Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk: Hemen önümüzdeki yıl başlayacak
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Ortaöğretimle ilgili yeni bir şey yapacağız. Eğitimde model olarak kabul edilen ülkelerdeki liselerde, 5-6 ders var. Biz de 16-17 ders var. Bu çok adil bir durum değil. Bizim çocuklarımız yüzeysel kalıyorlar, yönelmek istediği alanda derinleşemiyor. Bunu yeniden yapılandırmamız lazım. Hemen önümüzdeki yıl, 9. sınıflardan itibaren bu başlayacak. Bununla ilgili modelimizi de yaklaşık bir ay içinde Türkiye ile paylaşmış olacağız. 13 Mart'ta okul profiliyle ilgili bir şey ilan edeceğiz. Okul profilinden maksadımız şu; her okul 'Acaba ben ne yaparsam, daha iyi bir okul olurum?' diyebilmeli. Okul profili bu anlamda her okulun MR'ını çeken, gelişme potansiyelini ortaya koyan bir ulusal ölçekli yazılım altyapısı. Yani bir ülkenin tamamını aynı anda görüyoruz." dedi
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Ortaöğretimle ilgili yeni bir şey yapacağız. Eğitimde model olarak kabul edilen ülkelerdeki liselerde, 5-6 ders var. Biz de 16-17 ders var. Bu çok adil bir durum değil. Bizim çocuklarımız yüzeysel kalıyorlar, yönelmek istediği alanda derinleşemiyor. Bunu yeniden yapılandırmamız lazım. Hemen önümüzdeki yıl, 9. sınıflardan itibaren bu başlayacak. Bununla ilgili modelimizi de yaklaşık bir ay içinde Türkiye ile paylaşmış olacağız." dedi.
Bakan Selçuk, "Eğitimde Bir Adım Ötesi 2019" zirvesinde yaptığı konuşmada, Vizyon Belgesi'nde öne sürdükleri başlıkların eğitim sisteminin bütün alt sistemlerini kapsadığını ve bunların hepsini yataya kesen insan, epistemoloji ve ontoloji meselelerinin oldukça önemli olduğunu söyledi.
Bugünkü eğitim sistemi, bilim, üniversite ve okul hayatının tümüyle epistemoloji üzerine inşa edilmiş bir hayat olduğuna işaret eden Selçuk, "Yani bilginin yönetimi üzerinden bir dünya düzeni var fakat bilgi eğer etik bir zemine ahlak telakkisine sahip değilse bilginin bir ontolojik varlık zemini yoksa o zaman bir şekilde bilgi zarar verici olmaya başlıyor. Bilgi işe yarasın diye üretilirken sermayenin ihtiyacı olan araçları üretiyor ve biz amaçlarda fakir, araçlarda zengin hale geliyoruz. Bu çerçevede bütüncül bir bakış açısına ihtiyacımız var. Mevcut konteksti yorumlarken içinde olduğumuz denizin farkında olmayabiliyoruz." diye konuştu.
Yaratıcılık, eleştirel düşünme, takım çalışması, iş birliği gibi becerilerin 21. yüzyılın becerisi olarak sayıldığını aktaran Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar Mimar Sinan'da, Da Vinci'de yok muydu? Onlar yaratıcı değil miydi? Bu progresif anlayış lineer tabiatından ileri geliyor. Popüler olan şey bize, 'Eğitim sürekli gelişiyor, ilerliyor.' Eğitim sürekli ilerlemiyor. Bizim kavramımız progresif ya da ilerleme kavramı olmamalı. Biz yücelme kavramından söz etmeliyiz. İnsan yücelir, eğitim yücelir, irade yücelir; ilerlemez. İlerlediyseniz o zaman geriliyorsunuz demektir aynı zamanda. Bunun kanıtı da var. Eğitim seviyesi yükseldikçe dünyada açlık ve obezite aynı anda artıyor. Böyle bir artış varsa sizin eğitimli dediğiniz insanlar eğitimli değil o zaman."
"Eğitimde mutabakat yoksa asla milletleşme söz konusu olmaz"
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, eğitimin Türkiye'nin değil, dünyanın büyük bir sorunu olduğunu vurgulayarak, eğitimin aynı zamanda en büyük çözüm aracı ve alt sistemleri olan bir proje olduğunu, eğer eğitimde bir politika kararı alınacaksa, bunun simülasyonun ve modellemelerinin yapılması gerektiğini anlattı.
Vizyon Belgesi'nde eğitimde ortak dil ve mutabakatlaşmaya yer verildiğine dikkati çeken Selçuk, şunları kaydetti:
"Eğitimde mutabakat yoksa asla milletleşme söz konusu olmaz. Eğitimin mutabakata ihtiyacı var. İnsanları çocuklarında buluşturamıyorsanız neyde buluşturacaksınız? Bu çerçevede baktığımızda, bizim bir sosyal sözleşmeye ve mutabakata ihtiyacımız var. Herkes sadece kendi dünya görüşüne uygun bir insan yetiştirme tarzını ve tavrını desteklerse biz sadece çatışmayı desteklemiş oluruz. Biz kültürümüzü ya bilim ya da vahiy zannediyoruz. Buradan yola çıktığımızda bilmek yetmez bu çocukların yapmaları lazım. Yapması için elini tutması lazım. Tasarım beceri atölyelerinin temelindeki şey, bilmenin bir ötesine geçmek, yapmak. Çünkü olmak için yapmak aşaması gerekiyor. Eğitimin meselesi insanların olmaklığıyla ilgili bir mesele. Eğer olmaklık yoksa, o zaman insanlaşma yoktur, beşerleşme vardır sadece. Bu bağlamda, eğitimde sisteminin ortak dili gelişmeden, mutabakat sahası oluşmadan, bu bir ülke ödevi olarak tasavvur edilmeden, bir ülkenin eğitim sistemi sadece mekaniklerinde, bürokrasisinde dönüştürülür. Bizim çok farklı bir üssel artışa ihtiyacımız var. Bizim değişime ihtiyacımız var. Bunu mevcudu sürdürerek, bazı şeyleri kopyalayarak, popüler olanı ihtiva ederek yapamayız. Bizim orijinal kavramlar üzerinde tartışmamız, kendi kelimelerimizi yeniden doğurmamız lazım. Bizim kavram cerrahisine ihtiyacımız var. Bütün bu makamlar, mevkiler sadece çocuklar içindir. Bu ülkenin geleceği içindir."
"Türkiye başka bir hikaye yazabilir"
Bakan Selçuk, Türkiye'nin eğitimde nicel yorumlama anlamında bir eksiği olmadığına, asıl meselenin eğitimin istikametini sağlamlaştırmak olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Türkiye girdi temelli bir yaklaşımdan, ürün, çıktı ve süreç temelli bir yaklaşıma doğru evriliyor. Şu ana kadar çok büyük başarıları oldu. Bugün 15 sene önce hayal ettiğimiz şeyleri başarmış durumdayız. Dolayısıyla eğitime hep olumsuz bakmamalıyız. Güzel şeyler yapılmış. Türkiye çok zor dönemlerden geçiyor. Birçok ülkenin ayakta kalamayacağı kadar sıkıntılar yaşayan bir ülke. Şimdi biraz kalite zamanı. Türkiye başka bir hikaye yazabilir ama hikaye yazmadan önce nasıl bir hikaye yapacağıyla ilgili tasavvurunu yeniden gözden geçirmeli ve bunu varlık, epistemolojik ve ahlak telakkisi temelli olarak yeniden oluşturmalı. Ahlak yoksa bir yerde hiçbir sistem çalışmaz."
"13 Mart'ta okul profiliyle ilgili bir şey ilan edeceğiz"
Yükseköğretime hazırlık, ortaöğretim, ilkokul ve ortaokulun kalitesinin artırılması konusunda yapay zeka temelli birçok çalışmanın altyapısını kurduklarını belirten Selçuk, bu dönemin sonunu kadar bu konuda birçok mesafe almış olacaklarını kaydetti.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Türkiye'nin eğitim sisteminin küresel makro sistemler içerisindeki sistem analitiğini iyi okumanın önemine işaret ederek, şunları söyledi:
"Bu anlamda 13 Mart'ta okul profiliyle ilgili bir şey ilan edeceğiz. Sadece bu işin felsefesiyle ilgilenmiyoruz somut olarak hayat sahnesindeki karşılığıyla da ilgileniyoruz. Okul profilinden maksadımız şu; her okul 'Acaba ben ne yaparsam, daha iyi bir okul olurum?' diyebilmeli. Okul profili bu anlamda her okulun MR'ını çeken, gelişme potansiyelini ortaya koyan bir ulusal ölçekli yazılım altyapısı. Yani bir ülkenin tamamını aynı anda görüyoruz. Şu anda herhangi bir okulda böyle bir altyapı olmadığı için okul kendisinin neyde iyi neyde kötü olduğunu, ne yapması gerektiğini çok da bilmiyor."
"Ortaöğretimle ilgili yeni bir şey yapacağız"
Çocukların biraz derinleşmesini istediklerini belirten Selçuk, "Ortaöğretimle ilgili yeni bir şey yapacağız. Eğitimde model olarak kabul edilen ülkelerdeki liselerde, 5-6 ders var. Biz de 16-17 ders var. Bu çok adil bir durum değil. Bizim çocuklarımız yüzeysel kalıyorlar, yönelmek istediği alanda derinleşemiyor. Lise sona geliyor, 'Neyi seçsem' diye düşünebiliyor. Bunu yeniden yapılandırmamız lazım. Hemen önümüzdeki yıl 9. sınıflardan itibaren bu başlayacak. Bununla ilgili modelimizi de yaklaşık bir ay içinde Türkiye ile paylaşmış olacağız." diye konuştu.
Bir çocuğun hayatına dokunmanın çok özel ve kritik bir şey olduğunu ifade eden Selçuk, "İyi bir Milli Eğitim Bakanı kendi döneminden ziyade gelecek için bir şey yapar ki sonrasında nesiller meselesi için altyapı oluşsun." diyerek sözlerini tamamladı.
Programa, İstanbul Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı ve davetliler katıldı.