Doğu Perinçek'ten Fransa Cumhurbaşkanı Macron'a 'soykırım' yanıtı
Vatan Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Doğu Perinçek, bugün saat 13.00’te İstanbul İl Merkezinde basın toplantısı düzenleyerek, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Ermeni Soykırımı yalanını yeniden gündeme getirmesini eleştirdi
Vatan Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Doğu Perinçek, AİHM Kararlarından sonra Avrupa ve Fransa yargısındaki kararlara değindi ve hukuk öğretisinin birleştiği görüşlerden örnekler vererek Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un hukuk dışı bir tutum içinde bulunduğunu vurguladı.
Doğu Perinçek, özetle şunları belirtti:
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, sözde Ermeni Soykırımı iddialarını yeniden ele alabileceklerini açıkladı.
AİHM’nin üç ayrı kararından sonra, artık bir devlet adamı, hiçbir şekilde “Ermeni Soykırımı”ndan söz edemez.
AİHM’NİN ÜÇ KARARI
Sayın Macron’a AİHM 2. Dairesinin “Perinçek-İsviçre Davası” diye anılan yargılamadaki 17 Aralık 2013 günlü kararını ve AİHM Büyük Dairesinin 15 Ekim 2015 günlü kararını incelemesini öneririm. Yine AİHM’nin Ali Mercan, Ethem Kayalı, Hasan Kemahlı ile İsviçre Devleti arasındaki davada aldığı 28 Kasım 2017 tarihli kararı da okumalıdır.
AİHM kararlarında, cumhurbaşkanlarının, parlamentoların ve hükümetlerin soykırım konusunda hüküm vermeye yetkili olmadığı belirtiliyor.
İSVİÇRE FEDERAL MAHKEMESİ KARARI
AİHM’nin kararlarından sonra en son 25 Ağustos 2016 tarihinde İsviçre Federal Mahkemesi de Doğu Perinçek hakkında Lozan Sulh Ceza Mahkemesinin verdiği mahkumiyet kararını kaldırmıştır. O kararın gerekçesinde de soykırıma hükmetmeye ancak yetkili Türk Mahkemesinin ve yetkili Uluslararası Ceza Mahkemesinin yetkili olduğu belirtiliyordu.
FRANSA ANAYASA KONSEYİ KARARI
Fransa Anayasa Konseyi, Fransız Parlamentosu tarafından 2012 Ocak ayında kabul edilen, “Ermeni soykırımını inkar edenlerin cezalandırılmasına dair kanunu” anayasaya ve düşünceyi ifade özgürlüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmişti.
FRANSA MİLLİ MECLİSİ’NİN 3 ARALIK 2015 KARARI
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın talimatıyla hazırlanan yasa tasarısı, 3 Aralık 2015 günü Mecliste yapılan görüşmelerin sonucunda hukukî temeli olmadığı gerekçesiyle alt komisyona geri gönderildi. Görüşmeler sırasında konuşan Devlet Bakanı Jean-Marie Le Guen, AİHM’nin Perinçek-İsviçre Davasında aldığı kararları hatırlattı.
DANİMARKA MECLİSİ’NİN KARARI
Danimarka Meclisi’nin 26 Ocak 2016 günü aldığı, 1915 olaylarında Ermeni soykırımı yapıldığına ilişkin önergeyi reddeden kararı da Macron’u aydınlatacaktır. Danimarka Meclisi ve Hükümeti, görüşmelerde Hükümetin ve Parlamentonun bu konuda yetkili olmadığını saptadı.
AVRUPA’DA HUKUK ÖĞRETİSİ MACRON’UN YETKİSİZ OLDUĞUNU SAPTIYOR
AİHM’nin Perinçek-İsviçre Davasında açıkladığı görüş, artık Avrupa’da hukuk öğretisine de yerleşmiş bulunuyor. Avrupa Konseyi Daimi Temsilcimiz hukukçu Dr. Deniz Akçay kaleme aldığı “AİHM’in Perinçek Kararı: ‘Soykırım İnkârı’/İfade Özgürlüğü İkileminin Aşılabilirliği” başlıklı makalesinde, Perinçek-İsviçre Davasının hukuk dünyası gündemine yoğun olarak girdiğini belirtiyor.[1]
AİHM’nin “Perinçek-İsviçre Davası” kararları, Avrupa üniversitelerinde, Uluslararası İlişkiler, İnsan Hakları ve Avrupa Hukuku konulu derslerde örnek kararlar olarak inceleniyor. Bu konuda hukuk fakültelerinin dergilerinde çok sayıda inceleme yayımlandı.
Avrupa’da eskiden emperyalistlerin Ermeni soykırımı yalanları öğretiliyordu, şimdi siyasal kurumların Ermeni soykırımına hükmetme yetkisinin bulunmadığı öğretiliyor.
FRANSA HUKUK ÖĞRETİSİNDEN ÖRNEKLER
- Soykırım inkârcılığı alanındaki çalışmalarıyla tanınan Paris-Ouest Üniversitesi'nden hukukçu Hervieu’ye göre, “uzun ve kapsamlı müzakereler sonucunda AİHM Büyük Dairesi’nin Perinçek-İsviçre Davası Kararı önemli bir otorite olma vasfını uzun süre koruyacaktır.”[2]
- Reims Champagne-Ardenne Üniversitesi Kamu Hukuku profesörü Hochmann’a göre, “karar şüphesiz ünlü bir karar olarak kalacaktır.”[3]
- Liberté pour l’Histoire (Tarih için Özgürlük) Derneğinin Başkanı Nora, dernek adına yayımladığı 5 Kasım 2015 tarihli bildiride, Perinçek kararından memnuniyet duyulduğunu açıklamıştır.[4]Başkan Nora, tarihin geçmişe dönük olarak “ahlâkileştirilmesi” tehlikesinden endişe duyan ve özgürlüğe önem veren bir devlette hiçbir makamın tarihsel gerçeği tanımlama yetkisinin bulunmadığını vurgulamıştır. Nora, siyasal kurumlardan, bellek yasaları çıkartarak geçmiş hakkında devlet gerçekleri oluşturmamalarını istemiştir ve Bildiride şu görüşlere yer veriliyor:
“Örgütümüz “Tarihe Özgürlük” AİHM Genel Kurulu’nun 5 Ekim 2015’de “Perinçek-İsviçre” davası olarak bilinen davada ifade özgürlüğünü ihlal ettiği için İsviçre hükümetini mahkûm eden kararını büyük bir memnuniyetle karşılamıştır. Bu Türk yurttaşı, İsviçre’de verdiği bir konferansta 1915’de yaşanan olayların soykırım olarak görülemeyeceğini, hukuken böyle tanımlanamayacağını belirtmiştir. (...)
“Demokratik ve özgür bir devlette, ne Parlamentolar ne de Mahkemeler tarihsel gerçekleri tanımlayarak, araştırma ve ifade özgürlüğünü ceza tehditleri ile sınırlandıramazlar
“Fransa Anayasa Konseyi’nin 2012’de ulaştığı sonuçları destekleyen bu uluslararası mahkeme kararı yasama güçlerinin geçmişe müdahale
girişimine bir son verecek gibi görünüyor. Bu sonuç, bizim örgütümüzün geniş ölçüde katkıda bulunmakla gurur duyduğu mücadelede özgürlüğün zaferidir.”[5]
- Yine Fransız Hukukçusu Daniel Kuri de, “Perinçek-İsviçre Kararı Üzerine Yorum” başlıklı incelemesinde, 1915 olaylarının “soykırım” niteliğini taşıdığı konusunda oydaşma oluştuğu yolundaki usavurmaların Büyük Daire Kararıyla çürütüldüğüne değiniyor.[6]
- Nicolas Hervieu, Fransa’da “Ermeni soykırımı”nın inkârını cezalandırmayı savunan görüşlerin, Perinçek kararından sonra ağır darbe yediğini saptamaktadır. Yazar, Perinçek Kararının Fransız Anayasa Konseyi’nin konumunu güçlendirdiğini belirtiyor ve Perinçek Kararını dikkate almayan yeni bir yasa tasarısının tıpkı 2012 yılında olduğu gibi Fransa Anayasa Konseyi tarafından iptal edileceğine dikkat çekiyor.[7]
DİĞER AVRUPA ÜLKELERİ ÖĞRETİSİNDEN ÖRNEKLER
Almanya’da 2016 yılında Perinçek-İsviçre davasını öğrenim konuları arasına alan üniversiteler şunlar: Dresden Üniversitesi, Frankfurt Viadrina Avrupa Üniversitesi, Bonn Üniversitesi ve Augsburg üniversitesi.
- Kopenhag Üniversitesi'nde Avrupa Medya Hukuku dersleri veren ve Gent Üniversitesi’nde Hukuk Profesörü Voorhoof’a göre, AİHM, sözde “Ermeni Soykırımı”nın inkârı ile Yahudi Soykırımının inkârı arasına kalın bir çizgi çekmiştir. 1915 olaylarının Yahudi soykırımı ile aynı sınıflama içinde olmadığının altı çizilmiştir.
- Milano-Bicocca Üniversitesi Anayasa Hukuku Doçenti Vigevani de, AİHM kararı uyarınca, “Yahudi Soykırımı’nın tek soykırım suçu” olduğuna dikkat çekmektedir.”[8]
- Hans Vest ve Manon Simon, İsviçre’nin en önemli yargı uygulamalarını inceleyen dergide yayımladıkları yazıda, AİHM Perinçek-İsviçre Davası kararlarının İsviçre yargısında ve yasama alanında yeni bir dönemi açtığını ve belirleyici olduğunu saptıyorlar.[9]
- Prof. Regina Kiener, Zürich Üniversitesi’nde verdiği Kamu Hukuku dersi kitabının 14-19. sayfaları arasındaki bölümü Perinçek-İsviçre Davasına ayırmış bulunuyor. Prof. Kiener, AİHM Kararından sonra İsviçre Ceza Yasasındaki ilgili hükmün geleceğini tartışmaya açıyor.[10]
MACRON’UN SOYKIRIMA HÜKMETME YETKİSİ YOK
Avrupa yargısında ve hukuk öğretisinde oluşan görüş birliğini şöyle özetleyebiliriz:
1. Soykırım, bir hukuk kavramıdır, bir suç tanımıdır. AİHM, soykırım tanımına girmekle, aslında 1915 olaylarının hukukî nitelemesini ele almıştır. Başka deyişle, Ermeni soykırımı var mı yok mu konusuna girmiştir. Soykırım kavramı, hukuki bir kavramdır, günlük dilimizdeki kırım, katliam, karşılıklı kırım gibi kavramlardan farklıdır.
2. Soykırım suçunun varlığına, yetkili mahkeme karar verir. Soykırım hükmünde bulunmaya bırakalım cumhurbaşkanlarını, parlamentoları ve hükümetleri, herhangi bir mahkeme bile yetkili değildir. BM 1948 Soykırım Sözleşmesi’ne göre, ancak suçun işlendiği ülkenin mahkemesi veya yetkili Uluslararası Ceza Mahkemesi, soykırım suçunun işlendiğine hükmedebilir. AİHM, bu açıdan kendisinin de soykırıma hükmetme yetkisine sahip olmadığını belirlemektedir. Macron, yetkili mahkemenin yetkisini gaspedenez.
3. Soykırım suçunu, hükümetler veya kurumlar veya milletler, başka deyişle tüzel kişiler ve topluluklar işlemez. Soykırım suçunu, tıpkı adam öldürme, yankesicilik veya hırsızlık suçlarında olduğu gibi bireyler işler. Suça katılmak da bireysel bir eylemdir. Bu nedenle Osmanlı Devleti veya Türkiye Devleti veya hükümetleri veya Orduları gibi tüzel kişilerin ve kurumların “soykırım suçu işlediği” gibi iddialar, Ceza Hukukunun temel ilkeleriyle bağdaşmaz.
4. 1915 olaylarında soykırım işlendiğine dair yetkili mahkeme kararı yok. Ceza Hukuku, bireylerin suç oluşturan eylemleriyle ilgilenir. 1915 yılında işlenen eylemlerin soykırım suçunu oluşturduğuna ilişkin bugüne kadar alınmış bir yetkili mahkeme kararı yoktur. O nedenle “Ermeni soykırımı” iddiaları, bütünüyle hukuk dışıdır.
5. Herhangi bir parlamento, cumhurbaşkanı, hükümet, belediye, üniversite, akademik kurum, dernek, toplantı vb, 1915 olaylarında “soykırım yapıldı” yargısında bulunmaya yetkili değildir. Bu tür kararlar, uluslararası hukuka aykırıdır. Hepsi siyasal amaçlı kararlardır.
6. 1915 olayları “Holocaust” diye anılan Yahudi soykırımından farklıdır, aynı sınıflamaya konamaz. Bilindiği gibi Yahudi Soykırımı, yetkili mahkeme kararıyla hükme bağlanmıştı. Oysa 1915 olayları hakkında bir yargı kararı bulunmuyor.
7. 1948 yılı öncesindeki eylemlerle ilgili olarak soykırım suçu işlendiği hükmü verilemez. Çünkü soykırım suçu, 1948 yılında Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’yle kabul edildi. 1948 yılı öncesinde “soykırım” diye bir suç tanımı yoktu. Kanunsuz suç olmaz ilkesi, çağdaş Ceza Hukukunun temelidir. Hiç kimse 1948 öncesi eylemleri nedeniyle soykırım suçundan mahkûm edilemez.
8. Bir tarih konusu olarak 1915 olaylarını tartışma özgürlüğü güvence altındadır. Ancak mahkemelerin yetkisini gasp etme özgürlüğü yoktur. Tarihçilerin ve herkesin 1915 olayları konusunda istediği görüşü açıklama özgürlüğü vardır. Ancak 1915 olaylarının soykırım olup olmadığı konusunda, kendisini yetkili mahkeme konumuna oturtup hüküm verme yetkisi yoktur. O nedenle tartışma ve düşünceyi açıklama özgürlüğü, 1915 olaylarında ne oldu, nasıl ve niçin oldu konusundadır. Hiç kimse mahkemenin yerine geçip “1915’te falanca kimse soykırım suçunu işledi” diye hüküm kurma özgürlüğüne sahip değildir.
MACRON PASLANMIŞ HUKUK DIŞI SAFSATALARI TERK ETMELİ
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, hukuk dışı Ermeni Soykırımı yalanını Türkiye’nin Kuzey Suriye Harekâtına karşı gündeme getirme gayreti içindedir. Biz Vatan Partisi olarak, Ermeni Soykırımı yalanının son zamanlarda Kürt sorunu bağlamında kullanıldığına dikkat çekmiştik.
Macron, artık pas tutmuş oyan hukuk dışı safsatalara sarılmaktan vazgeçmelidir.
[1] Sayın Akçay, makalesinde özellikle Avrupa’nın hukuk çevrelerinde yayımlanan incelemeleri ayrıntılı olarak tartışmakta ve değerlendirmektedir. Perinçek-İsviçre davasının hukuk öğretisine yansımalarını Sayın Akçay’dan yararlanarak özetliyoruz. Bkz. Ermeni Araştırmaları Dergisi, 2016, sayı 52.
[2] Nicolas Hervieu, “Négation du génocide arménien: quelles conséquences après la décision de la Cour européenne des droits de l'homme ?” (Louis Boy’un yaptığı röportaj), franceinfo, 17 Ekim 2015, erişim tarihi 01.10.2016, http://www.francetvinfo.fr/monde/armenie/genocide-armenien/negation-du-genocide-armenien-quelles-consequences-apres-la-decision-de-la-cour-europeenne-des-droits-de-l-homme_1131345.html.
[3] Thomas Hochmann, “Négationnisme du génocide arménien: défauts et qualités de l’arrêt Perinçek contre Suisse”, Revue des Droits et Libertés Fondamentaux, sayı 27, 2015, erişim tarihi 01.10.2016, http://www.revuedlf.com/cedh/negationnisme-du-genocide-armenien-defauts-et-qualites-de-larret-perincek-contre-suisse.
3 Affaire Perinçek-Communiqué de Pierre Nora, président de Liberté pour l'Histoire”, 5 Kasım 2015 tarihli açıklama, Liberté pour l'Histoire, 19 Kasım 2015, erişim tarihi 01.10.2016, http://www.lph-asso.fr/index.php?option=com_content&view=article&id=196%3Aaffaire-perincek-communique-de-pierre-nora-president-de-liberte-pour-lhistoire&catid=5%3Acommuniques&Itemid=15&lang=fr.
[5] Aynı yerde.
[6] Daniel Kuri, “La question du génocide des Arméniens à l’épreuve de la Grande Chambre de la Cour européenne des droits de l’Homme” IiRCO, Université de Limoges, 15 Ekim 2015, erişim tarihi 01.10.2016, http://www.unilim.fr/iirco/2015/12/02/la-question-du-genocide-des-armeniens-a-lepreuve-de-la-grande-chambre-de-la-cour-europeenne-des-droits-de-lhomme-commentaire-sur-larret-perincek-c-suisse-du-15-octobre-201/; Christos L. Giannopoulos, “La Grande Chambre en quête d’un nouveau modus operandi?”, La Revue des droits de l’homme, Actualités Droits-Libertés, 25 Kasım 2015, erişim tarihi 01.10.2016, http://revdh.revues.org/1727.
[7] Aktaran: Sévane Garibian, “Liberté d’expression à Strasbourg: deux poids, deux mesures? La Cour européenne des droits de l’homme et le génocide arménien”, eu-logos.org, 1 Aralık 2015, erişim tarihi 01.10.2016, http://www.eu-logos.org/eu-logos_nea-say.php?idr=4&idnl=3691&nea=162&lang=fra&lst=0.
[8] Giulio Enea Vigevani, “Radici della costituzione e repressione della Shoah”, Rivista dell'Associazione Italiana dei Costituzionalisti, sayı 4, 2014, erişim tarihi 01.10.2016, http://www.rivistaaic.it/radici-della-costituzione-e-repressione-della-negazione-della-shoah.html.
[9] Hans Vest ve Manon Simon, “EGMR, Grand Chamber, Perinçek v. Switzerland
(Perinçek II), Urteil vom 15. Oktober 2015” – Application no. 27510/08, s. 535-544,
Publikation Aktuelle Juristische Praxis, Herausgeber Arnold F. Rusch, ISSN 1660-3362, Verlag Dike Verlag AG.
[10] Prof. Regina Kiener, Staatsrecht II Kommunikationsgrundrechte Grundlagen und gemeinsame Grundsätze
ulusal.com.tr