareket edip çıkmış olmamız, onların bizi yakalamasını engellemiş oldu." ifadelerini kullandı.

"An be an her şeyden haberim vardı"

An be an her şeyden haberi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanına inişlerini şu sözlerle anlattı:

"Tabii bir defa kuleyi ele geçirmişlerdi ve ben uçağımdan İstanbul Emniyet Müdürü arkadaşıma talimatları verdim, dedim; 'kuleyi hangi şartlarda olursa olsun bir defa bu işgalcilerden kurtaracaksınız'. Ve İstanbul Emniyeti yaptığı operasyonla kuleyi bu işgalcilerden kurtardı. Fakat tabii iletişimde ister istemez havada oluşumuz sebebiyle bazı sıkıntılar yaşanıyor.

Bu esnada ben pilota şunu söyledim, 'Bizim şu anda havada kalma müddetimiz ne kadar? 3-4 saat' bir. İki, şu anda pist karanlık çünkü karartılmış vaziyetteydi, 'sen bu karanlık piste kendi ışıklarınla inebilir misin?'İnerim, ancak pistin üzerine herhangi bir unsur koymuşlarsa bu bizim için çok tehlikelidir, riske edemem'. Dedim ki 'bizim uçağımız çok kısa mesafede rahatlıkla bir defa uçabilen ve çok kısa mesafede de durabilen bir uçak. Dolayısıyla gerekirse bu riski de göze alacaksın' dedim. Fakat bu arada biz bir taraftan da pistin aydınlatılması için kule ele geçince pistin aydınlatılması da sağlandı ve böylece biz Atatürk Havalimanına inmiş olduk."

"Havalimanında F-16 uçaklarıyla üzerinde uçuşlar yapıldı"

Havalimanına indikleri andan itibaren F-16 uçaklarıyla üzerinde çok kısa mesafede, ama ses hızının ötesinde uçuşlar yapıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı, F-16 uçakları ses hızını aştığı zaman çıkan sesin bombalamaya benzer sesler olduğunu hatırlattı.

Havalimanında 10 binin üzerinde vatandaşın kendilerini beklediğini ifade eden Erdoğan, inip hemen vatandaşlarla orada kucaklaşma fırsatını bulduklarını dile getirdi.

"12 saatte neticeyi aldık"

Erdoğan, "İstanbul'a giderken hiç artık Türkiye'nin cumhurbaşkanı olmayacağı endişesi taşıdınız mı?" sorusuna şu sözlerle cevap verdi:

"Böyle bir şey hiç aklımdan geçmedi çünkü biz hiçbir anda arkadaşlarımla beraber böyle bir endişeye kapılmadık, böyle bir sıkıntıyı yaşamadık ve zaten açıklamalarımızı da ilk yaptığımız andan itibaren, Türkiye Cumhuriyeti Devleti iş başındadır, hükümet iş başındadır, Cumhurbaşkanı makamındadır, hiçbir endişeye mahal yoktur ve 'bu işgalcilerden de çok kısa zamanda bu işi temizleyeceğiz' dedik ve 12 saat sürdü, 12 saatte zaten neticeyi aldık."

"FETÖ en büyük darbeyi yedi"

Darbe girişimini kendinin planladığı yönündeki suçlamaların asparagas haberler olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Böyle bir şey planlanır mı? Bu kadar sivilin ölmesine 208 insanın, bin 500 insanın yaralanmasına, tankların altına sivil vatandaşların girmesine zemin hazırlanır mı? Bu insanın ne vicdanına sığar, ne insani yapısına sığar, böyle bir şeyin bir defa olması asla mümkün değil. Tayyip Erdoğan, arkadaşları böyle bir şeyi bir defa kabul etmeleri mümkün olmadığı gibi, biz onlar için adeta fedai can etmiş bir kadroyuz, bizim gidişimiz böyledir."

Bu tür bir operasyonu yapanların, bu ülkede darbe girişimi içerisinde bulunanların her an olabilecek tipler olduğunu belirten Erdoğan, darbe girişimiyle kurumları ele geçirmeye çalışan Fethullahçı Terör Örgütü'nün bu ülkede en büyük darbeyi yediğini vurguladı.

Erdoğan, "Kendilerini ele verdiler, çok açıkça verdiler. Ve bugüne kadar silahsız görüntü veren bu güruh artık silahsız değil silahlı olduğuyla ortaya çıktı ama kimin silahı? Milletin, devletin silahıyla ortaya döküldüler." ifadesini kullandı. AA