Skandal mahkeme 93. yılında!
SKANDAL MAHKEME 93. YILINDA
Devlet adamı Talat Paşa’yı 15 Mart 1921’de Berlin’de öldüren Ermeni terör örgütü üyesi Sogomon Tehileryan, olay yerinde yakalanmasına, mahkemede suçunu itiraf etmesine rağmen 2 Haziran 1921’de beraat etti
Jön Türk Devrimi’nin liderlerinden Talat Paşa’yı suikast sonucu şehit eden, Ermeni terör örgütü Nemesis'in üyesi Sogomon Tehileryan, 15 Mart 1921 günü Berlin-Steinplatz'da, Talat Paşa’yı vurduğu yerde yakalandı. Katil, olay yerinde Almanlar tarafından linç edilmekten zor kurtuldu. Weimar Cumhuriyeti (1919-1933) dönemindeki mahkemelerde uygulanan jüri heyetine, Berlin’deki sözde yargılamada yalanlar söyleyeyen Sogomon Tehileryan (1897–1960) Erzincanlı olduğunu, ailesinin tehcirde öldürüldüğünü iddia etti. Daha sonra ise İran asıllı Ermeni olduğu, ailesinin tehcirde ölmediği ortaya çıktı. Berlin’deki mahkemede jüri heyetinin tamamına yakını hukukçulardan oluşmuyordu. Katil, iki duruşma sonrası, 2 Haziran 1921'de salıverildi.
Alman subaylar konuşturulmadı
Alman Meclisi’nin 2005 yılında Ermeni iddialarına ilişkin Türkiye’yi mahkûm eden kararında, başvuru ve meşruiyet kaynağı olan Protestan misyoner Dr. Johannes Lepsius (1858-1926), duruşmada Talat Paşa’nın aleyhine bilirkişi olarak ifade verdi. Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı’da görev yapan General Liman von Sanders (1855-1929) ise mahkemede, Talat Paşa’nın lehine bilirkişi olarak söz aldı. Başta General Bronsart von Schellendorf (1864-1950) olmak üzere, Birinci Dünya Savaşı’nda Türkiye’de görev yapan diğer Alman subayların ise Talat Paşa’nın lehine tanıklık etmeleri mahkeme tarafından reddedildi. Bunun üzerine Bronsart Paşa, Alman basınında Talat Paşa’nın yönetim anlayışı ve dış destekli Ermeni kalkışmasındaki uygulamalarını özetleyen bir makale kaleme aldı. Skandal mahkeme kararı Alman subaylarında ve Berlin’deki Müslüman toplumunda büyük tepkilere neden oldu. Atatürk Türkiyesi, Ermeni teröristleri tarafından şehit edilen İttihatçı liderlerin ailelerine 1926 yılından itibaren alınan bir kararla düzenli olarak maaş verdi. Ev verildi, çocukları okutuldu.
Katili bugün kahramanlaştırılıyor
İttahatçı liderleri öldürmeyi amaçlayan Nemesis Terör Örgütü’nün suikast timleri, 6 Aralık 1921'de Sait Halim Paşa'yı Roma'da, 17 Nisan 1922 tarihinde ise Cemal Azmi Bey ve Dr. Bahattin Şakir'i ailelerinin ve Talat Paşa'nın hanımının gözleri önünde Berlin'de şehit ettiler. Talat Paşa'nın katilini 2,5 ayda salıveren skandal mahkeme ve katili, günümüzde kahramanlaştırılarak Almanya'daki Türk mahallelerinde ve okullarda tiyatro oyunu olarak sahneleniyor (2009-2014). Talat Paşa'nın naaşı 1943 yılında Berlin'den İstanbul'a, Jön Türk Devrimi'nin liderlerine adanan Şişli''deki Abide-i Hürriyet'e intikal ettirilirken, Türkiye'de adli tıbbın kurucularından Dr. Bahattin Şakir ve Trabzon eski valisi Cemal Azmi Bey'in kabirleri halen Berlin Türk Şehitliği’nde. İngiliz devletinin desteğini aldığı tahmin edilen Sogomon Tehileryan ile İttihatçı liderleri öldüren diğer seri katiller, cinayetlerden sonra Güney Afrika ve ABD'de varlık içinde yaşamlarını sürdürdüler. Katillerin Erivan’da anıtları bulunuyor.
Talat Paşa Komitesi:
“Skandalı sorguluyoruz”
Türkiye Gençlik Birliği’nin konuğu olarak 15 Mart 2014’de Berlin’deki anmaya katılan Talat Paşa Komitesi Sözcüsü, gazeteci-yazar Dr. Cüneyt Akalın suikasta ilişkin şunları söylemişti: “Biz büyük bir davadan dolayı bugün Berlin'deyiz. Biz, atamız ve yeni bir Türkiye’yi kurma kararı alan İttihat ve Terrakki’nin en seçkin önderlerinden olan Talat Paşa için buradayız.” Talat Paşa’nın tehcir kararının altına imzayı atan devlet adamı olduğunu hatırlatan Akalın, tehcirin Birinci Dünya Savaşı koşullarında, Vatan Savunması kapsamında alınması gereken zorunlu bir karar olduğunu vurguladı. Dr. Akalın, “Talat Paşa, bu savunmanın simgesidir” diyerek, 1908 Jön Türk Devrimi’nin Türkiye’nin çağdaşlaşma sürecine yaptığı katkılarını vurguladı. Cüneyt Akalın, Talat Paşa’nın katilini iki duruşmada, 2,5 ayda salıveren skandal mahkemenin hukuki rezaletinin düzeltilmesi için girişimler başlatabileceklerinin de işaretini verdi.
Alman Meclisi Kararı sorgulanmalı
Almanya’da okul kitaplarında, tiyatro oyunlarında emperyalizm kaynaklı Ermeni iddialarının gündeme getirilmesi konuya ilişkin 15 Haziran 2005 yılında Alman Meclisi tarafından alınan karara dayanıyor. Türkiye Gençlik Birliği Almanya, Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği'nin desteğiyle söz konusu kararın geri alınması istemiyle 10 Kasım 2011'de Alman Meclisi’ne şikâyet başvurusunda (Petition) bulunmuştu. Toplanan 10 bin imza Alman Meclisi’ne verildi. Bundestag, başvuruya ilişkin yazılı yanıt göndererek, 13 Aralık 2012 tarihinde aldığı kararı TGB Almanya'ya açıkladı. Alman Meclisi, iddiaları tanıyan 15 Haziran 2005 kararından vazgeçmediğini bildirdi. 2005 yılı kararında, "Dönemin Osmanlı Hükümeti’nin planlı uygulamaları sonucu, 1 milyonu aşkın Anadolu Ermenisi’nin tamamına yakınının organize eylemlerle imha edildiği" iddia ediliyor. Kararın gerekçesinde ise, “Birçok bağımsız tarihçinin, parlamentonun ve uluslararası kuruluşun 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendirdiği” de öne sürülüyor. Ancak 17 Aralık 2013’te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’yi haklı bulan “İsviçre-Perinçek Davası Kararı” nedeniyle yeni bir durum söz konusudur.
2015’e doğru
TGB Almanya’nın girişimleri sonucu Alman Meclisi aldığı yeni kararında, Zürih’te AKP Hükümeti’nin teslimiyetçi açılım politikaları sonucunda İsviçre, ABD, Rusya, Fransa ve AB, Türkiye ve Ermenistan arasında imzalanan “Protokollere” göndermede bulunuyor. Alınan yeni kararda 10 Ekim 2009’da Zürih’te imzalan “Protokoller”in uygulanmasıyla Türk-Ermeni ilişkilerinin düzelebileceği iddia ediliyor. Alman Meclisi, Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin düzelebilmesi için, tarafların “Zürih Protokolleri”nin gereğini yerine getirme konusunda zaafiyet gösterdiğini savunuyor. Almanya’nın “Normalleşme sürecine ancak dışarıdan destek verebileceği” de iddia ediliyor. Alman Meclisi, 13 Aralık 2012 tarihli kararında, Türk ve Ermeni üniversite öğrencilerinin değişim programlarını teşvik ederek Berlin’in sürece katkı sunduğu da belirtiyor. Asılsız iddiaların 100. yılına, 2015’e doğru Talat Paşa’nın katilini salıveren Skandal Mahkeme, ders kitapları meselesi, katillerin kahramanlaştırılması gibi Türk toplumunu haklı olarak rahatsız eden olgular karşısında AİHM “İsviçre-Perinçek Davası Kararı”ndan hareketle, paralemto kararlarının geri alınması için, Avrupa’daki Türk toplumunun girişimler başlatması bekleniliyor.
BEYHAN YILDIRIM / BERLİN
ulusalkanal.com.tr