Saldırıdan önce emniyetten dikkat çeken uyarı: Dükkanları boşaltın canınızı kurtarın

Mardinli, Diyarbakırlı ve Kürt kökenli Kırşehirli esnafa ait 5-6 dükkan ülkücülerin yürüyüşünden sonra saldırgan gruplar tarafından önce taşlandı, sonra yakıldı, yıkıldı. Saldırıdan sonra dükkanları kullanılamaz hale gelen esnaf saldırının dışarıdan örgütlendiğini söyledi, AKP’ye işaret etti

Saldırıdan önce emniyetten dikkat çeken uyarı: Dükkanları boşaltın canınızı kurtarın

Kırşehir’de 8 Eylül günü yapılan saldırıdan 10 gün önce ilde Kürt kökenli esnaf aleyhine AKP’liler tarafından kampanya başlatıldı. Fısıltı gazetesinin haberi şuydu: “Şu şu şu dükkanlardan alışveriş yapmayın, paralar PKK’ya gidiyor.” Saldırıda işte o işaret edilen dükkanlar "yıkıldı, yakıldı.”

Saldırıya uğrayan dükkanlar arasında yer alan Çöl Pazarı, şehrin en işlek ve en eski konfeksiyon mağazası. Sahipleri, Osmanlı devleti zamanında Kırşehir’e göçmüş olan ve Çöl diye anılan Malya ovasına yerleşmiş Kürt aşiretlerinin günümüzdeki temsilcileri.

PKK’lı diye saldırıya uğrayan Çöl Pazarı’nın sahipleri Hüseyin ve Servet Beydoğan’ın yakınları MHP’nin Kırşehir’deki ileri gelenleri. Hüseyin Beydoğan, Aydınlık’tan Füsun İkikardeş'e yaptığı açıklamada, “Bizim dükkanımız yakılır yıkılır, önemli değil. Ama en acısı, yüzyıllardır sahip olduğumuz değerlerimizin yıkılması. Kırşehir halkı barışçıdır, kardeştir. Saldırıyı Kırşehirliler yapmadı. Bin yıllık kardeşliğimize zarar vermek istiyorlar” diye konuştu.

SALDIRI BİR TÜRK-KÜRT KAVGASI DEĞİL

Mardinli Kavas Simit Sarayı’nın sahibi Mardinli Abdülbaki Ağırman ve kardeşleri. 20 yıl önce Mardin’de PKK teröründen kaçmış bir aile. Babası, PKK’nın döşediği mayının patlaması sonucu öldüğünde Abdülbaki, henüz 3 yaşındaymış. Aynı patlamada babasıyla birlikte 27 yurttaş hayatını kaybetmiş. Saldırı günü, Emniyet’ten yetkililerin kendilerine “Dükkanı terk edin, olaylar çıkacak, canınızı kurtarın” dediğini aktaran Ağırman, o geceyi şöyle anlattı: “Saat 10 gibi birkaç Kürt dükkanını yağmaladılar. Pastaneler, lokantalar, 6-7 dükkanı yakıp yıktılar. Saldırganlar arasında 12-14 yaşında çocuklar da vardı, 27-30 yaşında genç insanlar da. Valiyi suçluyorum: Adeta izin verdi. Bize eylem olacak dediler. Hepimiz içerideydik, polis ‘Canınızı kurtarın’ dedi. Bizi zorla çıkarttılar. Ne polis ne jandarma müdahale etti. Yaktılar, yıktılar, geçtiler... Utanmadan da Allah’ın ismini kullanıyorlar, tekbir getiriyorlar...” Ağırman, “Bu bir Kürt-Türk davası değil, ortada bir oyun var. Ama kimse bizim birliğimizi bozamaz. Biz bu oyunlara gelmeyiz” diye konuştu.

DEMİRTAŞ’IN ÇÖZÜMÜ ÇÖZÜM DEĞİL

Demirtaş’ın “Onların dükkanlarını yakıp yıkmak sizin hakkınızdır” şeklindeki demecini hatırlattığımızda “Böyle çözüm mü olur? Kesinlikle olmaz! Bu bir iç savaş çağrısıdır” diye tepki gösterdi.

Ağırman, olayın ertesi günü çevre esnafa 2 tepsi poğaça yapıp dağıttı.

“Önce insanlık, barış istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin canı sağ olsun. Allahtan mala geldi, cana gelmedi. Ben çocuk olarak ağladım, başka çocuklar ağlamasın” dedi.

DİYARBAKIRLI FIRINCI

Kırşehir’de Kürt esnafın uğradığı saldırıyla eşzamanlı olarak Kırşehir’in Akpınar ilçesinde benzer bir saldırı daha oldu.

Mardinli ve Diyarbakırlı fırıncıların dükkanlarının camı çerçevesi indirildi.

Diyarbakır Tatlı Salonu’nun yakınında oturan Ferit Öğretmen, komşusunu “7 yıldır oradan alışveriş yaparım, bir günden bir güne ‘Apo iyidir, PKK haklıdır’ diye bir söz ne duydum ne hissettim” diye anlattı.