İsmet Özçelik yazdı: Türkiye’yi tek başına yönetemezsiniz

İsmet Özçelik'in Aydınlık gazetesinde yer alan 17 Nisan 2017 tarihli yazısı

İsmet Özçelik yazdı: Türkiye’yi tek başına yönetemezsiniz

Türkiye’yi karpuz gibi ortadan ikiye böleceksiniz” demiştik. Dediğimiz oldu. Devlet gücü ve kasası kontrolsüzce kullanıldı. OHAL koşulları içinde halk oylaması yapıldı. Buna rağmen kıl payı bir durum var.

Bu sonuçların net olarak gösterdiği durum şu: Erdoğan da AKP de Türkiye’yi tek başına yönetemez.

EN ERKEN, EN YAŞLILAR GELDİ

Dün oy kullandığım okulun bahçesinde bir köşede oy kullanan vatandaşları izledim. Sonra da çok sayıda kişiyle sohbet ettim.

Oy vermek için en erken gelenler en yaşlılardı. “Ülke için son görevlerini yapma” duygusu içindelerdi. “Biz geçtik, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği önemli” dediler.

“HAYIR” DİYENLER HUZURLU “EVET” DİYEN HUZURSUZ

Oyunu kullanıp çıkanlar içinde iki tip gözlemledim. Biri yüzü gülerek çıkanlar. Diğeri kaygılı olanlar. Biraz sohbet edince, yüzleri gülenlerin “Hayır”, kaygılı olanların “Evet” oyu verenler olduğu hemen anlaşılıyor.

“Hayır” diyenler “huzurlu”, “Evet” diyenler “huzursuz”du.

SORUNLAR BÜTÜN AĞIRLIĞI İLE ÖNÜMÜZDE

Halk oylaması bitti. “Evet” için halının altına süpürülen bütün sorunlar orada duruyor. Üstelik de daha da ağırlaşmış bir halde.

İktidar “Evet” için her yolu denedi. En çok birliğe ihtiyacımız olduğu bir dönemde halk içinde birliği değil, bölünmeyi kışkırtı. Bugünü hiç düşünmedi. İşin dozunu çok kaçırdı.

İKTİDAR SIKIŞMIŞ DURUMDA

Türkiye ciddi tehditler altında. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım da işin farkında. Bu nedenle çıkış arayışı içindeler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD derin devletinin önemli isimlerinden, Rudolph Guiliani ile Türkiye’de “gizlice” görüşmesi bile her şeyi anlatıyor.

“Zarrab davası” el yakıyor. “Diplomatik pazarlıkla” işin içinden sıyrılmaya çalışılıyor. Sıkışmışlık Yahudi lobisine avuç açtırıyor.

Kendilerini kurtarmak için Türkiye’yi feda etmeyi göze alanlar var.

TEK BAŞINA ZOR!

“Zarrab Davası” Türkiye’nin güvenlik sorunu. İktidar bu konuyu Yahudi lobisine sığınarak çözmeye çalışıyor. Bu sorunlardan sadece biri. Başkaları da var. İşte birkaçı:

Ekonomik Kriz:

Halk oylaması “Evet” çıksın diye ekonomik krizin üstü örtüldü. Sıkıntıyı 16 Nisan sonrasına ertelemek için her yol kullanıldı. Bugünden itibaren acı gerçekle yüz yüzeyiz. Önümüzdeki günlerde halk daha da yoksullaşacak. Özel sektörde iflaslar kapıda...

İşsizlik:

“Evet” kampanyası için başlatılan “iş seferberliği” göstermelik. Getirilen teşvikler fayda etmiş görünmüyor. İşverenler teşviklerden yararlanmak için çok sayıda işçinin işine son vererek, teşvikli yeni işçi aldı. Anlayacağınız giren çıkan elde var sıfır.

Özellikle genç işsizler, üniversiteli işsizler çığ gibi büyüyor. İstikrar değil, istikrarsızlık unsuru. İşsizlik sorunu önümüzde duruyor.

FETÖ’nün siyasi ayağı:

FETÖ ile mücadele “Başkanlık sevdasına” kurban edildi. Mücadelede zafiyet ortaya çıktı. Anayasa değişikliği için, 15 Temmuz ABD/FETÖ darbe girişiminin “siyasi ayağı” pas geçildi. Bu da güveni sarstı. FETÖ’ye zaman kazandırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın çevresine, “FETÖ’nün siyasi ayağından hesap sormazsam bu millet beni affetmez” dediği anlatılıyor. FETÖ’nün “siyasi ayağı”ndan hesap sorulması gündemde. İçinde şu anda bakan, milletvekili olanlar da bulunuyor. Daha önce üst düzey görevde olanların da adı geçiyor.

Kerkük ve Bağımsız Kürdistan:

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi(IKBY) Irak anayasasını zorluyor. ABD desteği ile anayasada belirlenen sınırlarını genişletmiş durumda. Kekük’e Kürdistan bayrağı çekilirken Musul Vilayetinin bir bölümü de Barzani yönetiminin işgali altında.

ABD “Bağımsız Kürdistan” için düğmeye basmış durumda. Türkiye’nin “kırmızı çizgileri” çiğneniyor. AKP iktidarı sessiz. Ama Türkiye’nin sessiz kalması mümkün değil.

Suriye:

ABD Suriye’deki faaliyetlerine hız verdi. Fırat’ın doğusuna iyice yerleşti. PKK/PYD’ye kalkan oluyor. Bölgede kalıcı olduğunu anlaşılıyor. Türkiye için güvenlik sorunu. Askeri, diplomatı aynı görüşte. Türkiye’nin acilen Şam yönetimi ile temasa geçmesi gerekiyor.

Ama iktidarın ne yaptığı belli değil. Saray’daki “paralel hükümet” Erdoğan’ı batağa sürüklüyor. ABD ve İngiltere ise Türkiye planları üzerinde çalışıyor.

SORUN ÇOK!

Sorun çok!

AKP iktidarının bütün bu sorunların üstesinden tek başına gelmesi mümkün değil. 16 Nisan halk oylamasının halk içinde yarattığı tahribatın acilen giderilmesi şart. “Evet” ya da “Hayır” diyen vatandaşların Türkiye için el ele vermesi zorunlu.

Bugünden itibaren herkesin şapkasını önüne koyarak düşünmesi ve Türkiye’nin geleceği için harekete geçmesi gerekiyor.

Bu yapılmazsa yarın çok geç olabilir!

Aydınlık

İsmet Özçelik

türkiye referandum ismet özçelik