Millici olmadan solcu olunmaz
Küreselciler, "Hem ulusalcı hem solcu olunmaz" diyorlar.
Oysa 20. yüzyılın başından bu yana çağımızın bütün devrimleri, emperyalizme karşı mücadele süreçlerinde oldu. Başka deyişle çağımızın tipik devrimi millî devrimdir.
Çağımızda millici olmayan, devrimci olamaz, solcu olamaz. Emperyalizm çağında Solcu ve Devrimci tanımları, millici tanımıyla örtüşür.
ÇAĞIMIZDA DEVRİM COĞRAFYASI
19. yüzyılın Batı Avrupasında değiliz.
21. yüzyıldayız ve devrim coğrafyası, 20. yüzyılın başlarından beri Asya, Afrika ve Latin Amerika'dır.
20. yüzyılın başında Hilferding ve Hobson gibi iktisatçılar, kapitalizmin emperyalizm dönemine girdiğini tahlil ettiler. Lenin ve Mustafa Kemal Paşa gibi Asyalı devrim önderleri ise, emperyalizm çağında dünyanın Zalim ve Mazlum Milletler kamplarına ayrıldığını belirlediler. Artık devrim, 19. Yüzyıl Avrupasındaki gibi gelişmiş kapitalist ülkenin iç çelişmesinin ürünü olmayacaktı. Devrim coğrafyası, gelişmiş kapitalist ülkelerden emperyalizmin sömürdüğü Ezilenler Dünyasına, başka deyişle Batıdan Doğuya kaymıştı. Artık Avrupa gericiliğin merkezi idi, Asya ise ilericiliğin! Lenin ve Mustafa Kemal Paşa "Gerici Avrupa, ilerici Asya" saptamasında bulundular.
ÇAĞIMIZ DEVRİMLERİ
20. ve 21. yüzyılın devrimlerini sıralayınız:
1905: Rusya.
1908: Türkiye.
1907-1909: İran.
1910: Meksika.
1911: Çin.
1917: Yeniden Rusya.
1920: Yeniden Türkiye.
1927-1949: Yeniden Çin.
Devamı: Kore, Doğu Avrupa ülkeleri, Afrika ve Arap âlemi, Küba, Vietnam, Kamboçya, Laos, Nikaragua, Venezuela ve Latin Amerika ülkeleri, Nepal...
İstisnasız hepsi Mazlumlar Dünyası!
İstisnasız hepsi emperyalizm ile millet arasındaki saflaşmanın ürünü. Hepsi "emperyalizmin zayıf halkasında" gerçekleşen devrimler.
SINIF MÜCADELESİ MİLLİ MÜCADELE ALANINA TAŞINDI
Çağımızda proletarya-burjuvazi çelişmesi zemininde devrim olmadı, olamazdı. Çünkü emperyalist devletler Mazlumlar Dünyasından elde ettikleri sömürü sayesinde kendi işçi aristokrasilerini de, Lenin'in deyişiyle "burjuva millet" içine aldılar. Kendi ülkelerinde emekçiler ile çelişmeyi yumuşattılar, sömürünün ağırlığını Mazlumlar Dünyası üzerine yıktılar. Böylece sınıf mücadelesini uluslararası alana taşıdılar.
Sovyet Devrimi dahil, çağımızın bütün devrimleri vatan savunmasında oldu. Çağımızda devrim mevzisi, emperyalizme karşı mücadele mevzisidir, millî mevzidir. Devrimin sürdürülmesi mevzisi de millidir.
EMPERYALİZMİN DİZİNİN DİBİNDEN BAKIŞ
Yeryüzüne emperyalizmin dizinin dibinden baktığınız zaman, esas vuruşu emperyalizm karşıtlığına yöneltmek zorundasınız.
Emperyalist sisteme başkaldıranlar, milliciler.
Emperyalist sistemin çarmıha gerdiği mazlumlar, hep vatanseverler ya da milliciler. Örneğin en son Ergenekon-Balyoz harekâtları.
Hele "Küreselleşme" dedikleri 1990 sonrası süreçte emperyalizm, millî devletleri yıkmak için taaruza kalkıştı. Artık baş düşman Komünizm değildi, milliyetçilikti, millicilikti. Emperyalizmin paslanmış "Komünizm düşmanlığı" politikasının yerini "Milliyetçi düşmanlığı" aldı.
EMPERYALİZMİN SOLCULARINA YENİ GÖREV
Böylece Emperyalizmin Solcularının yeni görevi de belirlenmiş oldu. Emperyalizmin Mazlumlar Dünyasındaki işbirlikçileri, kendi ülkelerinin vatanseverlerini hedef aldılar. Öyle "Solcular", öyle "Komünistler" zuhur etti ki, ABD işgal ettiği ülkelerde kurduğu hükümetlerde onlara sandalyeler verdi. Sosyaldemokrasinin yaptığı iş de budur.
İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, dün Aydınlık'ta yayımlanan yazısında, taşları yerli yerine oturtuyor ve onların "Emperyalist Evrenselci" olduklarını açıklıyordu.
Bugün Sol içi çelişme gibi gösterilen ayrılıkların temelinde Emperyalist Devletler ile Mazlumlar Dünyası arasındaki kamplaşma bulunuyor.
Çağımızda Millici olmadan solcu olunamaz.
Fransız Devrimi döneminde Sağcı ile Solcuyu ayıran, Kralcılık ve Cumhuriyetçilik idi. Kralcılar gerici, Cumhuriyetçiler ilerici idi.
Çağımızda Sağcı ile Solcu ayrımının ekseninde, Emperyalizm ile Millici arasındaki saflaşma bulunuyor.
Emperyalizm yandaşları isterlerse "Solcu" maskesi taksınlar, gerici kamptadırlar. Nitekim her önemli ayrışmada Atlantik sisteminin ve AKP'nin yanında saf tutuyorlar.
Bilimsel Sosyalistten Milliyetçilere kadar emperyalizme karşı konumlananlar ise, kendilerine hangi adı verirlerse versinler ilerici rol oynuyorlar.
Doğu Perinçek
Aydınlık/ROTA