ABD elçilik çalışanının eşi ve oğlu gözaltına alındı, sorguda
Türkiye ile ABD arasındaki vize krizi devam ederken yeni bir gelişme yaşandı. İstanbul Başkonsolosluğu'nda ikinci bir gözaltı kararı daha verildiği, konsolosluk çalışanının eşinin ve oğlunun sorguda olduğu öğrenildi
Sabah saatlerinden itibaren ABD Başkonsolosluğu'nda ikinci gözaltı kararı daha olduğu yönündeki iddiaların ardından yeni bir gelişme yaşandı.
ABD elçilik çalışanı Metin Topuz'un FETÖ soruşturmasında tutuklanmasının ardından başkonsoloslukta ikinci bir gözaltı kararı daha olduğu netleşti.
ABD Başkonsolosluğu'nda çalışan ikinci bir kişi hakkında daha gözaltı kararı verildiği, konsolosluktan çıkmayan çalışanın eşinin ve çocuğunun sorguda olduğu öğrenildi.
ADALET BAKANI GÜL'DEN AÇIKLAMA
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ABD'nin Türkiye'deki vize hizmetlerini askıya alması kararına ilişkin, "Açıklamada konsolosluk görevlilerinin güvenliğiyle ilgili bir husus ifade ediliyor. Güvenlikle ilgili hangi hususta eksiklik varsa bu konuda ilgili bakanlıklarca gerekli çalışmalar yapılır. Bu son tutuklamaya ilişkin bir konuysa bu hususta Türk yargısının vermiş olduğu bir karardır." ifadesini kullandı.
Bakan Gül, A Haber televizyonunda katıldığı canlı yayında soruları yanıtladı.
ABD'nin Türkiye'deki tüm diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetlerini askıya alması kararıyla ilgili Gül, şunları söyledi:
"Açıklamada konsolosluk görevlilerinin güvenliğiyle ilgili bir husus ifade ediliyor. Güvenlikle ilgili hangi hususta eksiklik varsa bu konuda ilgili bakanlıklarca gerekli çalışmalar yapılır. Bu son tutuklamayla ilişkin bir konuysa bu hususta Türk yargısının vermiş olduğu bir karardır. Dışişleri Bakanlığımız da ilgili kişinin diplomatik dokunulmazlığı bulunmayan bir kişi olduğunu açıkladı. Bu konuda Türk vatandaşı olan birisiyle ilgili Türkiye'de gerçekleşen fiillerle ilgili yargılama yapması Türkiye'nin kendi hakkıdır. Bu husus bağımsız bir şekilde yargı tarafından sürdürülen bir süreçtir. Bu hususta herkesin saygılı bir şekilde sonucu takip etmesi gerekir. Türkiye bir hukuk devleti, itirazlar yapılır. Dosyalar kapsama göre savcı gerekli çalışmaları yapıyor. Soruşturma gizli olduğu için Adalet Bakanı olarak da bilgi sahibi değiliz. ABD'nin bu gerekçeyle vermiş olduğu kararı gözden geçireceğini ümit ediyorum. Dışişleri Bakanımız da gerekli çalışmaları, açıklamaları gerçekleştirdi. Bu husus Türk yargısının verdiği bir yargılama sürecidir. Yargılama sürecini hep birlikte takip etmek, yargıya olan güvenin ve saygının gereğidir."
"Türk yargısına yönelik açıklamalar kabul edilemez"
ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass'in konsolosluk çalışanının tutuklanması kararıyla ilgili "Hükümetten bazıları intikam peşinde" açıklamalarının anımsatılması üzerine Gül, şu görüşlere yer verdi:
"Bu asla bir diplomatın ağzına yakışmayacak bir ifadedir. Türkiye'de hükümet görevlileri, hükümet icra fonksiyonunu yerine getirir, kendi vazifelerini yerine getirir. Yargı da kendi işlevini yerine getirir. Bu tutuklama kararı, yargının vermiş olduğu bir karardır. Bu hususta hükümetin hiçbir görevlisi veya hiçbir kurum yargıya 'şu şekilde karar verin' diye bir talimat veremez. Türk mahkemeleri ve yargısı bağımsızdır. Bir büyükelçinin Türk yargısına yönelik yapılan bu açıklamalarını kabul etmek mümkün değildir. Herhangi bir talimat ya da bir intikam anlamında hiçbir hükümet üyesinin çabası olamaz. Böyle bir ifadeyi asla kabul edemeyiz ve doğru bulmayız."
"100 klasörlük dosya Amerika'ya teslim edildi"
Bakan Gül, Türkiye ile ABD arasındaki güncel ilişkiler dikkate alındığında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesi konusunda ABD'nin olumlu bir adım atacağı beklentisi içerisinde olup olmadığının sorulması üzerine, şu bilgileri verdi:
"Türkiye ile ABD arasında iade sözleşmeleri var. Bu sözleşmelerin gereği olarak da her iki ülke bu sözleşme hukukuna riayet etmekte yükümlüdür. Türkiye olarak bizler yargı makamlarının vermiş olduğu iade taleplerini Dışişleri Bakanlığı marifetiyle ABD'ye ulaştırdık. ABD ile bu diyalog da tamamlanmış oldu. Bundan sonra artık hukukun gereği olarak bu talebin yerine getirilmesi lazım. Olası bir neden bile iade için gerekli görülmektedir. En son Cumhurbaşkanımıza suikast davasında da karar çıktı ve burada mahkeme sübuta erdiğini gösterdi. Yani olası nedenden de öte mahkemece sübuta ermiş bir fiilden bahsediyoruz. Dolayısıyla Türkiye büyük bir ülke, kendi menfaatiyle doğru orantılı olarak ilişkilerini her zaman sürdürecektir. Adli yardımlaşma ilişkilerimizi de sürdüreceğiz. Bu konudaki diyaloglarımızı hukuk çerçevesinde sürdüreceğiz. Bizim bu konudaki beklentimiz devam etmektedir. Bu konudaki girişimleri uluslararası sözleşme çerçevesinde kararlı bir şekilde sürdüreceğiz."
Darbe girişiminin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in talimatıyla yapıldığına dair önemli delillerin bulunduğuna değinen Gül, "Yaklaşık 100 klasörlük dosya Amerika'ya teslim edildi. Biz bu klasörlerin incelenip gereğinin yapılmasını ve bu hususta iadenin olmasını bekliyoruz." dedi.
Bakan Gül, Türkiye ile ABD arasında adli yardımlaşma kapsamındaki diyalogların sürdürülmesi gerektiğini de belirterek, "İhtiyaç olması halinde, iki tarafın da isteğine bağlı olarak mevkidaşlarımızla, ilgililerle görüşme hususunda hiçbir eksiklik olmaz, görüşmemizi yaparız. Adli yardımlaşma konularının devam edeceğini düşünüyorum." ifadesini kullandı.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in başka bir ülkeye kaçması iddialarıyla ilgili Gül, "Bu konuda Amerika'nın kendi iradesini de bekliyor olabilirler. Her zaman böyle bir ihtimal mümkün. Şimdi bilinen bir gerçek FETÖ elebaşının Amerika'da ikametini sürdürdüğü yönünde. Her an her türlü gelişme olabilir ama devletimiz her türlü çabasını ve irtibatını sürdürüyor." bilgisini verdi.
"FETÖ ile mücadelede İstanbul'daki Amerikan Konsolosluğunun başka personeli konusunda herhangi bir inceleme var mı?" sorusu üzerine Gül, başka bir konsolosluk görevlisiyle ilgili devam eden bir konunun bulunmadığını bildirdi.
ulusal.com.tr