Tüm canlılar yok olabilir

Tüm canlılar yok olabilir

Bafa gölü ölüyor. Göl yemyeşil ağu ağlıyor. Göle yaklaşık 10 kilometre kadar yakın olan bütün köyler de gölden gelen kötü kokunun etkisi altında. Tabiat parkı yapılan bölgenin tüm canlıları tehlike altında. Ölen balıklar karaya vuruyor.

Ege Bölgesi’nin en büyük gölü olan Bafa Gölü yıllardır can çekişiyor. Aydın’ın Söke ile Muğla’nın Milas İlçeleri’ni birbirine bağlayan karayolunun kenarındaki Bafa Gölü'nde kirlilik en üst düzeyde. Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD), acil önlem çağrısı yaptı. Hem bitki hem hayvan yaşamının tehlikede olduğu gözle görülüyor. Zehir gibi keskin koku ve buradan yenen balıklar insan yaşamını da tehdit ediyor. Önlem alınmazsa göl önce bataklığa dönüşecek sonra da kuruyup kara olacak.

Gölde iki hafta önce başlayan yeşil alg istilası ve balık ölümlerinin ardından suda köpürmeler meydana gelmeye başladı. Göldeki gelişmeleri günlük takip eden EKODOSD, geçen pazar günü alarmı en üst seviyeye çıkardı. Kaybedecek tek bir saatin bile olmadığına dikkat çeken EKODOSD Bilim Danışmanı Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, "Bafa Gölü, son yılların en kötü görünümüne bürünüyor. Bafa Gölü’nde 15 gündür artarak devam eden biyolojik kirlilik gölde aşırı ötrofikasyona (fosfat kirlenmesi) doğru gidiyor. Göllerin yaşam süreçlerinin en son evrelerini oluşturan hiperötrofik (hücre hacmindeki artış dolayısıyla olan büyüme) seviyesine gelmek üzere. Gölde yıllar öncesi Kapıkırı ve Gölyaka kesiminde başlayan zehirli alg çoğalması görünür düzeyde gölün her tarafını kaplama aşamasında" diyor.

TÜM CANLILAR YOK OLABİLİR

Kesici yaptığı yazılı açıklamada görülmemiş bir felaketin alarmını veriyor: "Bu tip gidiş de ötrofikasyon Bafa Gölü gibi sulak alan ekosistemlerini bozarak burada yaşayan kuş, balık ve diğer canlıların azalmasına ya da yok olmasına neden olabilir. Ötrofikasyonun ileri safhalarında oksijen tükeneceği için ilgili sistem önce bataklığa sonra giderek çayıra dönüşerek su formundan kara formuna geçebilir. Dünyada, bu tür kirlilik aşamasına gelen ve zehirli alglerin aşırı oranda çoğaldığı göllerin ürünleri yasaklanmaktadır. Balıkları ve beslendikleri canlıların yavrularının büyüme gelişme alanları yok olmakta, yaşanamaz hale gelmektedir. Bu yıl uzmanlar-yetkililerin ülkemizde yağışların yetersiz olması nedeniyle, kuraklık yaşanacağını belirtmektedirler. Bu durum çok ciddi sorunları olan Bafa Gölü içinde kirliliğin artması canlıların yaşamlarının ve sağlıklarının tehlikeye girmesi demektir"...

ONSEKİZ YIL ÖNCESİNİN "ÖLÜ GÖLÜ"

Bundan onsekiz yıl önce 1996 yılında "Ölü Göl Bafa" isimli bir belgesel yaparak göz göre göre gelen tehlikeye dikkat çekmiş bir gazeteci olarak durumun ne ciddi boyutlarda olduğunu gözlerimle bir kez daha gördüm.

O sıralarda gölün bazı bölgelerinde başlamış olan kirlilik tüm gölü kaplamış. Göldeki su koyu yeşil bir yağlı boya görünümünde. Koylarda biriken algler kaplumbağa sırtı görünümünde tabakalar oluşturuyor. Tarihi Hareklea kentinin ve Latmos Dağları'nın dibindeki Kapıkırı ve Gölyaka köylerindeki turistik tesisler kan ağlıyor. Dayanılmaz koku, göl yüzündeki çirkin görüntü, kıyıya vuran ölü balık görüntüleri bölgeye gelen turistlerin burunlarını tutarak kaçmasına neden oluyor. Köylüler çaresiz durumda. Bu kirlilik için bir an önce harekete geçilmezse, daha kötü günlerin geleceği kaçınılmaz olduğu besbelli.

BAFALILAR UMUTSUZ

Bafa Gölü'nü ve çevre köyleri ziyaret ettik. Ege Bölgesinin en büyük doğal gölü ve Tabiat Parkı olan Bafa Gölü’nde ölen balıkların karaya vurduğuna tanık olduk. Nesilleri tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan tepeli pelikanların, ölen ve can çekişen balıkları yediklerini gördük. Gölde herşeye rağmen ekmek parası için balık tutmaya çalışanlar var. Tehlikenin ayrımında olmayan bazı balıkçıların lokantacılara tuttukları balıkları verdiklerini gördük. Bunlardan bazılarının müşteriye gölün suyunun ve balıkların tehlikeli olmadığı yolunda yanlış bilgi verdiğine tanık olduk. Ama pekçoğu ağlarını, pinterlerini toplamışlardı. Bazıları göle ağ attıklarında dipteki pislikten ağlarını kaldıramadıklarını ve topladıklarını belirttiler.

Bazıları ise açık açık önlem alınması için neredeyse yalvarıyorlar. Kapıkırı köyü'nde göl kıyısındaki Hareklea Lokantası'nı işleten Hüseyin Küçüktiryaki,"Ne olur olayı bakanlara, başbakana, cumhurbaşkanına tüm yetkililere duyurun. Durumu görüyorsunuz. Gölü kurtarmak için yerel yöneticilerin yapabileceği birşey yok. Yukarıdan önlemler alınması için gereken işlemler yapılmalı" diyor. Göl kıyısında bırakın müşteri gelmesini kendilerinin zor durduklarını, kokunun her yere sindiğini ve bu pisliğin korkunç bir sineklenmeye de yol açtığını, insan sağlığını tehlikeye attığını belirtiyor.

ARTEZYENLER KAPATILMALI - TEMİZ SU GİRMELİ

Uşak, Denizli ve Aydın taraflarından, Menderes ile gelen sanayi atıkları, bölgedeki balık yavrusu tesisleri, zeytin, prina fabrikalarının atıkları, tarım ilaçları, hayvan pislikleri, çaylara atılan çöplerle Bafa Gölü boğulmakta. Söke - Milas karayolu üzerindeki Bafa köyündeki lokanta önlerindeki artezyen kuyularından yıllardır su akıtılıyor. Müşteri çekmek için "araba serinletme" amaçlı duşlar "devir daimli" denmesine karşın doğrudan yeraltı sularını dışarı atıyorlar. Bafalılar yıllardır boşa su akıtan bir örnek olarak eski Belediye Başkanı Zühra Dönmez'in Berkay Lokantası'nı gösteriyorlar. En etkili önlemin bu sulara saat takılması olduğunu belirtiyorlar. Bu artezyen kuyuları yeraltı sularının dört metre kadar derine çekilmesine neden olmuş. Bu nedenle Bafa Gölü dibindeki kaynaklardan da temiz su gelmiyor. Suların boşa akıtılmasına karşı yetkililerce hiçbir önlem alınmaması, görmezden gelinmesi ise şaşkınlık yaratıyor.

Bafa Gölü araştırma grup sözcüsü EKODOSD bilim danışmanı SDÜ-ESÜF öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici yıllardır her platformda Bafa'nın sorunlarını dile getiriyor, çözüm önerilerini açıklıyor.

Kesici, "Bafa Gölü ile ilgili süreklilik gösteren çalışma programımız 10 yılı aşkın süredir devam ediyor. Göl son on yıldır çok ciddi kirlilik ve biyolojik kayıp sorunlarıyla karşı karşıya. Dünden bu güne uyarı ve önerilerimize rağmen göl için alınan önlemler yetersiz. Kış aylarını beklemekle sorun çözülemiyor. Bafa Gölü kirini dışarı vuruyor. Gölü yeşile boyayan alg patlamasının görülmesi ve bunu takiben başta balıklar olmak üzere su canlılarının ölümlerinin başlaması kaçınılmaz bir durumdur" diyor.

HASTA GÖL KURTARILMAYI BEKLİYOR

Erol Kesici, "Her yıl araştırma ve neden aramak için zaman kaybedilmemelidir. Gölün baharda-yazın yeşile boyanması, gölün kenarına yaklaşılamayacak şekilde kokunun olması, sineklerin görülmesi bunlar her yıl yaşanmaktadır ve çözümün daha zor hale geldiği görülmektedir. Göldeki ölü balıklar acilen toplanmalı, bu balıklar ne insanlara ne de diğer canlılara kesinlikle yedirilmemeli ve imha edilmelidir. Gölde tarım vb. amaçlarla da olsa su alımlarına izin verilmemeli, hayvanların su içmesine izin verilmemelidir" şeklinde konuşuyor.

ÇİNE BARAJINDAN SU GETİRİLMELİ

Bafa eski Belediye Başkanı Ünal Bircan çözümün göle mutlaka temiz su verilmesinde olduğunu söylüyor. Bircan, çözümün ya Menderes üzerine bir temizleme tesisi kurularak göle temiz su verilmesi ya da Çine Barajından temiz su getirilmesinde olduğu görüşünde.

Çine Barajından göle temiz su verilmesi önerisi Erol Kesici tarafından da "ivedi" kaydıyla desteklenen bir öneri. Kesici temiz su için artezyenlerin mutlaka denetlenmesini, gölde su hareketinin sağlanmasını, göle ulaşan dere, çay ve kanallardaki toprak yığınlarının ve setlerin kaldırılmasını, kalıcı çözüm önerileri olarak yıllardır savunuyor.

Gölle ilgilenen birçok kurum bulunuyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Tabiat Parkı yönüyle, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Doğal Sit ve çevre kirliliği yönüyle, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Su ürünleri yönüyle, DSİ Bölge Müdürlüğü Su yönetimi yönüyle, Sulama Birliği kanallar açısından gölle ilgileniyorlar. Ancak yıllardır kalıcı bir çözüm üretilmiyor.

Tüm bu kurumların bir araya gelip, ivedilikle bir çözüm üretmesi gerekiyor. Bu çözümlere Bilim insanları, sivil toplum kuruluşları, turizmciler, balıkçılar ve yöre insanları katkı yapmaya hazırlar.

Bafa Gölü'nün bu durumundan başta tüm bölge halkı olmak üzere tüm doğa sevdalıları büyük üzüntü duyuyorlar. Bölge balıkçıları, turizmciler ve göl kıyısında yaşayan yöre insanları yardım istiyorlar. Herkeste bir mutsuzluk var. Bir an önce çözüm bulunmasını istiyorlar.Durumu bakanlara, başbakana, cumhurbaşkanına duyurmamızı istiyorlar. Biz de onların seslerini duyuruyoruz:

LÜTFEN BAFA GÖLÜ'NÜ ÖLÜMDEN KURTARIN! Göl temizlensin, doğasıyla, tarihiyle, kuşlarıyla ülkemizin en güzel turizm merkezlerinden biri olmaya devam etsin, yöre haklkı da gelen konuklar da mutlu olsun.

Haber: Abdullah Gürgün

Fotoğraf: Süreyya Gürgün

ulusalkanal.com.tr