Dışişleri: Boşaltalım, Erdoğan: Asla!

Dışişleri: Boşaltalım, Erdoğan: Asla!

İşte Musul'da yaşanan dram ve itibar faciasının seyri: Musul Başkonsolosluğu'ndan Dışişleri'ne mesaj:

"IŞİD'in Musul'u işgal edeceği bilgileri var."

Dışişleri Bakanlığı:

"Değerlendirip size döneceğiz."

Musul Konsolosluğu'ndan bilahare ikinci mesaj:

"Ahali şehri terk ediyor. Biz ne yapalım?"

Dışişleri: "Bekleyin durumu değerlendiriyoruz."

Ertesi gün Musul Konsoloslu'ğundan üçüncü mesaj:

"Vali bile şehri terk etti. Konsolosluğumuzda bebekler var... Ne yapalım?"

Musul Konsolosluğu'ndan art arda ne yapalım soruları gelirken Ankara'da bunlar oluyor:

Dışişleri Bakanlığı'nın ilgili kadroları "Konsolosluğu hemen boşaltalım" diye ısrarlı görüş bildirirken MİT "Hayır" diyor.

Ve son kararı Başbakan Erdoğan veriyor:

"Konsolosluk asla boşaltılmayacak. IŞİD bize zarar vermez."

Başbakan'ın son kararı, dünkü yazımızda belirttiğimiz gibi Konsolosluğumuza bildiriliyor.

Haber kaynağımın bana aktardığı bu iddialar son gelişmelerle kanıtlanmış gibidir; zira Şamil Tayyar bile yanıltmayı MİT'in yaptığını dün itiraf etmiştir.

Tam bu noktada bir parantez:

Tayyip Erdoğan ile MİT'in verdiği bu kararı TSK'yı sınır ötesine taşıma projesinin zemin inşası diyenler çoğalmaya başladı...

KABADAYILIKLARI BERKİNLERE!

Ekmek almaya giden Berkin'e ölüm kustular!

Ali İsmail Korkmaz'ı döverek öldürdüler!

Abdullah Cömert'lere ve Ethem'lere yapılanlar ortada!

Bunların kabadayılıkları bizim çocuklarımıza!

25 bin polisi Taksim'e yığarken Musul'daki Türk toprağını üç buçuk şalvarlı ecmaine peşkeş çektiler.

Yunan, adalarımızı işgal ediyor, tıs!..

Kıbrıslı Rum, Doğu Akdeniz'deki doğalgaz olayında posta atıyor, tıs!..

Uçaklarımız düşürülüyor, tıs!..

Barzani bile "Diyarbakır'a karışırım" tehdidinde bulunuyor, tıs!..

Ve şimdi üç buçuk çapulcu şerefimizle oynuyor, yine tıs!..

Görüyorsunuz, bunların kabadayılığı Hacıhüsrev kolpacılığıdır.

Eee Hacıhüsrev Kasımpaşa'dadır. Ya huyundan ya suyundan demişler.

SİLAHLARI İÇİN SÜNNET DEMİŞTİ!

Niğde'de yapılan saldırıyı hatırlayın.

IŞİD'li ecmainler El Kaide ile beraber bir askerimizi, bir polisimizi ve bir vatandaşımızı katletmişti.

Bu saldırı sonrasında Tayyip Erdoğan şu sözü etmişti:

"Bunlar silahı sünnet diye taşıyorlar."

Söyleyin lütfen askerini, polisini ve vatandaşını öldürenlere alçak demek yerine taşıdıkları silahlar için inanç ifadesi olan sünnet kelimesini kullanmak Türkiye Başbakanına yakışıyor mu?

Evet, Berkin çocuğa "terörist" diyen bu zihniyet bu saldırganlara terörist bile demedi.

Ve son haber:

Musul rehinelerine karşılık bu katiller takas olarak isteniyor.

Verirlerse şaşırmayın!

'KAYIP SİCİL'

Soner Yalçın'dan şikâyetçiyim.

Üç gece beni uyutmadı; zira son kitabı "Kayıp Sicil"i elimden düşürmek mümkün olmadı.

Hayır, kitabın sadece akıcılığını kastetmiyorum, 30 yıldır siyaset soluyan ve İslamcı çevreleri biraz olsun bilen biri olarak emin olun yeni çok şey öğrendim bu kitaptan.

Evet, Soner Yalçın'ın kitabı tam bir belgesel ki tarihe dipnot olarak değil, esastan girecek bilgiler var içinde.

Kitap sadece Erdoğan'ı en iyi anlatan değil, ona paralel olarak bir zihniyeti deşifre eden en mükemmel çalışma!

Kırmızı Kedi'den çıkan "Kayıp Sicil" Türkiye'nin tartışmasız en iyi araştırmacı gazetecisi olan Soner Yalçın'ın son armağanıdır.

Yoksa siz bu kitabı hâlâ almadınız mı?

Sabahattin Önkibar /Aydınlık