İnterpol'den erişim yasağı iddiasına ilk cevap
İnterpol, 15 Temmuz sonrası binlerce kaçak FETÖ’cünün ismini bildiren Türkiye’nin yeni veri girişi askıya alındı. Karara gerekçe olarak Türkiye’nin kısa sürede sisteme 60 bin kişilik aranan şahış yüklemesi gösterildi. Ankara’nın girişimlerine rağmen yaklaşık bir yıldır veri tabanı kullanılamayınca paralelciler rahatlıkla ülke ülke gezebildi.
Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı’nın (İnterpol), 15 Temmuz kanlı kalkışması sonrası Türkiye’nin aranan şahışlar veri tabanına giriş yetkisini askıya aldığı ortaya çıktı. Emniyet darbe girişiminden sonra Kaçak 60 bin kaçak FETÖ’cü için İnterpol’e bildirim yaptı.
TÜRKİYE'Yİ ASKIYA ALDI
Ancak İnterpol sayının fazla olması gerekçesiyle ‘güven sorunu’ olduğunu belirterek, Türkiye’yi askıya aldı. Böylece FETÖ firarileri başta Avrupa ve ABD olmak üzere bir çok ülkede rahatlıkla gezebildi. Çünkü paralel yapı mensubu yakalanmadan yurtdışına kaçtığında mevcut pasaportuyla gezebiliyor çünkü sistemde isminin üzerine bir tahdit gözükmüyor.
Ülkelerin aradıkları şahsa ait pasaport bilgilerini kaydettikleri veri tabanı, İnterpol GBT’si olarak da biliniyor. Bu veri tabanına kayıtlı olan pasaport numarasını dünyanın neresinde olursa olsun sisteme takıldığı anda İnterpol harekete geçiyor ve kaçak şahıslar için gözetim işlemi yapılıyor.
FETÖ'CÜLER RAHATÇA GEZEBİLECEK
Ancak İnterpol’ün bu kararı FETÖ’cülerin bu veri tabanına girmesini engelledi. Türkiye yaklaşık bir yıldır Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı’nın kararını değiştirmesi için girişimlerini sürdürüyor. İsimlerin rastgele belirlenmediği, FETÖ’den aranan binlerce kişiyle ilgili adli soruşturmalar yapıldığı İnterpol Genel Sekreterliği ile paylaşıldı. Bu isimlerin yıllardır süren hukuki soruşturmalar sonucunda tespit edildiğinin belirtildiği öğrenildi. İnterpolün bu yaklaşımı farklı ülkelere kaçan FETÖ’cülerin Türkiye’ye iade edilme endişesi yaşamadan, mevcut pasaportları ile seyahat etmesine olanak tanıyor.
Aralarında FETÖ’cü savcılar Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Celal Kara’nın da olduğu yargı mensubu, NATO’da görevli asker, gazeteci, polis, bürokrat gibi çok sayıda örgüt üyesi başta Avrupa ülkeleri ve ABD olmak üzere dünyanın bir çok ülkesinde rahatlıkla yaşamını sürdürüyor. Bir çok FETÖ üyesinin de iltica başvurusunda bulunduğu ve taleplerinin kabul gördüğü biliniyor. Firari FETÖ’cülerin Türkiye’den kaçmak için insan kaçakçılığı yapan çetelerle anlaştığı ve farklı yollardan ülkeden çıkmak için çabaladığı da ortaya çıkmıştı. Tüm bu tabloda İnterpol’ün kararı da FETÖ’nün firarileri için tam da istedikleri imkanı sağlamış oldu/Vatan
İnterpol'den erişim yasağı iddiasına ilk cevap
Interpol sözcüsü BBC Türkçe'nin haberine göre, 'haklarında uluslararası arama kararı bulunanlar dahil, hiçbir veri tabanında Türkiye'ye erişim yasağı getirilmediğini' söyledi.
Interpol'ün açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
"Interpol, emniyet işbirliği çıkarları doğrultusunda 190 üye ülkesinin her birini desteklemektedir. Türkiye'ye, haklarında uluslararası arama kararları olan şahıslar dahil, Interpol'ün hiçbir veri tabanına erişim için engelleme getirilmemiştir."
Medyada yer alan bazı haberlerde, Ankara'nın 15 Temmuz darbe girişimiyle açılan soruşturmada aranan "Fethullahçı Terör Örgütü'yle (FETÖ)" bağlantılı oldukları belirtilen 60 bin kişi için Interpol'e bildirim yaptığı bildirilmişti.
Söz konusu haberlerde Interpol'ün bu bildirim üzerine, Türkiye'nin, aranan şahısların bilgilerinin yer aldığı veri tabanına giriş yetkisini askıya aldığı iddia edilmişti.
Interpol ise üye ülkelerin veri tabanına girmesi için, kayıp belgeler veya isimlerle ilgili yaptığı bildirimlerin teşkilatın Ana Tüzüğü'ne, düzenlemelerine ve kurallarına uyumlu olması için kontroller yapıldığını belirtti ve uyumlu görülmeyen bildirimlerin veri tabanına alınmadığını ifade etti.
'SİYASİ, ASKERİ, DİNİ VE IRKİ FAALİYETLERE MÜDAHALE YASAK'
Interpol'ün açıklamasında teşkilatın Ana Tüzüğü'nün 2'nci ve 3'üncü maddesine atıf da yapıldı:
"Interpol'ün Ana Tüzüğünün 2'nci maddesi, teşkilatın rolünün, farklı ülkelerdeki mevcut yasalar çerçevesinde ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ışığında, mümkün olan en geniş düzeyde polis işbirliğini teşvik etmek olduğunu vurgular.
"Ek olarak, Anayasa'nın 3'üncü maddesi, (Interpol'ün) 'politik, askeri, dini ve ırki karakterli faaliyetlerde bulunması ve bunlara müdahale etmesini tamamıyla yasaklar."
Dünyanın en büyük uluslararası adli polis teşkilatı Interpol, 1923 yılında uluslararası işbirliği sağlamak amacıyla kuruldu.
Teşkilat rolünü "dünyayı daha güvenli bir yer yapmak için uluslararası işbirliğini sağlamak" olarak tanımlıyor ve dünya genelinde emniyet kuruluşlarının görevlerini yerine getirebilmeleri için gerekli hizmetlere ve araçlara erişim sağlıyor.