Erdoğan: Senin her yerin yaptırım olsa ne yazar
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği müzakerelerine ilişkin referandum tarihi verdi, "Yıl sonuna kadar sabredelim, ondan sonra millete gidelim" dedi. Türkiye'yi ekonomik yaptırım uygulamakla tehdit eden Avrupa Parlamentosu'na tepki gösteren Erdoğan, "Biz de bu saldırıya cevap olarak onların kullandığı ne kadar maşa, hain varsa hepsinin başını eziyoruz, ezeceğiz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından notlar;
* Milletin evine sığmayıp şu an dışarda toplantımızı izleyen değerli kardeşlerim değerli misafirler sizleri en kalbi duygularımla hasretle muhabbetle selamlıyorum. Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığımız tarafından uygulamaya sokulan Milli Tarım Projesi'nin hayırlı olmasını temenni ediyorum.
* Rahmetli Aşık Veysel ne güzel söylemiş; Dost dost diye nicesine sarıldım, benim sadık yarim kara topraktır. Beyhude dolandım boşa yoruldum, benim sadık yarim kara topraktır. Sadık yarimiz olan toprağa hakettiği değeri vermezsek top yekün insanlığın geleceğini tehdit altına sokmuş oluruz.
* Rabbim bizlere topraktan yaratıldığımızı ve toprağa döneceğimize haber veriyor. İnsanoğlunun hayatta kalmasını sağlayan hususların başında tarım ve hayvancılık başarısı denk geliyor. Bunların üretimini beceremeseydi insanoğlu hayatına devam edemezdi.
* Hayatımızı sürdürmek için ihtiyaç duyduğumuz ürünlerin belli meslekler tarafından yürütülmesi bizler için çalışmalar sağlar. Bu hususları tekrarlamamın sebebi ülkemizde tarım ve hayvancılığın önemli olduğunu ifade etmektir. Milli Tarım Projesi gerçekten de her türlü takdir ve desteği hakediyor.
* Havza bazlı ve yerli üretimi destekleyen bu projeye sahip çıkmalıyız. Anadolu dünyanın en kadim tarım ve hayvancılık coğrafyası olmasına rağmen olmamız gereken yerin uzağındayız. Topraklarımız var ama yeterli teknik destekle hakkıyla değerlendiremiyoruz.
* Meralarımız var ama et fiyatları almış başını gidiyor, ithalat yapıyoruz. Topraklarımız konusunda azotlu gübreyle topraklarımızı mahvettik. Çamurlanıyor. Tüm hastalıkların temelinde bu yatıyor. Doğal gübreye dönmek zorundayız. Kimyevi azotun tehditinden tarımsal gıdalarımızı kurtarabiliriz.
* Türkiye yüzde 4,7 büyürken, yüzde 2 oranında tarım büyümüştür. İthalat artışı ihracat artışın üzerine çıkmıştır. Avrupa'da bir numara olmamız gerçek potansiyelimiz anlamına gelmiyor. Gıda ve et ithalatı yapıyorsa bir sorun olduğu anlamına gelir. İnşallah Milli Tarım Projesi ile bu sorunların çözümü konusunda önemli adımlar atmış oluyoruz. Plansız programsız işle arz açığı ya da fazlası bu sıkıntının geride kalacağına inanıyorum.
* İllerimize ve hayvan türlerine göre fiyatların dengelenmesi ve ithalatın azalması konusuna ulaşacağımızı biliyorum. Enflasyonun sebebi gıda rakamlarıdır. Domates biber rakamları söylenince ağrıma gidiyor. Domatesten biberden dolayı enflasyondan etkilenmemiz lazım.
* Bizim sebzede çeşitlerimizin artması lazım. 19 sebze çeşidi nedir ya? Bunu artıracağız. Bu topraklardan çok sebze gelir. Meyve çeşitlerimizi artırmamız lazım. Derde deva. İnşallah bu olacak. Adamlara gidiyorsun bakıyorsun masaya peynirlerin envayi çeşitlerini getiriyor. Bacılarım bizde de olur mu? Olur. Envayi çeşit peynir üreteceğiz ve dünyaya pazarlayacağız.
* Osmanlı'yı ayakta tutmanın yolu iaşecilik sistemiydi. Bizim de fiyatları dengede tutacak bir sistem oluşturmamız lazım. Teşvikler var, ne kalıyor çalışmak. Peygamberlerin mesleği olan çiftçilik ve çobanlığı bilgilendirmeyle teşvik ederek ülkemizde hakettikleri konuma getirmeliyiz. Çobanlık deyip hafife almayın.
* Çobanlığın felsefesini anlamayan insan yönetemez. Ben de bir çobanım. Hepiniz çobansınız, hepiniz güttüklerinizden mesulsunuz buyuruyor Peygamberimiz. Anlamayan anlamaz. Anlamayanların geldiği durum belli. Biz işimize bakalım.
Sen kimsin? Parlamento adına nasıl karar verebilirsin. Sen daha Türkiye'yi tanımamışsın. Bu millet kendi kararını kendi alır.
"Terbiyesize bak. 'yaptırım uygularız' diyor. Senin her yerin yaptırım olsa ne yazar "