OTAK 2017 Moğolistan araştırmaları
On altı yıldır Türklerin Orta Asya’da kültür tarihini araştıran Dokuz Eylül Üniversitesi bilim ekibi çalışmalarının merkezi Moğolistan’da sürüyor
Türk-Moğol keşif ekibinin lideri Prof. Dr. Semih Güneri Altay dağları bölgesindeki çalışmalarını tamamladıklarını, araştırmalarının merkezi Moğolistan’da devam ettirdiklerini bildirdi.
Keşif ekibinin Tuul Nehri vadisinde kurduğu kampı yoğun yağış sonucu sel bastığı, ekibin ciddi hayati tehlike atlattığı bildirildi.
Ekibin lideri şu bilgileri verdi:
…Henüz bir hafta bile geçmeden yoğun yağışlar çalışmamızı olumsuz yönde etkiledi. Yağışların yarattığı sel baskını ekibin moralini bozdu. Buna benzer bir durumu Türk-Moğol keşif ekibi olarak 2003’te Altanbulag kurganları kazıları sırasında gene Tuul nehri kıyılarında kurduğumuz kazı kampında atlatmıştık. Burada Ağustos’un ortaları olmasına rağmen hava soğuk ve moraller bozuk. Isı mevsim normallerinin altında. Gece ısı sıfır derecelere kadar düşüyor. Bu nedenle çalışmalara hava düzelinceye kadar ara verdik. Sel baskını sırasında, çamur nedeniyle elektronik aletlerimizin bir kısmı ciddi zarar gördü. Küçük parçaların bir kısmı ise maalesef sel sularına karıştı, kurtaramadık. Hava düzeldikten sonra çalışmalarımızı tamamlayacağız ve materyal değerlendirmelerini ve genel raporların tamamlanması işlemlerini yapmayı planlıyoruz. 2009’dan beri devam eden Altay dağları bölgesindeki çalışmalarımızla Hovd, Tsagaan Sala, Har Salaa, Baga Oygor nehirleri vadileri ve diğer bütün Altay bölgesi anlamında girmediğimiz tek bir vadi kalmadı. Keşiflerimize bu yıl 6 yeni petroglif alanı ilave ettik. Bu alanlar ilk kez Dokuz Eylül Üniversitesi ekibinin girdiği alanlardır. Bilimsel çalışma raporlarımızı bir kitap içeriğinde izleyen aylar içinde bilim dünyasına sunacağız. Altay dağları Moğolistan’ın en sert iklim koşullarına sahip bölgesi. Oksijenin az olduğu 2500-3000 metre yüksekliklerde günde ortalama 10 saat çalışmak kolay değil. Sürekli bitkin ve yorgun hissediyoruz. Buna bir de soğuk, şiddetli rüzgâr ve yağmur eklenince uzun süreli çalışmalar neredeyse imkânsız hale geliyor. Diğer uluslararası ekipler bu nedenle Altay dağları bölgesini tercih etmiyorlar. Yıllardan beri bu böyle. Bizim Batılı meslektaşlarımızdan bir farkımız var. Bizim enerji kaynağımızı üstlendiğimiz misyondan alıyoruz. Bugün Altay dağları bölgesinde kendi kültür kökenlerimizi araştıran ekibiz. Bu bizim için önemlidir. Bizi ayakta tutan da bu muhteşem duygudur...
ulusal.com.tr
