Vatan Partisi'nden 'Türk' ve 'Türkiye' açıklaması
Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan, meslek odalarına yönelik sürdürülen tartışmalara ilişkin partisinin görüşlerini açıkladı
Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan, meslek birliklerinin yapılarının değiştirilmesi ve isimlerindeki “Türk” ve “Türkiye” ifadelerinin kaldırılması tartışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Utku Reyhan açıklamasında şunları söyledi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önceki gün gazetecilerin sorularını yanıtlarken meslek kuruluşlarına ilişkin son derece vahim ve devlet adamı ciddiyetiyle bağdaşmayan yanıtlar vermiştir.
Sayın Cumhurbaşkanı, öncelikle meslek kuruluşlarının isimlerinde yer alan “Türk, Türkiye” gibi ifadelerin “bakanlar kurulu” kararıyla kaldırılacağını, ardından da bu kuruluşların yapılarının değiştirileceğini ve herkesin istediği gibi birlikler oluşturabileceğini belirtti.
Millet Mehmetçiğin etrafında kenetlenmiş, Afrin’de ve giderek bütün Suriye’nin kuzeyinde ABD ve onun piyonu olan PKK/PYD ile savaşırken, milleti birleştirme sorumluluğunda olması beklenen Cumhurbaşkanı, meslek sahiplerini bile bölecek açıklamalar yapmaktadır. Devlet aklı ve ciddiyeti ile bağdaşmayan açıklamalardır bunlar.
Sayın Erdoğan’ın ve hükümetinin meslek kuruluşları konusunda bilgisiz olduğu anlaşılmaktadır. Erdoğan’ın yanında kendisine doğruyu söyleyecek bir kişinin bile bulunmadığı görülmektedir. Etrafında böyle kişiler olsa “Türk” ya da “Türkiye” gibi isimlerin meslek kuruluşlarına bakanlar kurulu kararıyla değil, kanunla verildiğini Cumhurbaşkanına söylerlerdi.
1 – Meslek kuruluşlarının isimlerini ve yapısını “bakanlar kurulu kararıyla” ya da OHAL KHK’sıyla değiştirmek mümkün değildir. Çünkü bu birlikler Anayasa’da düzenlenmiştir. Anayasamızın 135. Maddesinde bu birliklerin amacı ve kapsamı belirlenmiştir. Maddenin başlığı bile “Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları”dır. Madde şu şekildedir:
“Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir.”
2 – Anayasamızın 135. Maddesinde de belirtildiği gibi, bu kuruluşlar kanunla kurulmuştur. İsimleri, yapıları ve görevleri kanunla belirlenmiştir. Örnek vermek gerekirse,
Türkiye Barolar Birliği (TBB), 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 109. Maddesi ile düzenlenmiştir. İlgili madde şöyledir:
“Türkiye Barolar Birliği, bütün baroların katılmasıyla oluşan bir kuruluştur. Birlik, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur.”
Türk Tabipleri Birliği (TTB), 6023 Sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu ile düzenlenmiştir. Kanunun 1. Maddesi şöyledir:
“Türkiye sınırları içerisinde meslek ve sanatlarını icraya yetkili olup da sanatını serbest olarak yapan veya meslek diplomasından istifade etmek suretiyle resmi veya özel görev yapan tabiplerin katıldığı Türk Tabipleri Birliği; tabipler arasında mesleki deontolojiyi ve dayanışmayı korumak ve meslek mensuplarının hak ve yararlarını korumak amacıyla kurulmuş kamu kurumu niteliğinde mesleki bir kuruluştur.”
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu ile düzenlenmiştir. Kanunun 1. Maddesi şöyledir:
“Türkiye sınırları içinde meslek ve sanatlarını icraya kanunen yetkili olup da mesleki faaliyette bulunan yüksek mühendis, yüksek mimar, mühendis ve mimarları teşkilatı içinde toplayan tüzel kişiliğe sahip Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği kurulmuştur.
Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan Birliğin ve Odaların merkezi Ankara'dadır.”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), 6964 Sayılı Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği Kanunu ile düzenlenmiştir. Kanunun 23. Maddesi şöyledir:
“Bu Kanun ile kendisine verilen görevleri yerine getirmek üzere, kamu tüzel kişiliğini haiz meslek üst kuruluşu olarak Türkiye Ziraat Odaları Birliği kurulur. Birliğin merkezi Ankara'dadır. Birlik, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamaz”
Türk Eczacıları Birliği (TEB), 6643 Sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu ile düzenlenmiştir. Kanunun 1. Maddesi şöyledir:
“Türkiye sınırları içinde meslek ve sanatlarını yürütmeye yetkili olup da, özel kanunlarında üye olamayacakları belirtilenler hariç, sanatlarıyla uğraşan ve meslekleriyle ilgili hizmetlerde çalışan eczacıların katılmasıyla; eczacıların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, eczacılığın genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak; eczacıların birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere, meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadıyla tüzelkişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde Türk Eczacıları Birliği kurulmuştur.”
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK), 5362 Sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu ile düzenlenmiştir. Kanunun 34. Maddesi şöyledir:
“Konfederasyon, Bakanlıkça hazırlanmış örneğine uygun Konfederasyon ana sözleşmesinin Bakanlık tarafından onanmasından sonra kurulmuş olur. Kuruluş merkezi Ankara'dadır. Konfederasyonun kısa adı TESK'tir.”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), 8771 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu ile düzenlenmiştir. Kanunun 1. Maddesi şöyledir:
“Bu Kanunun amacı; ticaret ve sanayi odaları, ticaret odaları, sanayi odaları, deniz ticaret odaları, ticaret borsaları ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin kuruluş ve işleyişine ilişkin esasları düzenlemektir.”
Örnekler çoğaltılabilir. Anlayasımızın 135. Maddesine göre oluşturulan Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarının tamamı, kanunla kurulmuştur. Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB), Türk Veteriner Hekimler Birliği (TVHB) ve daha birçok birlik bu kapsamdadır. Bu kuruluşları hedef almak, bu kuruluşların üyesi olan milyonlarca nitelikli meslek erbabını hedef almak ve örgütsüz bırakmaktır. Bu çaba büyük bir dirençle karşılaşacaktır.
3- Bu kuruluşlar, Anayasayla ve Kanunlarla düzenlenmişken, bunların isimlerinin ve yapılarının bakanlar kurulu kararıyla değişebileceğini söylemek, ya bilgisizlikten ya da kötü niyetten kaynaklanabilir. Her iki durumda da Sayın Erdoğan ve ekibinin ülkeyi yönetecek çapta ve birikimde olmadığı ortaya çıkmaktadır. Bırakın bakanlar kurulu kararını, kanun değişikliği bile yetmez, anayasa değişikliği gerekmektedir. Bu tavır, devlet adamı tavrı değil, bir makam ve kurum tavrı değil, bireysel bir tavırdır.
Sayın Cumhurbaşkanının başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu, örneğin Bilal Erdoğan’ın başında olduğu vakfa Türkiye ismini vermeye ya da kaldırmaya yetkilidir. Ama Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarına değil!
4 – Adı geçen Mesleki Kuruluşların isimlerinden “Türk” ya da “Türkiye” ifadelerinin kaldırılması, bu kuruluşların “millî” niteliğine zarar verir. Kuruluşların “Türk” ya da “Türkiye” isimlerini kullanması, bunların “kamu kurumu niteliği” taşımalarından ve temsil ettikleri meslek sahiplerinin bütünün kapsamasından kaynaklanmaktadır. Türk-Amerikan Savaşının ortasında “Türk” ve “Türkiye” kelimelerinin hedef alınması vahimdir. Bu kavramlar Millî Birliğin temelidir. Bunlara saldırmak Milli Birliği dağıtma sakıncası taşımaktadır. Sayın Erdoğan ve çevresi, bu kavramları hedef alarak, ABD ve AB’nin “Türk’ü silme” programıyla paralel bir konuma düştüğünün farkında mı? “Türk”ü kaldırma talebinin, ABD’nin piyonları olan PKK ve FETÖ’nün talebi olduğu unutulmamalıdır.
5 – Meslek kuruluşlarının 1-2’si dışında tamamı, Türkiye’nin millî çıkarlarını sürekli savunmuşlardır. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarını desteklemişler, 15 Temmuz ABD-FETÖ darbe teşebbüsünün karşısında yer almışlardır. Bu kuruluşlar, ülkemizde millî birliğin oluşturulmasının ve cumhuriyet ile demokrasinin kökleşmesinin en önemli unsurlarındandır.
6 – Türkiye’nin yürüttüğü Vatan Savaşı’na karşı bozgunculuk yapmak suçtur. Bu bakımdan TTB yöneticilerinin “Savaşa Hayır” söylemleri iç cephede bozgunculuk yapmaktadır ve kabul edilemez. Burada sorumluluk anayasal bir kuruluş olan TTB’nin değil, onu yönetenlerindir. Söz konusu yöneticiler hakkında hukuki ya da idari işlemler yapılabilir ama kurum cezalandırılamaz. Türk hekimleri, Mehmetçiğiyle birliktedir. Çok sayıda il tabip odası açıklamalar yaparak TTB merkez konseyinin açıklamasını benimsemediklerini ve Afrin harekâtını desteklediklerini belirtmişlerdir.
7 – Başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere meslek kuruluşlarının yapısını ve birlik olma vasfını değiştirmek telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacaktır. Avukatlık mesleği, kanuna göre yargının 3 asli unsurundan biridir. Adil yargılanmanın temeli, savunma hakkının eksiksiz var olmasıdır. Bu hukuk devletinin gereğidir, avukatlardan çok vatandaşların güvencesidir. Her siyasi, dini, mezhepsel ya da etnik grubun kendi barosunu kurduğunu düşünelim. Bu durumda mesleğin ortak menfaatleri savunulamayacak, hâkimler hangi avukatın hangi grubun barosuna kayıtlı olduğuna göre karar vermeye zorlanacak, avukatların disiplin işlemleri nesnel kıstaslar yerine, siyasi ya da çıkara dayalı yöntemlerle yapılacaktır.
Ya da örneğin Türk Eczacıları Birliği bölünür ve odalara üyelik şartı kaldırılırsa Sarı, Kırmızı, Mavi, Yeşil, Siyah Eczacı Birlikleri kurulur. Bu durumda eczacılar ortak çıkarlarını savunamaz hale gelir. Meslek mensuplarının, mesleğin etik kurallarına uyup uymadığını denetlemek ve disiplin uygulamak da idarenin keyfine bırakılır ve imkânsız hale gelir.
8 – Meslek örgütlenmesinin kökleri Türk tarihinin derinliklerindedir. Örgütlü olmak, toplumsal yapımızın en önemli özelliklerinden biridir, milletin, devletin ve demokrasinin güvencesidir. Milyonlarca avukat, doktor, mühendis, mimar, şehir plancısı, eczacı, diş hekimi, esnaf, sanatkâr, veteriner hekim, muhasebeci, sanayici, tüccar, ziraatçı ve her türlü meslek erbabının dini ve siyasi inancına, kökenine ve gelir durumuna bakılmaksızın birlik halinde olmalıdır. “Türk” ve “Türkiye” bu birliğin temelidir. Vatan Partisi olarak, bütün kamu kuruluşu niteliğindeki meslek kuruluşlarımızı birleşerek birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Bu süreçte bizler, meslek kuruluşlarımızın sonuna kadar yanındayız.