Deniz Adalı yazdı: Oda TV'de dört dörtlük tarikat reklamı
Deniz Adalı yazdı
ODA TV'de dört dörtlük tarikat reklamı! Bu başlığı, yazıyı okuduğumda atmaya karar verdim. Normalde önce yazıyı yazar, sonra başlığı atarım. Ama bu kez durum farklı. Peki bu başlığı ODA TV'ye yakıştırdım mı? Kendi soruma yanıt veriyorum: Yakıştırdım. Zira Oda TV’nin son dönemdeki yayın çizgisi bende böyle bir izlenim bıraktı. Peki yazıda ne vardı? Ne yoktu ki? Başlayalım.
Uzun bir zamandır Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal düşmanlığı nedeniyle ODA TV'yi takip etmiyordum. Büyük bir kayıp da yaşamamışım doğrusu. Nasıl bıraktıysak öyle kalmış; tık uğruna her şey mübah yani. Neyse, konumuz bu değil. Twitter'da haber akışına bakarken ODA TV yazarı Asiye Güldoğan'ın "Sahte Peygamber ölmeden önce hangi partiyi destekliyordu" yazısını gördüm. Abdullah Gül'e yakın bir isim olduğunu bildiğim için de “acaba ne yazmış” diye merak ettim. Malum, bu aralar batı güdümlü medyada Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan güzellemeleri yapılıyor. Yazı bir süre önce ölen sahtekâr İskender Evrenesoğlu ve tarikatı ile ilgiliydi. Aslında Asiye hanım o kadar da istekli değilmiş. Yazıyı yazmak istememiş ama okurları sıkıştırmış, "yaz, yaz, yaz" demişler, o da dayanamamış. Kılıfa bakın! Oda TV'ye tepki gelirse hemen, "kardeşim okur istedi o da yazdı " diyecekler galiba. Yani Oda TV minareyi çalmadan önce kılıfı da hazırlamış. Kendini de tanıtıyor Asiye Hanım. "Beni bilirler; ben bu cemaatleri iyisi ve kötüsüyle anlatırım" diyor. Sorun yok yani, tarafsız anlatacak “ODA TV yazarı” derseniz yanılırsınız. Baştan sona saçmalık ve yalanların anlatıldığı yazının girişi bir hayli ilginç, Balzac'dan bir alıntı var; "Kadın için dindarlık en büyük erdemdir, din de ancak kadın kanalı ile anlatılabilir". Kadınlar önemli yani! Alıntıyı bir kenara not edip devam edelim okumaya.
ODA TV’NİN AYDIN SKALASI: TARİKAT MÜRİDİ
“Tarikat uzmanı” ODA TV yazarı, Evrenesoğlu'nun Bursa'daki cenazesinin kalabalığı ile ilgili çıkan tartışmayı yorumluyor. Neymiş? Sayı iki bin değilmiş de en az 10 binmiş. Üstelik sahtekârın cenazesine katılanlar ve cemaat mensupları (aslında müritleri yazacak da demek istemiyor) çoğu okumuş ve elitmiş. Ve bakın Asiye hanım tarikat müritlerini nasıl anlatıyor; "Cemaat mensuplarının geneli gerçekten de yüksek eğitimli ve bir kısmı üst düzeylerde görev alan bürokrat, bir kısmı akademisyen. İçlerinde büyük hastanelerde başhekimlik yapan da var, gazeteci, yönetmen olan da var. Tarikat müridine "aydın" ve "elit" kılıfını da giydiriyor hemen. “Yahu, bir adamın müridi aydın olur mu, o insan okusa ne olur okumasa ne olur, tarikat modern kölelik değil mi?” diye de sormuyor yazar ve yazı devam ediyor. “Ancak” diyor Güldoğan, "sadece elit bir kesime hitap etmiyor cemaat, halktan insanlar da o elit diyebileceğimiz kesimle eşdeğer gönüllü faaliyet yapıyorlar". İyi o zaman! Evrenesoğlu'nun tabanı da var yani sadece elitlere has değil. Hem kalabalık, hem yüksek eğitimli bürokratlar hatta başhekimler var tarikatta. Üstelik kadınlara da değer veriliyor. Daha ne olsun! Onlar bile bu adama inanıyorsa biz kimiz de hem inanmıyor bir de sahtekâr diyoruz adama. Tarikat reklamı burada bitiyor mu peki? Tabii ki hayır!
SAHTEKÂRIN "MUCİZELERİ " SAYMAKLA BİTMİYOR
Tarikat lideri sahtekârın mucizelerini okuyoruz sonra. Bu kez ODA TV yazarı anlatmıyor ama. Ee bu kadar da tepki çekmemek gerekiyor. Birini bulup anlattırmak lazım. ODA TV'ye bir de mürit lazım yani. Olay şu; elit ve seçkin birisi anlatıp diğer inanmayanları ikna etmeli. Merak etmeyin birini buluyor yazar. Tesadüf(!) eski bir tanıdığı, o tarikattan. Üstelik öyle sıradan biri de değil! Daha önceki yaşamında magazin dergilerinde resimleri çıkan, İstanbul Ulus'ta ve sonra da Etiler'de oturan, aynı zamanda sosyetede yer alan ve tarikat müridi "Gülistan" hanımdan dinliyoruz sahtekâr hocayı. Kadın konuşmadan önce Asiye hanım bir bilgi daha veriyor bize. "Bana Allah kitap yazdırdı" (Peygamberlik alameti anlamına geliyor) dediği için sahte peygamber ilan edilen İskender Evrenesoğlu için kullanılan bu sözü ısrarla tırnak içinde yazıyor. Nedenini de "kendi ağzından duymadığım için böyle yazmayı doğru bulmadım" diyor. Sahtekâr, "Bana Allah kitap yazdırdı" demiş mi? Demiş. Tarikatları bilen ODA TV yazarı, bunun ne anlama geldiğini bilmiyor mu? Adam bildiğin sahte peygamber! Yazar, neyi doğru bulmuyor o zaman?
ŞEYH UÇMUYOR, GÜLİSTAN HANIM UÇURUYOR
Müridin ağzından başlıyor hikaye. Güya Gülistan hanım bir konferansa çağrılmış. Merak edip gittiği toplantıda bakmış ki Evrenesoğlu konuşuyor. Sıkılmış hemen. Tipik bir inanmayan profili de veriliyor okuyucuya. Kalkmak istiyor ama en önde oturduğu için kalkamıyor. (Tarikatlarda hep aynı yalan vardır. İnkar eden biri inanacak ki şeyhe olan inanç artsın) Evrenesoğlu o konferansta “Ezelde hepimiz Allah’a sen bizim Rabbimizsin demişiz” diyor, Gülistan hanım da içinden "ben öyle bir şey hatırlamıyorum" dediği anda Evrenesoğlu elini masaya vuruyor, "hatırlamıyorum diyen kardeşim ben sana hatırlattım" deyince Gülistan hanım şok! Ne kadar büyük bir insan değil mi? İnsanın aklından geçeni biliyor. Sonra hemen inanıyor mürit hanım. Dahası da var. Sahtekâr çiçeği burnunda müridine "beni kullara değil Allah'a sor" diyor. Yolunu da anlatıyor. O gece hacet namazı kılmış ve rüyasında sahte peygamberi görmüş Gülistan . “Beni Allah’tan sormuşsun, sana kim olduğumu göstereyim” demiş Evrenesoğlu, hakkında hiçbir bilgisi olmadığı önemli bir sır vermiş. Üzerinde İslam yazan bir mühür varmış, onu göstermiş. Saçmalık bu ya; O mühür bir gecede olmuş ve beş kişinin dışında kimse mührü bilmiyormuş. Sonra sohbete çağırmışlar bu akılsız müridi, “göster mührü Gülistan” demişler bu da göstermiş. “Tamam, doğru görmüşsün,” demişler. O gün namaza başlamış, çevresi değişmiş, kendi ifadesiyle o günden itibaren dünyanın en mutlu, huzurlu insanı olmuş" Ne güzel değil mi? Sapkınlığa bakın! Dünya dertlerinden sıkıldın mı? "Mutlu" ve "huzurlu" olmak istiyor musun? O halde ne duruyorsun sahte peygamberin tarikatına koş!
SAHTEKÂR ABD'YE "HİCRET" ETTİRİLİYOR
Baştan aşağıya tarikat güzellemesi yapılan ve bir müridin saçma sapan söylemlerinin en azından "iddia etti" ya da "savundu" gibi yüklemlerin kullanılmadan aktarıldığı röportajın niyetini herkes bilir. Amaç o tarikatı parlatmak ve varsa üzerindeki kötü söylemleri aklamaktır. Güya ODA TV yazarı iyisi ve kötüsüyle yazacaktı ama yazıda İskender Evrenesoğlu hakkında tek bir kötü ifadeye rastladınız mı? Ben görmedim. Devam edelim. Tarikatın gülü konuşmadığı zamanlarda ODA TV'nin gözde yazarı anlatıyor sahtekar Evrenesoğlu'nun hikayesini. Televizyonda rezil olunca ve 28 Şubat'ın irtica ile mücadele kararlılığından korkan Fethullah Gülen gibi ABD'ye kaçan (bunlar anlatılmıyor tabii) bu sahtekâr için ODA TV yazarı kaçtı ya da gitti yerine "hicret" etti demeyi tercih ediyor. (Okuyanların en azından benim aklıma hicret denilince Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye göçünün gelmesi tuhaf değil mi?)
SAHTEKÂRA İNANMAYANLAR İÇİN YALANLARA DEVAM
ODA TV'nin yazarı daha da mucize istiyor tarikat kölesinden. Gülistan durur mu? Bu arada kadının gerçek ismi Gülistan değil. Güya kadının gerçek ismi korumak için yazılmıyor. Madem tarikat "iyi" ve orada "mutlu" niye gerçek ismini vermiyor? Şaibeli bir durum var. Böyle olunca ODA TV'nin yazarına bu kadar "yakın" ve tarikatı neredeyse Gülistan gibi anlatan mürit, “Asiye Güldoğan mı acaba” sorusu akıllara geliyor. Umarız değildir. Neyse biz mürit Gülistan'ın anlattıklarına bakalım. "7 Nisan 1996 Pazar akşamı bir televizyon programı yapılıyor. Yaşar Nuri Öztürk’ün de olduğu programda İskender Evrenesoğlu, “Bana kitap indirildi, kitap bana yazdırıldı” deyince Yıldırım Çavlı ve Yaşar Nuri Öztürk, “Sen Peygamber misin ki, sana kitap indirilsin” deyip tepki gösteriyor. Sahtekâr "Allah dostu" ya, bu tepkiden sonra Çavlı ," 1 ay sonra gece feci şekilde yatağında can veriyor. Karısı da ruhsal bunalıma girip hayatları kararıyor. Yetmiyor, 3 kameraman trafik kazası geçiriyor". ODA TV ve Abdullah Gül uzantılı yazarı, bu saçmalıklar yetmezmiş gibi tarikat müridine, Cumhuriyet'in yetiştirdiği önemli aydınlardan Yaşar Nuri Öztürk için Evrenesoğlu'na tepki gösterdiği için "iskelete dönüşerek feci şekilde öldü" diyecek kadar da küçülüyor. Sahte peygambere inanmayan ve hakaret eden yanıyor yani.
AK PARTİ'YE OY VEREN ESKİ TKP'Lİ SAHTEKÂR
Gülistan'ın söylediği ve yazının başlığı olarak duyurulan konuyu da anlatıyor ODA TV yazarı. Turgut Özal’ın yakın arkadaşı olan bu sahtekâr, Özal'ın desteğiyle DPT'de ekonomist yapılıyor. Bursa'daki Vakıflar Bankası'nda görevli iken bir mürşit buluyor Evrenesoğlu'nu. Ondan önce de TKP'li hatta. Özal'ın yakın arkadaşı bir solcu, ne kadar tuhaf değil mi? Bugünkü iktidar ve tabanına da göz kırpıyor Gülistan. "Erdoğan'ı Allah'ın gönderdiğine inanıyordu ve Ak Parti'den başkasına oy vermeyiz derdi" diyor. Şimdi sıkı durun tarikatın yeni lideri kim oluyor biliyor musunuz? Asiye Güldoğan'ın tarikat ile ilgili bir kez daha kadınların çoğunlukta olduğunu belirterek açıkladığı bu isim “Fiziği Evrenesoğlu’ndan öğrendim” diyen Fizik Profesörü Cabbar Boran. Reklamda damping resmen! Fizik bilen, parlak ekonomist, akıl okuyan, mührü olan, eski solcu, Turgut Özal'ın arkadaşı, kadınlara değer veren, Erdoğan ve Ak parti hayranı bir sahte peygamber. Pes artık! Ne diyelim yazıklar olsun.
ODA TV, SAHTEKÂR, GÜLİSTAN VE ASİYE HEP BİRLİKTE UÇURUYOR
Son bölümde İskender Evrenesoğlu'nun mucizeleri devam ediyor. ABD'de ölen sahte peygamber, 10 gün sonra Bursa'ya getiriliyor. Okuyucuya tarikat müridi Gülistan'ın ağzından vasiyet yalanı da atılıyor. Evrenesoğlu'nu güya morga koymuyorlar. Ama büyük adam işte cesedi ne kokuyor ne de bozuluyor! ODA TV yazarı da "bu bilimsel değil, nasıl olur, yalan bu " demiyor. Herhalde kendi de inanıyor. Ve bu saçmalık aynen bu hali ile sitede yayınlanıyor. Yazı çok uzamasın diye kısa kesiyorum. Hadi bu saçmalık ve yalanları ODA TV sahibi Soner Yalçın, Genel Yayın Yönetmeni ve Haber Müdürü Barış Pehlivanoğlu ve Barış Terkoğlu görmüyor. Sitedeki editörler de mi görmüyor? Yazılan yazıları okuyucular dışında kimse okumuyor mu? Ya da tarikat parlatıcısı bu kadının dokunulmazlığı mı var? Tık uğruna sahte peygamberin tarikatı parlatılır mı? Peki bunun için özür dileyecek mi ODA TV? Olur olmaz her konuda Aydınlık'ı eleştiren solcu büyüklerimiz sosyal medyalarında bu rezilliğe karşı bir söz söyleyebilecek mi?
ulusal.com.tr