Trafik sigortasında “tavan fiyat“ dönemi
TÜDER Genel Başkanı Küçük: "Sigorta işlemlerinde, tercihe göre plakanın bağlı olduğu il veya sigortayı yaptıranın ikametgahının baz alınacak olması sigorta şirketleri açısından da bir rekabet ortaya koyacak ve bu sürücülerin lehine olacak"
Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Levent Küçük, bugünden itibaren uygulamaya girecek zorunlu trafik sigortalarında tavan fiyat uygulamasına ilişkin, sigorta yaptıracaklara birden fazla sigorta şirketinden fiyat almaları uyarısında bulundu.
Küçük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hazine Müsteşarlığının "Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Primlerine İlişkin Genelgesi'ne göre, söz konusu sigortanın zorunlu olması ve sigortalılar açısından primlerin ödenebilecek seviyede tutulması hususlarının göz önünde bulundurularak, bugünden itibaren geçerli olmak üzere zorunlu trafik sigortalarına ilişkin bazı kararlar alındığını anımsattı.
Daha önceki serbest tarife döneminde sigorta şirketleri arasında rekabet oluşmadığı için çok yüksek trafik sigorta primlerinin ortaya çıktığını ve tüketicilerin mağdur olduğunu söyleyen Küçük, trafik sigortasında tavan fiyat uygulaması getirilmesini olumlu bulduklarını ifade etti.
Yeni yayınlanan genelgeye bakıldığında iki önemli konunun öne çıktığına işaret eden Küçük, şunları söyledi:
"Bunlardan biri illerin bölgelere ayrılarak trafik yoğunluğunun dikkate alınmasıdır. Örneğin, İstanbul en pahalı trafik sigortasının olduğu il olmuş. Diğeri de hasar yapma veya hasarsızlık kriteri. Burada şunu söyleyebiliriz. Eğer bir yıl hasar yapmadıysanız, bir üst dilime geçerek hasarsızlık oranınız artıyor. Hasarsız geçirdiğiniz her bir yıl sizin için olumlu değerlendiriliyor ve daha avantajlı bir hale geliyorsunuz. Hasar yaptığınız her sefer de ise hasarsızlık oranının azaldığı, fiyatın arttığı daha alt kademeye düşüyorsunuz. Burada şu tehlikeyi görebiliyorsunuz. Eğer, kaza yapan sürücüler, trafik sigorta şirketlerinin hasar kaydına girmemek için bu defa kendi aralarında anlaşma yoluna gidebilirler. Bu da özellikle servis hizmeti veren oto tamircilerine yeni bir iş alanı açabilir. Bu aslında sigorta şirketleri açısından da sürücüler açısından da mağduriyetlerin artmasına yol açabilir. Kaza anında tarafların belirlediği bedel daha yüksek çıkabilir veya masrafı karşılamayı taahhüt eden taraf, daha sonra bunu inkar edebilir. O yüzden sürücülere bu konularda resmi yolları takip etmesini öneriyoruz."
"Birden fazla sigorta şirketinden fiyat alın"
Sigorta şirketlerinin tercihe göre aracın plaka ili veya sigortayı yaptıranın ikametgah ilini esas alınabileceğine de dikkati çeken Küçük, şunları kaydetti:
"Örneğin İstanbul'da yaşayan birisi '80 Osmaniye' plakalı bir araçla İstanbul trafiğinde dolaşırsa sigorta şirketi de plakanın kayıtlı olduğu ili esas alırsa bu defa o kişi daha ucuz tarifeden faydalanmış olacak ama İstanbul'da ikamet eden ve plakası 80 olan kişi için sigorta şirketi ikametgahı baz alırsa bu defa İstanbul'un tabi olduğu en yüksek tarifeden sigorta primini ödemek zorunda kalacak. Ya da tam tersi de düşünülebilir. Yani '34 İstanbul' plakalı bir sürücünün Osmaniye'de ikamet ettiği ve plakanın esas alındığı düşünüldüğünde bu sefer o Osmaniye'deki kişi daha fazla bedel ödemek zorunda olacak. Sigorta şirketlerinin tercihine göre plakanın bağlı olduğu il veya sigortayı yaptıranın ikametgahı baz alınacak olması sigorta şirketleri açısından da bir rekabet ortaya koyacak ve bu sürücülerin lehine olacak. O açıdan, sigorta yaptıracakların, birden fazla sigorta şirketinden fiyat almaları kendi yararlarına olacaktır."
Genelgede yürürlük tarihinden önce yapılmış zorunlu trafik sigortası poliçelerinin süresi bitene kadar devam edeceği ve aradaki farkın sigortalılara iade olmayacağını gördüklerini dile getiren Küçük, kamuoyunun beklentisinin, ucuzlamayla ortaya çıkan farkın sigorta sahiplerine iadesi yönünde olduğunu ama her şeye rağmen bir tavan fiyat getirilmesi olumlu bulduklarını sözlerine ekledi.