Tütün TEKEL'inden sigara pazarına dönen ülke!
2002'de 405 bin olan tütün üretici sayısı 2018'de 56 bine düştü, tütün üretimi ise yarı yarıya azaldı. Türkiye sigara devlerinin pazarı oldu, geçtiğimiz yıl tütün ithalatına 522 milyon dolar ödendi...
Yusuf Yavuz
Fındık ve üzümden sonra Türkiye'nin en önemli tarımsal ihraç ürünü olan tütünde son 16 yılda yaşanan kayıplar, bir zamanlar tütünde TEKEL olan Türkiye'nin küresel sigara devlerinin pazarı haline dönüştüğünü ortaya koyuyor. Tütün Eksperleri Derneği'nin 2018 yılı için hazırladığı Tütün Raporu'na göre Türkiye'nin tütün üretimi son 16 yılda yüzde 48, üretici sayısı ise yüzde 86 azaldı. 2017 yılında yaklaşık 100 bin ton tütün ithal eden Türkiye'nin 522 milyon doları duman olurken, kaçak sigarada ise büyük bir artış yaşandı. Çin ve Bulgaristan gibi ülkelerde üretilen sigaralar Dubai üzerinden Türkiye’ye sevk ediliyor. Irak, İran ve Suriye’den ülkeye sokulan kaçak sigaralardan Türkiye’nin yıllık vergi kaybı 400 milyon lira. Komşu ülkelerde 1,5 dolar civarında olan marka sigaralar Türkiye'de 2,5 dolar civarında satılırken tiryakiler sarma tütüne yöneldi. Resmi veri elde edilemeyen sarmalık tütünde ise belirsizlik hâkim. 2017 yılında 27 milyar adet boş sigara tüpü satıldığı ortaya çıkarken nargilelik tütünde ise tüketime paralel olarak kaçak ürün de artıyor.
Türkiye’nin uluslararası piyasalarda marka değeri olan en önemli tarımsal ürünlerinden biri de tütün. Türkiye’de yetiştirilen ve 'Oryantal' tütünler, dünya piyasalarında uzun yıllar boyunca gördüğü yüksek talep sayesinde “Türk Tütünü” diye anılıyor. Üretiminden ticaretine Anadolu'nun sosyo-ekonomik ve siyasal yaşamında önemli bir yeri olan tütün, önemli bir ihracat ürünü olmasının yanında toplanan vergilerdeki payıyla da özel bir yere sahip.
REJİ İDARESİNDEN TEKEL’E TÜTÜNÜN ÖYKÜSÜ
Osmanlı İmparatorluğunun çöküş döneminde Düyunu Umumiye İdaresi ile kurulan Reji şirketine Cumhuriyet'in ilk yıllarında son verilmesinden sonra tütün üretimiyle ilgili düzenlemeler yeni kurulan İnhisar İdaresi'nce yürütüldü. 1924, 1930 ve 1938 yıllarında yapılan tütünle ilgili yasal ve kurumsal düzenlemeler, 1969 yılında yürürlüğe giren Tütün ve Tütün Tekeli Kanunu ile TEKEL'e devredilirken, 2002 yılına kadar Türk tütününden TEKEL sorumlu oldu.
2002’DE ÇIKARILAN TÜTÜN YASASI ÜRETİMİ ADIM ADIM DÜŞÜRDÜ
Ancak 9 Ocak 2002'de çıkartılan 4733 sayılı Tütün Yasası ile Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Üst Kurulu (TAPDK) hayata geçirilirken TEKEL ise tasfiye edildi. Yeni Tütün Yasası ile destekleme alımlarına son verilirken sözleşmeli tütün üretimine geçilmesinin ardından tütün üretiminde büyük bir düşüş yaşanmaya başlandı. 15 yıl boyunca sektörü kontrol eden TAPDK, 2017 yılında kapatılırken bu korumun görev ve yetkileri ise Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı kurularak Tarım ve Orman Bakanlığı'na devredildi.
TÜRK TÜTÜNÜ ÜNÜNÜ KORUYOR AMA TÜRKİYE İTHAL TÜTÜN CENNETİ
Tütün Eksperleri Derneği'nin hazırladığı 2018 yılına ilişkin Tütün ve Tütün Mamulleri Sektörü Raporunda Türkiye'nin tütün üretiminin kısa geçmişi özetlenirken bugünkü durumu hakkında da çarpıcı bilgilere yer veriliyor. Türkiye'nin yaşadığı kan kaybına rağmen dünya Oryantal tütün pazarında halen lider ülke konumunda olduğuna dikkat çekilen raporda, 183 bin tonluk oryantal tütün pazarının yaklaşık yüzde 32'sinin Türkiye'ye ait olduğu kaydedilerek şu bilgilere ver verildi: “Ülkemizde tütün üretimi sözleşmeli üretim modeli ile gerçekleştirilmektedir. 2018 yılında sözleşmeli üretim yapan 56 bin üretici 943.000 dekar alanda yurt genelinde 82,5 milyon kilogram tütün üretmiştir. Aynı zamanda sözleşmesiz olarak üretilen ve kayıtlara geçen 11 milyon kilogram tütün ile birlikte yurt genelinde toplam tütün rekoltesi 93,5 milyon kilogram olarak gerçekleşmiştir.
2002’DE 405 BİN OLAN ÜRETİCİ SAYISI 2018’DE 56 BİNE DÜŞTÜ
4733 Sayılı yasanın çıktığı günden bu güne aradan geçen 15 yılda büyük kan kaybı yaşayan tütün üretimi rakamlarla ifade edilecek olunursa; 2002 ürün yılında 405 bin olan tütün üreticisi sayısı 2018 yılı itibarıyla yüzde 86 azalarak 56 bine, tütün üretimi ise 2002 ürün yılında 159.521 tondan yüzde 48 azalarak 2018 yılında 82.500 ton civarına gerilemiştir. Genç nesil tütün tarımının zorluğu ve gelirinin azlığı nedeniyle tütüncülükten uzaklaşmış, çoğunlukla büyükşehirlere göç etmiş, Ege ve Karadeniz Bölgesi’nde tütün üreticilerinin yaş ortalaması 48 yaş civarına yükselmiştir.
TÜTÜN ÜRETİCİSİ ANCAK KENDİ İŞÇİLİĞİNİ KURTARABİLİYOR
2018 yılında Ege Bölgesinde satılan tütünün kilogram maliyeti ortalama 15,16 TL olarak gerçekleşmiştir. Üretici bu tütünün kilogramını 16,70 TL fiyatla satmıştır. Bu rakamlar ışığında tütün üreticisinin eline kendi işçilik yevmiyesi dışında bir şey geçmediği hane başına yıllık üretimin ise 1500 kilogram olduğu göz önüne alındığında, gelirinin asgari geçim seviyesinin çok altında olduğu gözükmektedir. Alım fiyatındaki yıllık artış üretim girdilerindeki artışın gerisinde kalmıştır. Ürün kalitesinin de fiyatlandırmada belirleyici olması ile 2018 yılında üreticinin ortalama satış fiyatı bir önceki yılın altında kalmıştır.
ÖRGÜTSÜZ ÜRETİCİ VERİLEN FİYATI KABULLENMEK ZORUNDA KALIYOR
Yaprak tütün firmaları ile üretici arasında düzenlenen ‘Tütün Alım-Satım Sözleşmesi’nin özel şartlar ve fiyatların hazırlanmasında firmalar söz sahibi olurken, örgütsüz tütün üreticileri bu sözleşmelerin önemli bir kısmına müdahil olamamakta, verilen fiyatı ve miktarı kabullenmek zorunda kalmaktadırlar. Sözleşmeli Üretim açısından bakıldığında son yıllarda özellikle üretici avanslarında önemli bir artış yaşanması ve alım garantisi üretici açısından kısmen rahatlatıcı bir unsur olarak gözükmüştür. Yasada öngörülen Açık arttırma sistemi ile alım satım ise hayata geçirilememiştir.
İHRACATTAKİ PAYIMIZI BULGARİSTAN VE YUNANİSTAN’A KAPTIRABİLİRİZ
Milli Tarım Projesi ile yeniden tanımlanan Tarımsal havzalar içerisinde tütün yer bulamamıştır. Sözleşmeli yaprak tütün üretim ve ihracatının yüzde 90’ından fazlasını karşılayan Ege bölgesi, Orta Karadeniz bölgesi ve Adıyaman-Hatay-Antakya havzalarında ki tütün üretiminin de desteklenecek ürünler içerisinde yer alması gereklidir. Bu destekleme ithal girdisi olmaksızın, yapılan tarımsal ihracata verilmiş bir destek olacaktır. Tütün üreticisi gelecek yıllarda da yalnız bırakılır ise dünya tütün ihracatında ki payımızı Makedonya, Bulgaristan ve Yunanistan’a kaptırma riskimiz bulunmaktadır."
SİGARADA VERGİ ARTTI, SARMALIK TÜTÜN PAZARI HIZLA BÜYÜDÜ
TEKEL’in tütün piyasalarından çekilmesi ve sigara fabrikalarının satılması neticesinde piyasaya tümüyle hâkim olan çok uluslu şirketlerin, tamamen yerli tütünden imal edilen sigaraları piyasaya yeterince sunmamaları sonucu yurt içinde satılan sigaralarda yerli tütün kullanımının en alt seviyeye indiği kaydedilen raporda, "Bunun sonucunda özellikle Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine olan talebin kısıtlanması ile tütün üreticileri sözleşme yapacak firma bulamamıştır. Ancak özellikle 2010 yılından sonra tütün mamulleri üzerinde artan vergi oranları, tüketicinin ucuz ürüne yönelmesi 'Sarmalık Kıyılmış Tütün' olarak nitelenen piyasanın büyümesine neden olmuştur. Bu piyasa özellikle TEKEL in piyasadan çekilmesi ile boşlukta kalmış bulunan tütün üreticilerine yeniden bir alternatif sunmuştur. Sarmalık Kıyılmış olarak tüketilmek üzere yaklaşık 20-25 bin ton tütün üretiminin olduğu tahmin edilmektedir. Bu rakamın 2018 yılında 11 bin tonu kayıtlara geçmiştir. Hali hazırda sarmalık kıyılmış tütün piyasası zaten zirve yapmış ve kontrolsüz durumdadır. Var olan piyasayı yasal zemine çekmek gerçekçi bir yaklaşım olacaktır" görüşüne yer verildi.
2017’DE 27 MİLYAR MAKARON SATIŞI
Yurt içinde üretilen ve sarmalık kıyılmış tütünün doldurulması ile tüketilen Makaron (boş sigara tüpü) üretim rakamlarının, resmi veri elde edilemediği için bu sahada ki üretim ve tüketim rakamlarına ilişkin bir dayanak oluşturduğuna dikkat çekilen raporda, 2016 yılında yurt içinde satışa sunulan 18 milyar adet makarona karşılık 2017 yılında yarı yarıya bir artışla bu rakamın 27 milyar adede yükseldiği belirtildi.
ÜRETİCİ KENDİ TOPRAĞINDA KAÇAKÇI OLMAKTAN ÇIKARILMALI
Üretilecek yeni politikalar ile önemli sayıda tütün üreticisinin kendi topraklarında yetiştirdiği ürünün kaçak olmaktan çıkarılması gerektiğinin altı çizilen raporda, “Yasal zeminde üretimin ve satışın önü açılmalıdır. Üreticilerin veya yerli yatırımcının yüksek maliyetli yatırım gerektiren tesisler yerine yerli makine sanayicisinin ürettiği makineler ile daha düşük yatırım gerektiren tesislerin de yasal üretim izni alınabilmesi sağlanmalıdır. Bu konuda özellikle Torba yasa sonrası üretici kooperatifleri ve tesislere ilişkin, çıkarılması beklenen düzenlemeler biran önce hayata geçirilmelidir” ifadelerine yer verildi.
TÜRKİYE TÜTÜN FONUNDAN BİR YILDA 1 MİLYAR DOLAR KAYIP VERDİ
Tütüncülüğün geliştirilmesi amacıyla 1986 yılından itibaren ithal edilen tütünlere kilogram başına 3 dolar, paket başına ise 40 cent dolar uygulanan Tütün Fonu'nun, 2011'de 2,25 dolara düşürüldüğüne dikkat çekilen raporda, bu rakamın 2017'de 0,30 dolar olarak belirlendiği, 2018 sonunda ise sıfırlanacağı belirtildi. Raporda yer verilen bilgiye göre 2010 yılından itibaren tütün fonunda yapılan sıfırlama ve kademeli indirimler neticesinde, Türkiye’nin sadece fon kaynaklı kaybı 2017 yılı sonu itibarıyla 1 milyar doların üzerinde.
2017’DE AMERİKAN SİGARALARINA 51 MİLYON DOLAR ÖDENDİ
11 Haziran 2018 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile ABD’den ithal edilen tütünlere yüzde 60 oranında ek vergi uygulaması getirildiği kaydedilen raporda, Türkiye'nin 2017 yılında gerçekleştirdiği toplam 522,7 milyon dolarlık tütün ithalatında ABD menşeli tütünlerin payının 51 milyon dolar civarında olduğu belirtilerek tütün dış ticareti hakkında şu bilgilere yer verildi: "Ülkemizde 2017 yılında 51.028 ton tütün, 352.6 milyon dolar karşılığı ihraç edilmiştir. Buna karşılık tütün ithalatı, 2017 yılında 99.773 tona ulaşmış olup karşılığında 522,7 milyon dolar ödenmiştir. Fındık ve üzümden sonra ülkemizin en önemli tarımsal ihraç ürünü olan tütün, 2012 yılından itibaren ithalat karşısında üstünlüğünü yitirmiştir. Tütün ithalatımız her yıl düzenli olarak artışını sürdürmektedir. 2017 yılında 51.028 ton ihracata karşılık 99.773 ton tütün ithal edilmiştir.
TÜRKİYE’NİN TÜTÜN İHRACATININ MERKEZİ İZMİR
Yaprak tütün ihracatçısı firmalar, tütünü sözleşmeli olarak satın alarak, İzmir’de kümelenmiş tesislerinde işleyerek yurt dışı piyasalara sunmaktadır. Bu tesislerin 150 milyon dolar yatırım değeri ile birlikte yarattığı istihdam yaklaşık 3500 kişidir. Özellikle dünya sigara piyasasının oligopol yapısı dolayısı ile sınırlı sayıda alıcıya satış, tütün ihracatçısı firmalarımız açısından bir handikap olarak değerlendirilebilir. Uluslararası alanda artan alıcı talepleri ve fiyat baskısı alım politikaları üzerindeki temel etkeni oluşturmaktadır. Bunun yanında ülkemizde tütün üretiminde temel girdi maliyetlerinde yaşanan artış, Balkan ülkeleri ile rekabetimizde dezavantaj yaşanmasına neden olmaktadır."
İTHAL TÜTÜNLE ‘YERLİ’ SİGARA: TÜTÜN ÜRÜNLERİ YABANCILARIN ELİNDE
TEKEL sigara fabrikalarının 2008 yılında özelleştirilmesi ve Tütün Fonunun kademeli olarak azaltılması sonucunda Türkiye sigara pazarının tamamına yakınına çok uluslu sigara şirketleri sahip oldu. Sigara üretiminde giderek artan miktarlarda ithal tütün çeşitlerinin kullanılmaya başlandığı, yerli tütün kullanımının ise azaldığına dikkat çekilen tütün raporunda, "Yurt içinde yetişen tütünlerin iç piyasamıza satış amaçlı üretilen sigaralarda kullanım oranı 2003 yılında yüzde 42,07 iken bu oran 2008 yılında TEKEL’in sigara biriminin özelleştirilmesinden sonra tütün fonunda bazı ürünlerde sıfırlanması ile hızla azalarak 2017 yılı itibarıyla yüzde 12 ye düşmüştür. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2015 verilerine göre, Türkiye’de tütün ürünleri imalatının yüzde 89,3 yabancıların kontrolüne geçmiştir. Ülkemizde yabancı kontrolünün en yüksek olduğu imalat sanayinde tütün ürünleri imalat sanayi ilk sırada yer almıştır" denildi.
SİGARADAKİ YÜKSEK FİYAT KAÇAKÇILIĞI KÖRÜKLÜYOR
Tütün Eksperleri Derneği'nin tütün kontrolü çalışmalarını toplum sağlığının korunması boyutunda desteklediğinin altı çizilen raporda, Türkiye'deki sigara tüketimine ilişkin ise şu bilgilere yer verildi: "2018 yılı itibarı ile sigara üzerindeki vergi yükü ÖTV ve KDV ile birlikte ortalama yüzde 84’e yaklaşmaktadır. Bu vergi yükü ile birlikte artan sigara fiyatları ile özellikle genç neslin erken yaşta sigaraya başlamasının engellenmesi ve orta ve düşük gelir gurubunda ki sigara tüketicilerinin ise sigarayı bırakmaları hedeflenmiştir. Ancak yüksek vergi ve yüksek fiyat sarmalık kıyılmış tütün tüketimi ile bir taraftan da sigara kaçakçılığını körüklemiştir. Tabloda gözüken yasal tütün tüketim rakamlarına kayıt dışı sarmalık kıyılmış tütünü ve kaçak sigaraları eklediğimizde ülke tütün tüketim oranının açıklanan rakamdan daha yüksek olduğu bir gerçektir. Türkiye sigara satış hacmine göre dünyanın en büyük on pazarı arasında yer almaktadır.
YILDA 58 MİLYAR LİRALIK DEV PAZAR
İç piyasamıza arz edilen Tütün mamullerinin satış rakamları incelendiğinde 2017 yılı içerisinde toplam 56 milyar liralık bir perakende satış hâsılatı ile karşılaşmaktayız. Satış hâsılatları konusunda veri bulunmayan makaron ve sigara kâğıdınınsa tahmini perakende satış hâsılatı bu rakama eklendiğinde, toplam tütün mamulü piyasamızın perakende satış hacminin 58 milyar lira civarında olduğu tahmin edilmektedir. Tütün mamullerinden elde edilen vergi gelirleri toplam vergi gelirlerinin yüzde 7’sine tekabül etmektedir. 2017 yılında tabloya kıyılmış tütün ihracatının eklenmesi ile toplam 603 milyon dolarlık tütün mamulü ihracatı gerçekleşmiştir. 30 Haziran 2018 tarihinde yapılan ÖTV değişikliği ile sigaranın düşük fiyatla satışını engelleyici yönde, nispi oranda azaltma, asgari maktu vergi tutarında arttırma yapılmıştır. Bu durum düşük fiyat sınıfındaki sigara markalarının fiyatını yükseltmiş, yüksek fiyatlı sigara sınıfındaki markalarının ise vergisini düşürmüştür."
KAÇAK SİGARANIN VERGİ KAYBI YILDA 400 MİLYON LİRA
Son yıllarda özellikle meyve aromalı nargilelik tütün mamulü üretim tesislerinin kurulumunda önemli bir atış yaşanarak yurt içindeki tesislerin sayısının 26'ya yükseldiği belirtilen raporda, tütün ürünlerine ilişkin yasadışı ticarete yönelik bilgilere de yer veriliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre 2009 yılından itibaren kaçak sigara yakalama oranlarında dikkat çekici bir artış gözleniyor. 2009 yılında 10 milyon paket olan kaçak sigara yakalaması, 2015 yılında yaklaşık 15 kat artarak 143,4 milyon pakete yükseldi. 2016 yılı içerisinde ele geçirilen kaçak sigaraların neden olduğu vergi kaybının yaklaşık 400 milyon lirayı bulduğu tahmin edilirken Türkiye'de ele geçirilen kaçak sigaraların büyük bir kısmının Bulgaristan, Çin, Endonezya, Birleşik Arap Emirlikleri menşeili olduğu kaydediliyor. Söz konusu sigaraların Dubai üzerinden İran, Irak, Suriye ve İran’ın Türkiye sınırına getirilip depolandığı, ardından da yasa dışı yollarla Türkiye’ye sokulduğu ifade ediliyor.
TÜRKİYE KOMŞULARINA GÖRE EN PAHALI SİGARAYI İÇİYOR
Tütün raporuna göre Yunanistan hariç Türkiye komşu ülkelerle kıyaslandığında en pahalı sigara satışının yapıldığı ülke. Komşu ülkelerde 1,5 dolar civarında olan birinci sınıf marka bir sigaranın Türkiye'deki satış fiyatı 2,5 dolar civarında. Raporda bu durumun Türkiye'yi yasadışı ticaretin hedef pazarı haline getirdi. Tütün mamullerinde yaşanan kaçakçılığın, toplam kaçakçılık içindeki payının yüzde 15 civarında olduğu düşünülüyor. Yasa dışı yollarda ülkeye sokulan tütün ürünleri hem halk sağlığını hem de ekonomiyi olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle ısıtılarak tüketilen tütün ürünleri, likit-elektronik sigara ile nargilelik tütün mamulü kaçakçılığında önemli bir artışın yaşandığı belirtiliyor.
TÜTÜN ÜRETİMİ 100 BİN AİLEYİ TEMSİL EDİYOR
Dünyanın gelişmiş ülkelerinde tütün kullanımında azalma görülmesine karşılık Asya-Pasifik ve Afrika ülkelerinde bunun artacağının öngörüldüğü bilgisine yer verilen raporda Türkiye'de ise yakın gelecekte bir düşüş bekleniyor. Türkiye'deki tütün üreticilerinin yaklaşık 100 bin aileyi temsil ettiğinin altı çizilen raporda, son yıllarda bu kesimin unutulduğu belirtilerek üretimde yapılması gerekenler ise şöyle sıralandı:
ÜRETİM DESTEKLENMELİ, TOPLUM TÜKETİMDEN KORUNMALI
"Neredeyse tütünün tarımsal ürün olarak dahi görülmemesi yüksek ihracat kabiliyeti olan bir ürünün üreticileri ve ülkemiz için kabul edilebilir bir durum değildir. Tütün üretimi, Bakanlığımızın Milli Tarım Projesi ile yeniden tanımladığı tarımsal havzalar içerisine alınmalı ve desteklemelerden faydalanmalıdır. Tütün fonu, Türk tütününü koruyacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Ülkemizde örgütsüz ve sahipsiz durumda bulunana tütün üreticilerinin örgütlenebilmesi için çaba sarf edilmesi gerekmektedir. Türkiye sigara tüketim miktarında dünyanın ilk on pazarından biridir. Bu nedenle Türkiye’de tütün mamulü üreten firmalara pazar payları oranında belli bir miktar yaprak tütünü ülkemizden satın alma zorunluluğu getirilmelidir. Türkiye’de üretilmiş tütüne alım zorunluluğu getirilmesi, her yıl belli bir miktar tütün üretimini ve satışını garanti edecektir. Tütün ve tütün mamulleri sektöründe tasarruf yetkisi, Tarım ve Orman Bakanlığımıza geçmiş durumdadır. Toplumumuzu tütün mamullerinin tüketiminin zararlarından koruma çalışmaları devam etmeli, aynı zamanda, Bakanlığımızın üretimi ve ihracat boyutları ile ülkemizin önemli bir kesimini ilgilendiren tütün ile ilgili bir 'milli tütün politikasını' ortaya koyması gerekmektedir."