Mihri Belli ile Sadık Perinçek'in askerlik arkadaşlığı

Mihri Belli ile Sadık Perinçek'in askerlik arkadaşlığı

Mihri Ağabeyi 16 Ağustos 2011 günü kaybetmiştik. Üç gün sonra üçüncü yılı oluyor. Mihri Belli, yüzyıllık ömrü boyunca dik durdu; eğilmedi; bükülmedi. Onurlu bir devrimciydi. Milletine, vatanına ve emekçi halkın davasına bağlıydı. Uğruna hayatını adadığı değerlerin üstünlüğünü çok iyi biliyordu. Düzenin adamlarına bu nedenle üstten ve gururla bakardı. Var olan sistem içinde bir yerlerde olmayı hep küçümsedi. Yıkılmaz bir dava adamı olarak aramızdan ayrıldı.

MİLLÎ DEMOKRATİK DEVRİM

Mihri Belli, Hikmet Kıvılcımlı Ağabeyimizle birlikte bizi Reşat Fuat Baranerlere, Şefik Hüsnülere bağlayan halkaydı. Devrimci geleneği bizim kuşaklara taşıdılar. En başta ayakları Türkiye toprağına basan programı getirdiler. 1960'lı yıllarda Türkiye'nin Millî Demokratik Devrim aşamasında olduğunu kararlı olarak savundular. 1970 yılına geldiğimiz zaman Sosyalist Solun hemen hemen hepsi bu programda birleşmişti. Gelenekten kopanlar, halkla birleşemedi, kendi aralarında da birleşemediler. Çünkü birleştiren zemin, her zaman Türkiye gerçeğidir. Vatan toprağı üzerindeki devrimciliktir.

Millî Demokratik Devrim aşamasının üzerinden atlayanlar, hâkim sınıflar tarafından hiçbir zaman hedef alınmadı. Onlar "sınıf mücadelesi" lafını çok tekrarladılar, fakat onlara karşı sınıf mücadelesi veren olmadı. Kimse onlara dokunmadı ve dokunmayacaktır.

MİLLET GERÇEĞİ

Mihri Belli, bu toprakların insanıydı. Toprağından kopuk olan sahte enternasyonalistlere her zaman küçümseyerek bakmıştır. Milletiyle gurur duyardı; yurtseverdi. Başka ülkelerin partilerine bağlanmayı bir ihanet olarak görürdü ve "mülteci sosyalistliğini" aşağılardı.

Teori derisinin son sayısında yayımlanan "Millet Gerçeği" başlıklı incelemesi bugün de öğreticidir. O yazıyı Ankara Ulucanlar Cezaevi'nde ziyaret ettiğim zaman vermişti. Elyazılı halini hâlâ saklarım.

ASKERLİK ARKADAŞLIĞI

Mihri Ağabey ile ilk görüşmemiz 1967 yılında Tului ve Demet Sönmez arkadaşlarımın Ankara Kızılay'daki evlerinde oldu. Tului'ye tanışmak istediğini söylemiş. Bir akşam buluştuk. İlk sözünü unutmadım, gülerek "Seni kafamda teorisyen olarak canlandırmıştım, oysa futbolcuya benziyorsun" dedi.

Sonra babam Sadık Perinçek ile askerlik arkadaşlığını anlattı. İkinci Dünya Savaşı koşullarında süvari yedek subay eğitimini aynı bölükte, aynı mangada yapmışlar. Mihri Ağabey, o arkadaşlığı şöyle anlattı: "Birkaç gün bölüktekileri şöyle bir gözden geçirdim, kimi sosyalizme kazanabilirim diye. Sadık Perinçek Anadolu insanıydı, arkadaş canlısı, fedakâr ve alçakgönüllüydü. Onda karar kıldım."

Ayakta sol başta Sadık Perinçek, ortada Mihri Belli. 26.3.1941

Canciğer arkadaş oluyorlar. İkisi de çok güçlü kuvvetliydi. Güreş tutuşmaları heyecanla izlenirmiş, kim kazanacak diye bütün alay bahse girermiş. Babam da Mihri Ağabeyden kişiliğini ve karakterini överek, sevgiyle söz ederdi.

Sol başta ayakta elinde kılıç Sadık Perinçek, sağ başta Mihri Belli. 16.1.1941

VEFA VE SADAKAT

Vefa ve sadakat, insanlığın doruktaki erdemleridir. İnsanın ömür boyu bağlılıkları olması, eşsiz bir mutluluktur ve sevinç kaynağıdır. Hasret de aşk gibidir. Özlemek güzel şeydir.

Babamdan kalan fotoğrafları daha derleyip toparlayamadım. Sevim Belli Ablaya da vereceğim Mihri Ağabey ile Sadık Perinçek'in askerlik resimlerini. Şimdilik ikisini bu köşede yayınlıyorum. Babam bu fotoğrafların arkalarına 16.1.941/İstanbul ve 26.3.941/İstanbul tarihlerini atarak, "Lebibeme" diye o zaman nişanlısı olan anneme yollamış.

Doğu Perinçek

ROTA / Aydınlık